Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2675 Esas 2020/5578 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2675
Karar No: 2020/5578
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2675 Esas 2020/5578 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı ve davalı arasında imzalanan adi yazılı sözleşme uyarınca, davalı iş makinesinin zilyetliğini davacıya vermiştir. Davacı araca nakit olarak üç taksit halinde ödeme yapmış, ancak araç kazası sonucu zarar görmüş ve başkasına satılmıştır. Davacı, protokol gereği aracın iadesini ve kiralama zararı ile satın alma bedelini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, ancak istinaf mahkemesi davacının araca ödemiş olduğu 184.400 TL'nin davalı tarafından sebepsiz zenginleşme olarak alındığını tespit etmiş ve bu miktarın davacıya ödenmesine karar vermiştir. Kararda, iş makinesi satış ve devirlerinin noterlerce yapılmasının zorunlu olduğu, bunun dışında yapılan her türlü satış ve devrin geçersiz olduğu belirtilir. HMK'nın 353/1.b.2. Maddesi uyarınca davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri: HMK'nın 353/1.b.2. Maddesi.
11. Hukuk Dairesi         2020/2675 E.  ,  2020/5578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Siirt 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20.12.2017 tarih ve 2017/124 E- 2017/556 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 13.11.2018 tarih ve 2018/564 E. - 2018/2748 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile davalı arasında imzalanan adi yazılı sözleşme uyarınca, davalının iş makinesinin zilyetliğini davacıya verdiğini, davacının ise aracın adına tescil edilmesi amacıyla davalıya nakit olarak 35.000,00 TL, 100.000,00 TL ve 49.400,00 TL ödeme yaptığını, araç tesliminden sonra gerçekleşen iş kazası nedeniyle aracın zarar gördüğünü ve sözleşme konusu aracın başkasına satıldığını ileri sürerek taraflar arasındaki protokol gereğince aracın davacıya iadesini, aracın iadesinin mümkün olmaması halinde araç kiralama zararı olarak 600,00 TL ile aracın satın alma bedeli olarak davacı tarafından davalıya verilen 184.400,00 TL"nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, öncelikle ödemelerin mevcut bir borç için yapıldığının kabul edilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanatte ise dava konusu makinenin davacıya 31.08.2016’da kullanım amaçlı teslim edildiğini, davacının aracı aylarca kullandığını ve aracın kendi zilyetliğindeyken iş kazası sonucu göçük altında kaldığını, davacının ödediği bedelleri istemesinin mümkün olmadığını ve aralarındaki sözleşmenin noterde düzenlenmemesi nedeniyle geçersiz olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, dava konusunun iş makinası olduğu ve aracın satış ve devirlerinin noterlerce yapılmasının zorunlu olduğu, bunun dışında yapılan her türlü satış ve devrin geçersiz olduğu, adi yazılı şekilde yapılmış olan taraflar arasındaki sözleşmenin bu nedenle geçersiz olacağı, bu nedenle herkesin aldığını aynen iade ile yükümlü olduğu, davacının yapmış olduğu ödemeyi talep ederken araca kendi kusuru ile vermiş olduğu zararlardan da mesul olacağı, aracın ise davacının zilyetliğindeyken kullanılamaz hale geldiği ve hurdasının sigorta şirketince satılarak bedelinin davalıya verildiği, davacının üstüne düşen aldığı şekilde teslim yükümlülüğünü yerine getiremediği, araç değerinin sigorta poliçesinde 285.000,00 TL olduğu, davacının ise araç bedeli olarak 185.000,00 TL ödediği, kalan 100.000,00 TL yi ise ödemediği, ancak davalının hurda bedeli olarak 90.852,00 TL"yi sigorta şirketinden aldığı ve davalının eksik kalan kısım ile ilgili olarak bir talebi olmadığı, davalının da davacının kendi kusuru ile meydana getirdiği netice sebebiyle davacıya iade etmesi gereken bir bedel bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu aracın davacıya satımı konusunda tarafların anlaştığı, aracın davacının kullanımındayken kullanılamaz hale geldiği ve yine taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesine göre 31.08.2016’da davacıya teslim edilen araçta oluşacak hasarları davacının üstlenmesi gerektiği, taraflar arasındaki ihtilafın davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği hususu olduğu, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere davalıya araç satımı için 184.400 TL ödeme yaptığı, protokole göre kalan tutarın 75.000 TL olduğu, davalının sigorta şirketinden aracın hurda bedeli olarak 90.852 TL aldığı, buna göre davalının fazladan 15.852,TL bedel tahsil ettiği ve davacı aleyhine bu miktarda sebepsiz zenginleştiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353/1.b.2. Maddesi uyarınca davanın kısmen kabulüne, 15.852,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın İlk Derece Mahkemesi"ne, karar örneğinin Bölge Adliye Mahkemes"ine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 9,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara