Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3492 Esas 2020/5577 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/3492
Karar No: 2020/5577
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3492 Esas 2020/5577 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/3492 E.  ,  2020/5577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 13.11.2017 tarih ve 2015/663-2017/939 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ile dava dışı şirket arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin davalı şirkete devredildiğini, davacı ile davalı arasında 01.01.2001 tarihli protokol imzalandığını, buna göre davalının yıllık 150 ton asgari alış taahhüdünde bulunduğunu ve davacının onayı olmadan bayiyi başka bir şirkete devretmeyeceğini kabul ettiğini, buna rağmen davacının taahhütlerini yerine getirmediğini ve bayiliği başka bir şirkete devrettiğini belirterek ariyet olarak verilen demirbaşların iadesi, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 USD kâr kaybı ve 5.000 USD cezai şart alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili ise davacının iddia ettiği taahhütlerin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Haakındaki Yasa uyarınca geçersiz olduğunu, bayiliğin başka şirkete devredilmesi nedeniyle davacının kar mahrumiyetinin olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davalıya ariyet olarak verilen malların aynen davacı şirkete verilmesine, davacının sair istemlerinin reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 15.02.2010 tarihli ve 2009/3947 esas ve 2010/1523 karar sayılı ilamıyla; “Davacı Petrol Ofisi A.Ş. davalı ile aralarında imzalanmış bulunan Bayilik Sözleşmesinin asgari alıma ilişkin taahhüdünü ve izinsiz işletme devri yapılamayacağına dair sözleşme hükümlerini ihlal ettiğini iddia ederek, tazminat talep etmiştir. Davanın açıldığı tarih dikkate alındığında taraflar arasında imzalanan 01.6.1997 tarihli sözleşmenin sona ermesine 1 yıllık süre bulunmaktadır. Rekabet Kurulunun sözleşme sürelerinin 5 yıldan fazla olamayacağı, aksi takdirde muafiyetten yararlanamayacaklarına ilişkin kararları, sözleşmenin sona ermesine 5 yıldan az süre kaldığı için somut olayda ve dava konusu sözleşme yönünden uygulanamaz. Ayrıca fesih halinde kâr mahrumiyeti ve cezai şart isteneceğine ilişkin sözleşmenin 9.maddesi hükmü üzerinde de durulup, yeterince tartışılmamıştır. Bu durumda mahkemece, davacının yukarıda açıklanan talepleri, davalının savunmaları ile sözleşmenin kâr mahrumiyeti cezai şart ile ilgili hükümleri sözleşme kapsamında değerlendirilerek (gerektiğinde bilirkişi aracılığıyla) hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ile delillerin yorumunda hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuna göre, davaya konu ariyet mallara ilişkin talep bir önceki mahkeme ilamı ile hüküm altına alınmış olmakla ve bozma dışında kalarak kesinleşmiş bulunmakla bu konuda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına, davacı yanın cezai şart ve yoksun kalınan kâr tazminatına ilişkin olarak davasının kabulü ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000 USD cezai şart 5.000 USD yoksun kalınan kar tazminatı olmak üzere toplam 10.000 USD"nin 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca yürütülecek usd faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19 Hukuk Dairesinin 03.07.2014 tarih 2013/15892 esas ve 2014/12248 karar sayılı ilamı ile; “1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasındaki sözleşme bitiminin tarihine 1 yıl kala feshedilmiş olup, fesih tarihi ile sona erme tarihi arasındaki sürede mahrum kalınan kar hesaplattırılıp bu konuda bir karar verilmesi gerekirken fesih tarihinden önceki dönemleri de kapsayacak biçimde kar kaybı hesabı yaptırılarak yazılı şeklide hüküm kurulması taraflar arasındaki sözleşme hükmüne uygun düşmediğinden hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulması karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporuna göre taleple bağlı kalınarak davacının yoksun kalınan kar tazminatının kısmen kabulü ile 5.000 USD "nin 3095 sayılı Yasa"nın 4/A maddesi uyarınca yürütülecek USD faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden, dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekilinin temyizi yönünden, davacı vekili fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ariyet olarak verilen demirbaşların iadesi ve 5.000 USD cezai şart alacağının tahsili talepler yanında 5.000 USD kâr mahrumiyetinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece bu talepler tam kabul edildiği halde, davanın kısmen kabulü hükmü kurulması ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, tahsiline karar verilen 5.000 USD kâr mahrumiyeti alacağına faiz uygulanmasına hükmolunduğu halde faiz başlangıç tarihinin gösterilmemesi doğru olmamış, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-Ayrıca davacının davası, ariyet olarak verilen malların iadesi, cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili olup, bunlar hakkında mahkemece verilen önceki kararlar kısmen onanmadığı halde davacının ariyetlerin iadesi ve cezai şart talepleri hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması doğru olmamış, bu nedenle de hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara