Esas No: 2021/13012
Karar No: 2022/9592
Karar Tarihi: 21.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/13012 Esas 2022/9592 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/13012 E. , 2022/9592 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi, nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından mahkumiyet kararı vermiştir. Kararda, Anayasa Mahkemesi'nin ve 7242 sayılı Yasa'nın infaz aşamasında gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hüküm bozulmuş ve zamanaşımı nedeniyle dava düşmüştür. Nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükümler de bozulmuştur çünkü sanıkların kendilerini resmi görevli gibi tanıtmaları nedeniyle suçun vasfında yanılgıya düşülmüştür. Kanun maddeleri olarak ise, TCK'nın 53, 116/1, 119/1-c, 31/3, 142/2-f ve 142/1-b maddeleri belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I- Sanık ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulaması yönünden, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararın ve 15.04.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 10. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre, sanık ...’ın temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükmün incelemesinde;
Suça sürüklenen çocuğa yüklenen 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 119/1-c, 31/3. maddelerine uyan suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; aynı yasanın 66/1-e, 66/2, 67/4. maddelerinde belirtilen 7 yıl 12 aylık uzayan dava zamanaşımının, suç tarihi olan 22/12/2012 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ...’nin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
III- Sanıklar ..., ... ve suça sürüklenen çocuk ... hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükümlerin incelemesine gelince;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulaması yönünden, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararın ve 15.04.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 10. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçların sanıklar ve suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Olay günü sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun birlikte katılanın ikametine gelerek belediyeden yardım malzemesi getirdiklerini söyleyip bir kısım gıda ve odunları ikametlerinin bahçesine bıraktıktan sonra yardımda bulunma amaçlı geldikleri izlenimi verilmesinden faydalanılarak müştekiye bileziklerini doktorun gelip kendisini muayene edeceği vaadiyle eve bırakmasını sağladıktan sonra sanık ... ve suça sürüklenen çocuk ... katılanı oyalarken sanık ...’in eve girerek katılana ait 45 gram iki adet altın bileziklerini çalması şeklinde gelişen olayda, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun kendisini resmi görevli olarak tanıttığının anlaşılması karşısında, sanıklar ve suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-f maddesinde tanımlanan yetkisi olmadığı halde resmi sıfat takınarak hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanunun 142/1-b maddesinin uygulanması,
Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ..., sanık ... ve sanık ... müdafiinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'un 326/son maddesi uyarınca sanıkların ve suça sürüklenen çocuğun ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.06.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.