Esas No: 2021/18913
Karar No: 2022/9626
Karar Tarihi: 22.06.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18913 Esas 2022/9626 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/18913 E. , 2022/9626 K.Özet:
Mahkeme Kararı, nitelikli yağma suçundan sanığın mahkumiyetine hükmedildiğini ve cezasının nitelikli havaiden verildiği belirtilerek kararın temyiz edildiği ifade edilmektedir. Sanığın amcası ile miras meselesi nedeniyle tartıştığı ve katılana sözlü tehdit ettiği, eve gitmesini istemesine rağmen evden ayrılmayarak içeride bulundukları odanın kapısını kapatarak katılana fiziksel müdahalede bulunduğu ve katılanın bir telefonla jandarmaya haber vermek istediği sırasında sanığın telefonu zorla aldığı iddia edilmektedir. İlk derece mahkemesince verilen mahkumiyet kararı daha önce temyiz edilmiş ve Yargıtay tarafından bozulmuştur. Bozma kararını takiben verilen mahkumiyet hükmü de TCK'nın 150/2. maddesi ile indirime gidilmesi gerektiği gerekçesiyle tekrar temyiz edilmiştir. Maddenin hükümlerinin uygulanma koşulları ve sanığın eyleminin kapsamı da özenle değerlendirilmiştir. Aynı zamanda kararda yer alan kanun maddeleri arasında TCK'nın 149/1-d, 62 ve 53 maddeleri de bulunmaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli yağma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Sanığın amcası olan katılanın ikametinde bulunduğu esnada aralarında miras meselesi nedeniyle başlayan tartışmada, katılana "Seni öldürürüm" dediği, katılanın kendisinden evini terk etmesini istemesine rağmen evden ayrılmayarak içerisinde bulundukları odanın kapısını kapatarak katılanın dışarıya çıkmasını engellediği ve kolundan tutarak katılanı yere düşürdüğü, katılanın belinde kılıf içerisinde bulunan telefonu ile jandarmaya haber vermek istediği esnada sanığın katılanın elindeki cep telefonunu zorla alarak olay yerinden ayrıldığı hususunda iddia, savunma ve ilk derece mahkemesinin kabulünde herhangi bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır.
Sanık aşamalarda yaptığı bütün savunmalarında ve özetle; katılanın amcası olduğunu, miras konusunu konuşmak için olay tarihinde kendisini evine çağırdığını ve kendisine karşı kötü konuştuğunu bu nedenle evden ayrıldığını, kendisini vurup yere düşürmesi ve akabinde de telefonunu alma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, suça konu cep telefonunun 20-30 TL olup, kendisinin buna ihtiyacı olmadığını beyan etmiştir.
Sanık ...’ın, nitelikli yağma suçundan dolayı ilk derece mahkemesi tarafından verilen 04/05/2016 tarihli mahkûmiyet hükmünün, sanık müdafii ve o yer Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14.09.2020 tarihli, 2018/2964 Esas ve 2020/2732 sayılı kararıyla “...Sanığın amcası olan yakınanın ikametine girerek, miras ile ilgili konuştukları esnada aralarında başlayan tartışma sırasında, yakınana "Seni öldürürüm" dediği, yakınanın kendisinden evini terk etmesini istemesine rağmen evden ayrılmayarak içerisinde bulundukları odanın kapısını kapatarak yakınanın dışarıya çıkmasını engellediği ve kolundan tutarak yakınanı yere düşürdüğü, yakınanın belinde kılıf içerisinde bulunan telefonu ile jandarmaya haber vermek istediği esnada sanığın yakınanın elinden telefonunu zorla alarak olay yerinden ayrıldığı olayda; TCK'nın 150/2. maddesinin uygulanma koşullarının bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 15.04.2020 gün ve 13100 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesinde yapılan değişikliğin, yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,” gerekçesiyle bozulduğu, ilk derece mahkemesinin Dairemizce verilen işbu bozma kararına uyarak verdiği 24.12.2021 günlü kararla, sanık ...’ın TCK m. 149/1-d, 62 ve 53. hükümleri uyarınca neticeten 8 yıl 4 ay hapis ve hak yoksunluğuna mahkûm edildiği, bu kararın da sanık ve müdafii tarafından süresinde temyiz edildiği incelenen dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Somut olayda; 5237 sayılı TCK 150/2. maddesinde düzenlenen değer azlığı indiriminin uygulanıp uygulanmayacağı Dairemiz tarafından yeniden değerlendirilmiştir.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulu'nun takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Olay günü sanığın amcası olan katılanın ikametine giderek, miras ile ilgili konuştukları esnada aralarında başlayan tartışma sırasında, katılana "Seni öldürürüm" dediği, katılanın kendisinden evini terk etmesini istemesine rağmen evden ayrılmayarak içerisinde bulundukları odanın kapısını kapatarak, katılanı kolundan tutarak yere düşürdüğü, katılanın belinde kılıf içerisinde bulunan cep telefonu ile jandarmaya haber vermek istediği esnada sanığın katılanın elinden cep telefonunu zorla alarak olay yerinden ayrıldığı olayda; sanığın katılana yönelik eylemi hakkında TCK’nın 149/1-d, 62/1. maddeleri kapsamında mahkûmiyet hükmü verilmiştir ve değer azlığı indirimi de uygulanmamıştır.
TCK'nın “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150/2. maddesinde; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” denilmektedir.
Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
TCK’nın 145. maddesiyle daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle- hüküm altına alınmış bir husustur.
Y.C.G.K.'nın 15.12.2009 günlü, 6/242-291 Esas ve Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK'nın 145. (veya 150/2.) maddelerinde veya gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleri uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
Hâkim indirim oranını TCK'nın 3. maddesinde öngörüldüğü üzere “İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı” olacak şekilde saptamalıdır.
TCK'nın 145 ve 150/2. maddelerinin uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, TC Anayasası’nın 141/3, 5271 sayılı CMK'nın 34, 223, 230 ve 289. maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
Öte yandan hâkim, TCK'nın 145 veya 150/2. maddeleriyle kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.
Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
Nitekim Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun Dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai vb.’de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
Bunun gibi kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar gibi ağır suçların yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmaması hukuka, vicdana ve adalete de uygun olacaktır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, sanığın, katılana ait 50 TL değerindeki cep telefonunu darp ve tehdit etmek suretiyle aldığı anlaşılmakla, suç tarihi olan 27.01.2016 tarihi itibariyle paranın satın alma gücü ve günün ekonomik koşulları ile birlikte değerlendirildiğinde, sanığa verilen cezada değer azlığı indiriminin yapılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
5237 sayılı TCK’nın 150/2. maddesiyle sanığa verilen cezadan değer azlığı nedeniyle indirim yapılması hususunun gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 22.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.