Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/879 Esas 2020/5569 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/879
Karar No: 2020/5569

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/879 Esas 2020/5569 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/879 E.  ,  2020/5569 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Boyabat Asliye Hukuk Mahkemesi"nce verilen 12.03.2019 tarih ve 2017/187 E- 2019/147 K. sayılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 06.11.2019 tarih ve 2019/939 E. - 2019/1527 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, EREK Eğitim Yayın Dağıtım A.Ş" nin 20.07.2016 tarih ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan KHK lar gereğince kapatılan ve hazineye devredilen şirketlerden olduğunu, EREK Eğitim Yayın Dağıtım A.Ş"ye ait olan Sinop ili Boyabat ilçesi Yenimahalle Mahallesi ... Mevkii ... ada ... parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazı 20.11.2015 tarihinde muvazaalı olarak davalı ..." a 30.000,00 TL" ye satıldığını, şirketin içini boşaltmak kastı ile genel kurulda karar almaksızın, satış şartnamesi hazırlanmaksızın, taşınmaz ihaleye çıkarılmadan ve yeterli rekabet ortamı sağlanmadan muvazaalı şekilde satıldığını, şirketin 23.12.2015 tarihli genel kurulda sermayesini 960.000,00 TL" den 240.000,00 TL"ye usulsüz bir şekilde indirildiğini, şirketin içi boşaltılarak FETÖ/PDY terör örgütüne ve örgütle ilişkili şahıslara finansman sağlamak amacıyla TTK hükümlerine aykırı olarak sermaye azaltılması yoluna gidildiğini, şirketin sermaye azaltımına ilişkin olarak 23.12.2015 tarihli genel kurul toplantısında almış olduğu kararın TTK, TBK, SPK hükümleri doğrultusunda iptal ve butlanına ve TMK 1024, 1025 maddeleri doğrultusunda davalı adına kayıtlı olan Sinop ili Boyabat ilçesi Yenimahalle Mahallesi ... Mevkii... ada ... parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, Erek Eğitim Yayın A.Ş."nin KHK kararı ile kapatıldığını ancak kendisinin aldığı taşınmazın bu karardan 13 ay öncesine ait olduğunu ve satışta herhangi bir muvaazanın bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, şirketin alacaklılarına gerekli teminatların verilmediği, kalemlerin rakamsal olarak gerçeği yansıtmadığı, şirket öz sermayesinin şirket alacaklılarının alacağını karşılamadığı ve bu yönü ile sermaye azaltılması işleminin usulüne uygun olmadığı, yine taşınmazın satışına ilişkin olarak genel kuruldan özel yetki alınması gerekirken böyle bir yetki alınmadan işlem yapıldığı ve satış işleminin usulüne uygun olmadığının belirtilmesi, yine taşınmazın satışının yapıldığı tarihteki gerçek değeri ile satış değeri arasında aşırı fark bulunduğu, bu sebeplerle satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, Erek Eğitim Yayın Ticaret A.Ş"nin 23.12.2015 tarihli Genel Kurul Toplantısında alınan sermaye azaltımına ilişkin Genel Kurul Kararının İptaline, Sinop İli Boyabat İlçesi Yenimahalle Mahallesi ... Mevkii ... ada ... parselde kayıtlı bulunan taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı tarafça davaya konu taşınmaz satışı işleminin muvazaalı olmadığı gerçek bir satış olduğu ileri sürülmüş ise de taşınmazın satış bedeli ile keşfen belirlenen gerçek bedeli arasındaki fahiş fark dikkate alındığında satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davalının istinaf isteminin HMK"nn 353 (1)b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 128.710,56 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 01.12.2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi, bu kararında temyiz incelemesi sonucunda onanması durumunda gerek Bölge Adliye Mahkemesi ve gerekse Yargıtayca hükmedilecek istinaf red harcı ile temyiz onama harcının maktu mu yoksa nisbi mi olacağına ilişkindir.
