Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4774 Esas 2020/5576 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4774
Karar No: 2020/5576
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/4774 Esas 2020/5576 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, davalının davacılara ait bonolara dayalı kambiyo senetlerine özgü takip başlatması nedeniyle açılmıştır. Davacılar, bonolarda imzaların kendilerine ait olmadığını ileri sürerek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak protokol ve bonolardaki imzaların davacı şahsın eli ürünü olduğu ve yazıların sonradan bonoya aktarıldığını gösterir herhangi bir bulgunun olmadığına karar verilmiştir. Bu nedenle, davanın reddine karar verilmiştir. İstinaf sonucunda ise davacıların temyiz istemi reddedilmiş ve takibe ve davaya konu senetlerin asıl bedelleri toplamı olan 793.460,00 TL’nin %20’si oranına denk gelen 158.692,00 TL tazminatın davacılardan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Kararda, İİK’nın 72/4 maddesi uyarınca tazminat hükmünün verilmesi gerektiği de vurgulanmıştır.
11. Hukuk Dairesi         2020/4774 E.  ,  2020/5576 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Çanakkale 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 03.03.2017 tarih ve 2013/331 E- 2017/49 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-esastan reddine-kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce verilen 17.05.2018 tarih ve 2018/801 E- 2018/738 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davacı şahsın davalının oğlu olduğunu, davacılar aleyhine davalı tarafından dava konusu dört adet bonoya dayalı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığını, bonolardan üçünün malen, birinin nakden ibareli olduğunu, buna rağmen davacılar ile davalı arasında herhangi bir mal alış verişi olmadığını, davacıların davalıya borcunun bulunmadığını, bonolardaki imzaların davacılara ait olmadığını, olsa dahi boşa imzalanan bonoların sonradan doldurulduğunu ileri sürerek takibe konu bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacılar ile davalı arasında imzalanan protokol gereğince, davalının dava dışı şirketine ait hisselerini dava dışı üç kişiye devredeceği, bu üç kişinin de kendilerine ait üç adet taşınmazı davalı yerine doğrudan davacı şahsa devredeceği, bunun karşılığında davacı şahsın dava konusu malen kayıtlı üç adet bonoyu davalıya vereceği ve davacının yapacağı otel inşaatında kullanılmak üzere davalının nakit olarak vereceği paraya karşılığı davacı şahsın dava konusu nakden ibareli bonoyu davalıya vereceğinin kararlaştırıldığı, takip ve dava konusu bonoların yerine getirilen bu protokol hükümleri çerçevesinde davacılar tarafından davalıya verildiği, davacıların davalıya borçlu oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporlarına göre, gerek protokol gerekse bonolardaki imzaların davacı şahsın eli ürünü olduğunun anlaşıldığı, yazıların sonradan bonoya aktarıldığını gösterir herhangi bir bulgu bulunmadığı, icra takibine konu bonoların tamamen protokol hükümlerine uygun olarak düzenlendiği, davacının iddiasını kesin ve yazılı delillerle ispatlayamadığı, bonolar üzerinde davacı şirketin de kaşesi ve yetkilisi olan davacı şahsın imzasının bulunduğu, davacı şahsın protokol ve bonoların düzenlendiği tarihlerde davacı şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğu, bu nedenle davacı şahıs ve davacı şirketin borçtan sorumlu olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş olup, hükme karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce, ilk derece mahkemesince davalı alacaklının talebi olmasa da resen İİK"nın 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmedilmemesinin isabetsiz olduğu, diğer istinaf sebeplerinin ise reddinin gerektiği gerekçesiyle davacılar vekilinin istinaf istemlerinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf isteminin HMK"nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacıların davasının reddine, takibe ve davaya konu senetlerin asıl bedelleri toplamı olan 793.460,00 TL "nin %20"si oranına denk gelen 158.692,00 TL tazminatın İİK"nın 72/4 maddesi uyarınca davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş olup, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 18,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara