Esas No: 2021/1921
Karar No: 2021/4359
Karar Tarihi: 28.06.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1921 Esas 2021/4359 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.11.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 26.01.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı,... Noterliğinin 04.09.2000 tarihli, 26949 yevmiye No’lu satış vaadi sözleşmesi ile davalıların satışını vaadettikleri 1105, 1130, 1934, 1619, 1553, 1877, 1690, 1861, 1682, 1513, 1136, 1086, 1871, 1176, 1796, 1138, 1178, 1876, 190 ve 1795 parsel sayılı taşınmazlardaki davalılar adlarına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ..., diğer davalılara ait payların kendisince satın alındığını, satış vaadi sözleşmesi vekil tarafından yapıldığından geçerli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.05.2013 tarihli ilamıyla "...davalının, davacının paydaşı bulunduğu 1105, 1130, 1136, 1553, 1682, 1690, 1861, 1871, 1877, 1934 parsel sayılı taşınmazlara ve tarımsal niteliği bulunmayan 1086 parsel sayılı taşınmaza yönelik sair temyiz itirazlarının reddine, dava konusu 1513, 1619 ve 1795 parsel sayılı taşınmazlara yönelik temyiz itirazlarına gelince; 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi 5578 sayılı Kanunla değiştirilerek satış vaadi sözleşmesine konu 1513, 1619 ve 1795 parsel sayılı taşınmazların belirlenen tarımsal niteliğinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğünden sorulup görüşü alındıktan sonra tescilin mümkün olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, dava konusu 1105, 1130, 1934, 1553, 1877, 1690, 1861, 1682, 1871, 1136 ve 1086 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ... adına kayıtlı 3/54"er payların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, davaya konu aynı yer 1176, 1796, 1138, 1178, 1513, 1619, 1795, 1876 ve 190 sayılı parsellerle ilgili davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.03.2015 tarihli ilamıyla “ ...dava konusu 1176, 1796, 1138, 1178, 1876 ve 190 sayılı parsellerin dava dışı üçüncü kişiler adına kayıtlı olması nedeniyle, davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmadığından ve 1105, 1130 ve 1136 sayılı parsellerde davalının 3/54 payının iptaline yönelik hükümde bir isabetsizlik görülmediğinden bu parsellere yönelik temyiz itirazlarının reddine, dava konusu 1086 sayılı parselde davalının 1/12 payı olduğu halde 3/54 payının iptaline karar verilmesi, dava konusu 1934 sayılı parsel dava sırasında davacı adına kayıtlı ise de 1877, 1682, 1553, 1690 ve 1861 parsel sayılı taşınmazların yargılamanın devamı sırasında dava dışı kişilere satış yoluyla devredildiği anlaşıldığından 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesi uyarınca davacıya seçimlik hakkının hatırlatılması gerekirken bu husus gözetilmeksizin davaya devam olunarak hüküm kurulması, dava konusu 1871 ve 1795 parsel sayılı taşınmazların satış vaadi sözleşmesine konu olmadığı gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği gibi 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez, hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi arttırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından artık asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale geldiği, bu sebeple mahkemece 1513 ve 1619 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken bu parseller yönünden de davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği’’ gerekçeleriyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine “1553, 1682, 1690, 1861, 1871 ve 1934 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine, 1086 parsel sayılı taşınmazın 1/12 payının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 1513 parsel sayılı taşınmazın 7/18 payının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 1619 parsel sayılı taşınmazın 3/54 payının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, 1795 parsel sayılı taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde yer almadığından bu taşınmaz yönünden açılan davanın reddine, 1877 parsel sayılı taşınmaz yönünden açılan davanın reddine, dava konusu 190, 1105, 1130, 1136, 1138, 1176, 1178, 1796 ve 1876 parsel sayılı taşınmazlar yönünden karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 29.09.2020 tarihli ilamıyla "Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği, mahkemece bu husus gözetilmeden, dava konusu 190, 1105, 1130, 1136, 1138, 1176, 1178, 1796 ve 1876 parsel sayılı taşınmazlar yönünden karar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm kurulmasının doğru görülmediği" gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece, davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, 1553, 1682, 1690, 1861, 1871 ve 1934 parsel sayılı taşınmazlar yönünden açılan davanın feragat nedeni ile reddine, 1795 ve 1877 parsel sayılı taşınmazlar satış vaadi sözleşmesinde yer almadığından bu taşınmazlar yönünden açılan davanın reddine, 1086 parsel sayılı taşınmazın 1/12 payının, 1513 parsel sayılı taşınmazın 7/18 payının, 1619 parsel sayılı taşınmazın 3/54 payının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline 190, 1138, 1176, 1178, 1796 ve 1876 parsellerle ilgili davanın reddine 1105, 1130, 1136 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 3/54 payının davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi hükmü gereğince hakim, kural olarak tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Buna usul hukukunda taleple bağlılık ilkesi denilmektedir.
Somut olayda; dava konusu 1086 ve 1513 parsel sayılı taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadeden davalılar ..., ... ... ve ..."ın 1/54"er payları mevcut iken, satış vaadi sözleşmesinden sonraki bir tarih olan 05.11.2007 tarihinde ... ve ... Sönmez taşınmazlardaki paylarını diğer davalı ...’a devretmişlerdir. Davalı ...’ın satış vaadeden kardeşlerinden devraldığı paylar ve kendi payının toplamı 3/54 pay olmuştur; davalı ... 1086 parsel sayılı taşınmazda 15.06.2010 tarihinde dava dışı 3. kişilerden 2/72 payı satın almış, taşınmazdaki toplam payı 1/12 paya yükselmiştir. 1513 parsel sayılı taşınmazda ise, davalı ... 21.09.2012 tarihinde 1/12 payı, 21.09.2012 tarihinde ise 12/192 ve 1/32 payları dava dışı 3. kişilerden satın almış, taşınmazdaki toplam payı 7/18 paya yükselmiştir.
Mahkemece, dava konusu 1086 ve 1513 parsel sayılı taşınmazlarda davalı ...’ın satış vaadeden kardeşlerinden devraldığı paylar ve kendi payının toplamı olan satış vaadine konu 3/54 payın iptaline karar verilmesi gerekirken talebin aşılarak, satış vaadine ve davaya konu olmayan dava dışı 3. kişilerden satın alınan payları da kapsayacak şekilde davalı ... adına kayıtlı 1086 parsel sayılı taşınmazdaki 1/12 payın, 1513 parsel sayılı taşınmazdaki 7/18 payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm sonucunun 4. paragrafında yer alan, "1086 parsel sayılı taşınmazın" ibaresinden sonra gelen "1/12 payının" ve "1513 parsel sayılı taşınmazın" ibaresinden sonra gelen "7/18 payının" ibarelerinin hüküm sonucundan çıkartılarak yerlerine; "1086 parsel sayılı taşınmazın" ibaresinden sonra gelmek üzere "3/54 payının" ve "1513 parsel sayılı taşınmazın" ibaresinden sonra gelmek üzere "3/54 payının" ibarelerinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.