    492 sayılı Harçlar Yasası"nın 2. maddesinde "Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanların yargı harçlarına tabi olacağı",
    (1) sayılı Tarifenin III karar ve ilam harcı başlıklı 1/a madddesinde "Konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden binde 68.31 oranında nisbi harç alınacağı",
    1/e maddesinde de "yukarıdaki nisbetlerin Bölge Adliye Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Danıştay, ve Yargıtay"ın tasdik veya işin esasını hüküm altına aldığı kararları içinde aynen uygulanacağı" düzenlenmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemelerinde işin esasını hüküm altına aldığı kararlar, ilk derece mahkemesinin yerine geçerek verdiği ve icrai kabiliyeti söz konusu olan kararlardır. Bu kararlar ise, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 6100 sayılı HMK 353/1-b-2,3 maddelerine göre davanın kabulü veya reddi yönünde verilen kararlardır. İlk Derece Mahkemesi Kararının İstinaf incelemesi sonucunda doğru bulunarak verilen "istinaf başvurusunun esastan reddi" kararı davanın esası hakkında verilen ve işin esasına Bölge Adliye Mahkemesi"nce girilip verilmiş ve icra edilecek bir karar değildir. İlk Derece mahkemesi kararı geçerliliğini sürdürmektedir. Bu itibarla konusu belli bir değere ilişkin davada, davalının istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararı 1 sayılı Tarifenin III-1-a maddesinde ifade edilen "esas hakkında" karar niteliğinde bulunmadığından Bölge Adliye mahkemesince nisbi değil, maktu karar ve ilam harcının alınması gerekmektedir.
    Başvurunun esastan reddinde, aslında davanın esasına girilmemekte, ilk derece mahkemesi kararı doğru bulunduğundan dava hakkında ayrıca karar verilmemektedir. Kanun koyucunun buradaki "esastan" ifadesini, istinaf başvurusu sırasında dilekçeye, harca, süreye vb. şekli hususlara ilişkin bir eksiklik olmaması, istinaf sebeplerinin incelenerek ilk derece kararında usul veya esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamasıdır. (Pekcanıtez-Usul-Medeni Usul Hukukun Sh. 2270 vd)
    Keza İstinaf başvurusunun reddine ilişkin karar temyiz incelemesi olmadığı için onama kararı niteliğinde de değildir.(Pekcanıtez-Atalay-Özekes Sh. 583, Konuralp, Uluslararası Toplantı Sh. 260, Özekes-100 soruda İstinaf ve Temyiz sh. 99)
    1) Sayılı Tarifenin III-1-e maddesi tasdik (onama) edilen kararlar için nisbi karar ve ilam harcı alınacağını düzenlemiş olduğundan Bölge Adliye Mahkemesinin kararı niteliğine göre nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi mümkün olmayıp bu nedenle de maktu harç alınmalıdır.
    Aksi düşüncenin kabulü T.C. Anayasası"nın 73/3 maddesindeki "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin kanunla konulacağı, değiştirileceği veya kaldırılacağına" ilişkin temel hükme de aykırılık teşkil edecektir ki vergi ve harç yükümlülüğü konusunda kıyas veya yorum yoluyla yükümlülük getirilmesi mümkün değildir.
    Somut uyuşmazlıkta, nisbi değere tabi bulunan davada, davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesi kararı aleyhinde davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine ve nisbi karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesi kararı hükmedilen karar ve ilam harcı yönünden yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere aykırılık teşkil etmektedir.
    Diğer taraftan davalı, istinaf başvurusunun esastan reddi kararını temyiz etmiş olup, red kararının temyiz incelemesi sonucunda alınması gereken onama harcı (1) sayılı Tarifenin 2.a maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi Kararına, alınan harcın niteliğine göre maktu olmalıdır.
    Bu halde, Bölge Adliye Mahkemesi kararındaki nisbi karar ve ilam harcının maktu karar ve ilam harcı olarak düzeltilmesi suretiyle HMK 370/1. maddesi gereğince kararın onanması, Daire onama ilamında da nisbi yerine maktu onama harcına hükmedilmesi gerekirken karar ve ilam harçları konusunda yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

    Hemen Ara