Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/1768 Esas 2021/4947 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1768
Karar No: 2021/4947
Karar Tarihi: 30.09.2021

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/1768 Esas 2021/4947 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2021/1768 E.  ,  2021/4947 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Erdemli 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 19.04.2016 gün ve 536-370 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.02.2021 Perşembe günü saat 10.00 da daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    -KARAR-

    Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, davacı ..."ya eşi ..."nın vasi olarak atandığını, akıl hastası olduğu bir dönemde bu durumdan yararlanmak amacıyla davalılar ... ve arkadaşı ... tarafından kandırıldığını, hile ile kendisinden Mersin 9. Noterliği"nin 30.04.2009 tarih ve 12175 yevmiye numaralı vekaletnamesinin alındığını, vekil tarafından maliki olduğu 220 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 nolu bağımsız bölümün davalı ...’a, 123 ada 9 parsel sayılı taşınmazın önce dava dışı ..."a devredildiğini, onun da davalı ...’a devrettiğini, 653 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ise davalı ...’e temlik edildiğini, yapılan işlemlerin hem vekaletin hile ve akıl hastalığı sebebi ile geçersiz olması hem de satın alan kişilerin vekaletle hareket eden kişilerle birlikte hareket etmesi sebebi ile geçersiz olduğunu, bedel ödenmediğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescile karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili ve davalı ... vekili 22/05/2012 havale tarihli müşterek dilekçelerinde; davacının davalı ..."a yönelik davasından feragat ettiğini, davalı ..."ında davacıdan vekalet ücreti talebinin olmadığını belirttiği anlaşılmıştır.
    Davalılar, iyiniyetli olduklarını ve tapuya güvenerek taşınmazları aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    03.06.2010 tarihli dilekçe ile Ziraat Bankası vekili, dava konusu 220 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 nolu bağımsız bölüm maliki ... aleyhine Mersin 7. İcra Müdürlüğü"nün 2010/530 Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçildiğini, dava sonucunda alacağını tahsil yönünde ciddi sıkıntılar yaşaması ihtimaline binaen davaya davalılar yanında müdahil olmak istediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın davalı ... yönünden feragat nedeniyle reddine, davalılar... yönünden pasif husumetten reddine, davalı ... yönünden iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine, davalı ... ve dahili davalı ...’na yönelik davanın kabulü ile dava konusu 220 ada 7 parsel sayılı taşınmazda bulunan 1 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tescile karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olup; bunlar asli müdahale ve fer’i müdahale olarak adlandırılmaktadır.
    6100 sayılı HMK’nın 65. maddesinde “Asli Müdahale” başlığı altında; “Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Asli müdahale davası ile asıl yargılama birlikte yürütülür ve karara bağlanır.” hükmü yer almakta;
    Aynı Kanunun “Fer’i Müdahale” başlıklı 66. maddesinde ise; “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer"î müdahil olarak davada yer alabilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
    Belirtilen müdahale şekillerinin davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.
    Fer’i müdahalede üçüncü kişi, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle fer’i müdahale, bir davanın davalılar aleyhine sonuçlanması halinde, kendi hukuksal durumu dolaylı şekilde etkilenecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yoldur ve genellikle amaç, açılmış davanın davalı yararına sonuçlanmasını (reddedilmesini) sağlamaktır.
    Müdahale talebinin kabulü halinde fer’i müdahil, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm, lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebilir. Lehine müdahale edilen taraf temyiz yoluna başvurmazsa, HMK’nın 68. maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, yalnız başına kararı temyiz edemez. Müdahile husumet tevcih edilmediği gibi müdahil aleyhine bir karar da verilmemiş bulunan hallerde müdahilin tek başına temyiz isteğinde bulunmaya hakkı yoktur.
    O halde, fer"i müdahilin ancak lehine katıldığı tarafla birlikte hareket edebileceği ve tek başına temyiz yetkisi bulunmadığı, hükmü davalıların da temyiz etmediği anlaşıldığından, feri müdahil Ziraat Bankası vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, alınan peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 30/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara