Esas No: 2020/2690
Karar No: 2020/5570
Karar Tarihi: 01.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2690 Esas 2020/5570 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Manisa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 11.04.2017 tarih ve 2014/276 E- 2017/208 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce verilen 19.12.2018 tarih ve 2017/1106 E- 2018/1782 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin ihracat ağırlık çalışan bir mobilya firması olduğunu, tarafların koltuk satışı konusunda anlaştıklarını, anlaştıkları miktar malın bedelini davacının kimi zaman çek ile kimi zaman bankadan EFT talimatı ile nakit olarak çeşitli tarihlerde ödediğini, davalının malları teslim etmediğini, alacağın tahsili için Manisa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2014/635 esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının malları davacı şirket yetkilisine teslim ettiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu çeklerin davalı ile ilgisi bulunmadığını, davalının ne keşideci ne de ciranta olarak adının geçmediğini, sadece Akbank ... Şubesi, 15.10.2012 tarih ve 4.500.-TL bedelli çekin davacı şirket tarafından cirolanıp davalıya verildiğini, davalının alacaklı sıfatını haiz göründüğünü, davalının, davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığı gibi, davacı şirketten alacağı olduğunu, ticari defter ve belgeler incelendiğinde davalının borcu olmadığının ortaya çıkacağı belirterek, davanın reddini istemiştir. Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, davacının çeklerin ticari ilişki karşılığı verildiğini yazılı delillerle ispat etmesi gerektiğini, davacı bu çeklerin mal karşılığı verildiğini ispat etse bile, çekin karşılığı olan malları almadığını ispat etmesi gerektiğini, söz konusu malların davacı şirket adına ... ve... isimli şahıslar tarafından alındığının dosyaya sunulan teslim belgeleri ile sabit olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı şirketin 2012 ve 2013 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, yevmiye defterleri üzerinde bulunan kayıtların genel kabul görmüş muhasebe ilke ve usullerine uygun olarak yapıldığı, davalı tarafından, takip sonrasında davacı şirket adına düzenlenen 7 adet toplam 55.275,22 TL tutarındaki faturaların davacı defterlerinde yer almadığı, bu faturaların 03.09.2013 tarihinde iade taahhütlü posta ile davacı şirket tarafından, davalı şirkete iade edildiği, davacı tarafından davalıya iade edilen faturalar hariç davacı şirketin, davalıya nakit ve çek olarak toplam 89.063,00 TL ödeme yaptığı, karşılığında 10.089,00 TL’lik mal ve 25.000,00 TL tutarında 2 adet çek olmak üzere toplam 35.089,00 TL lik tahsilat yaptığı, bu tahsilatların yapılan ödemelerden mahsubundan sonra davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalıdan toplam 53.974,00 TL alacağı olduğunun tespit edildiği, davalı defterlerinin incelenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, dava konusu yıllara ilişkin defter ve belgelerin ibraz edilmesi talep edilmesine rağmen davalı tarafca defterler ibraz edilmediğinden bilirkişi incelemesinin yapılamadığı, davalı vekilince 12.04.2016 tarihli duruşmada, davalı işyerinin kapandığı, defterlerin bulunamadığı, sadece mizanların ibraz edilebildiğinin beyan edildiği, hükme ve denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne, davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmiş, hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davacının, mal teslim edilmediği halde, çekle yapılan ödemelerin iadesi için icra takibi başlattığı, kural olarak çekin alınan mal karşılığının bir ödemesi olduğu, davacı tarafca çeklerin bedelsiz olduğu ileri sürülmüş ise de, ödenen çek bedellerinin avans ödemesi olduğuna dair yazılı bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, davacının, çek tanzim etmenin yasal karinesi olan malın alındığı yönündeki aleyhine durumu ispatlayabilecek davalıdan sadır bir yazılı belge de sunamadığı, sadece 10.000,00-TL"lik mal alınmasına rağmen 98.000,00-TL ödeme yapılmasının basiretli bir tacirden beklenemeyeceği, istinaf aşamasında yapılan yazışmalar sonucunda dosyaya gelen bilgi ve belgelere göre de malların davacı dışında başka birine teslim edildiği anlaşılamadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında davanın reddine dair yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.