Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1696 Esas 2021/4061 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/1696
Karar No: 2021/4061
Karar Tarihi: 15.06.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/1696 Esas 2021/4061 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2021/1696 E.  ,  2021/4061 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/12/2014 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve davalı Edibe Dirik vd. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, geçit hakkı tesisi istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; müvekkilinin maliki olduğu 273 parsel sayılı taşınmaz lehine, davalıların maliki oldukları 264 parsel sayılı taşınmaz aleyhine olmak üzere takdir edilecek bedeli karşılığında uygun görülecek yerden geçit hakkı kurularak tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne ve davalılara ait 264 ve 286 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine 23.06.2015 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide koordinatları belirtilen 1 numaralı alternatiften davacıya ait 273 parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı tesisine, 272 parsel sahibine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar ... ve diğerleri vekili temyiz etmiştir.
    Dairemizin 15.01.2019 gün ve 2016/ 4562 Esas, 2019/352 Karar sayılı bozma ilamı ile "Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
    Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
    TMK"nin 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
    Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5 - 3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
    Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kriterler esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
    Somut olaya gelince; 23.06.2015 tarihli fen ve ziraat bilirkişiler tarafından hazırlanan raporda 2. alternatifin en uygun güzergah olduğu belirtilmiş olmasına rağmen mahkemece, 1. alternatif üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiş, ancak 2. alternatifin tercih edilmeme sebebi gerekçede açıklanmamıştır. Öte yandan, mahkemece geçit tesisine karar verilen 1. alternatif su kanalından geçtiğinden, geçit hakkı için davacının genel yola çıkışı bu güzergahta kesintisiz olarak sağlanmamaktadır. Fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ve dosya içeriği nazara alındığında davacı taşınmazı lehine bilirkişi raporuna ekli krokide gösterilen 2. alternatiften geçit hakkı tesisinin daha uygun olacağı görülmektedir.
    O halde mahkemece, kesintisizlik ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkelerine uygun olarak davacıya ait 273 parsel sayılı taşınmaz lehine, 23.06.2015 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide 2. alternatif olarak gösterilen güzergahtan geçit hakkı tesisine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle genel yola bağlantı kurulmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına "karar verilmiştir.
    Bozma ilamına uyan mahkemece; Isparta ili, Eğirdir ilçesi, Ağılköy Saracık Mevkiinde davalılara ait 272 No"lu parselden 23/06/2015 havale tarihli bilirkişi raporuna ekli krokide koordinatları belirtilen 2 numaralı alternatiften davacıya ait 273 No"lu parsel lehine, 3 metre eninde, 305,86 m2"lik bir alanda geçit hakkı tesisine, 264 parsel sahiplerine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davalı ... ile davalı Edibe Dirik ve diğerleri vekili temyiz etmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına göre; mahkemece geçit irtifakı kurulmasına hükmedilen 2 numaralı alternatif, kamuya ait yola değil tapu kaydında 272 parsel lehine tesis edilmiş "akti yola" bağlanmaktadır. Bu nedenle genel yola kadar olan güzergahta, lehine "akti irtifak" kurulan davalıların lehine olacak şekilde, karar tarihine en yakın tarih esas alınarak bu kısmın da bedeli belirlendikten sonra hem geçit irtifakı olarak belirlenen yerin hem de özel (akti) yolun bedelleri toplamının depo edilmesinden sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.








    Hemen Ara