Esas No: 2022/5807
Karar No: 2022/10831
Karar Tarihi: 06.07.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/5807 Esas 2022/10831 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2022/5807 E. , 2022/10831 K."İçtihat Metni"
... Cumhuriyet Başsavcılığının 04/10/2012 gün ve 2012/1666 Esas sayılı iddianamesi ile sanık ... hakkında "Hırsızlık, Konut Dokunulmazlığını İhlal Etme ve Mala Zarar Verme" suçlarından cezalandırılması istemi ile açılan kamu davasında yapılan yargılama neticesinde, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04/02/2014 gün ve 2012/814 Esas, 2014/123 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan eylemine uyan TCK'nın 142/1-b, 143, 62, 53 maddeleri uyarınca 1 yıl 11 ay 10 gün hapis, mala zarar verme suçundan eylemine uyan TCK'nu 151, 62, 52 maddeleri uyarınca 2.000 TL adli para cezası, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan eylemine uyan TCK'nın 116/4, 62, 53 maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 20/01/2017 tarihli tebliğname ile hırsızlık suçuna ilişkin mahkeme hükmünün "BOZULMASI"nın, 17/10/2018 tarihli ek tebliğname ile konut dokunulmazlığını ihlal etme suçuna ilişkin mahkumiyet hükmünün "ONANMASI"nın talep edildiği, Yargıtay (kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 17/12/2018 gün ve 2018/6998 Esas, 2018/18292 Karar sayılı ilamı ile;
"5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş,
1-Sanığın tüm aşamalarda suça konu güvercinleri tanık olarak dinlenen ...'tan aldığını ileri sürmesi karşısında, tanığa CMK'nın 48. maddesi gereğince tanıklıktan çekinebileceği hatırlatılarak, sanığın babası tarafından kolluğa teslim edilen güvercinleri, satıp satmadığının sorulması gerektiği halde, ihtarat yapılmadan ve sanıktan güvercin satın alıp almadığı sorularak eksik inceleme ile hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında TCK'nun 168/1 ve 168/4. maddelerinin uygulanma koşulları karar yerinde tartışılmadan hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...'ın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA," karar verilmiştir. Bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde; ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/07/2021 gün ve 2019/19 Esas, 2021/599 Karar sayılı ilamı ile hırsızlık suçundan eylemine uyan TCK'nın 142/1-b, 143, 168/1 62, 53. maddeleri uyarınca 7 ay 23 gün hapis, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan eylemine uyan TCK'nın 116/4, 62, 53. maddeleri uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün süresinden sonra sanık tarafından temyiz edildiği, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 25/02/2022 tarihli tebliğname ile "Temyiz süresinin geçmesi nedeniyle temyiz isteminin reddi" nin talep edildiği,
Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 02/06/2022 gün ve 2022/1858 Esas, 2022/8416 Karar sayılı ilamı ile;
"Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına mağdurun rıza gösterip göstermeyeceği tespit edildikten sonra TCK'nın 168/1-4. maddesinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; sanık ...’ın temyiz istemleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak ONANMASINA," karar verilmiştir.
Dairemizin bu kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca özetle;
Ceza muhakemesi sistemimizde hükümlerin temyiz edilebilmelerinin kural, temyiz edilememelerinin ise istisna oluşu, hukuk normlarının yorumlanmasında, Anayasanın 36. maddesinde düzenlenen "Hak arama hürriyeti" ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde hüküm altına alınan mahkemelere erişim hakkının gözetilmesi gerekliliği, Sözleşmeye ilişkin Ek 7 numaralı Protokolünün "Cezai Konularda Temyiz Hakkı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasında; ilgili kişinin hakkında kurulan hükmü daha yüksek bir mahkemeye inceletme hakkının bulunduğuna ilişkin düzenlemeler birlikte dikkate alındığında, kamu davasının asli bir süjesi olan sanığın, adil yargılanma ilkesi çerçevesinde etkin bir şekilde temyiz kanun yoluna başvurma hakkı olduğunda herhangi bir tereddüt bulunmamakla birlikte, 5271 sayılı CMK’nın 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, 1412 sayılı CMUK'nın yürürlükten kaldırılmasına rağmen 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası ile, bölge adliye mahkemelerinin Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326. maddelerinin uygulanacağına ilişkin istisnai bir düzenlemeye yer verilmesi nedeniyle, somut olayda, 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı, temyiz süresinin 1412 sayılı CMUK'nın 310. maddesine göre bir hafta olduğu, ayrıca, bölge adliye mahkemelerinin faaliyete başlama tarihinden sonra 5271 sayılı CMK'nın temyize ilişkin hükümlerinin uygulanacağı hâllerde, temyizde sebep gösterme zorunluluğunu da dikkate alan kanun koyucu, 7035 sayılı Kanun'un 21. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesinde değişiklik yaparak 05.08.2017 tarihinde ve sonrasında verilen kararlar bakımından temyiz süresini yedi günden on beş güne çıkarmış ise de, 1412 sayılı CMUK'nın temyiz süresine ilişkin hükümlerine de atıf yapma imkanı bulunduğu hâlde bilinçli bir şekilde bu yönde bir düzenlemeye yer verilmediğinin anlaşılması karşısında, incelemeye konu son karar tarihi 06.07.2021 olmakla birlikte bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce dosyanın Yargıtay denetiminden geçmesi nedeniyle sanığın, usulüne uygun şekilde tefhim edilen ve kanun yolu bildirimi de yasaya uygun şekilde yapılan karara yönelik gerçekleştirdiği temyiz isteminin süresinden sonra olduğu ve bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verilmesi düşüncesiyle itiraz yasa yoluna başvurulmuştur. İtirazla ilgili yeniden değerlendirme yapılmak üzere dosya Daire'mize gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
05.08.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin 1. fıkrası uyarınca;
“Bu Kanunla, 5271 sayılı Kanunun 291'nci maddesi ile ... temyiz sürelerine ilişkin olarak yapılan değişiklikler, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır.”
5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 8(1). maddesi uyarınca, “Bölge adliye mahkemelerinin, 26.9.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin kuruluş, görev ve yetkileri hakkında Kanunun geçici 2'nci maddesi uyarınca Resmî Gazete'de ilân edilecek göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye -01.07.2016 tarihli 6723 sayılı Kanundan değişikliği öncesinde fıkra metninde: "Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar" ibâresi mevcuttu- kadar Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 322'nci maddesinin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkraları hariç olmak üzere, 305 ilâ 326'ncı maddeleri uygulanır.” (Bölge Adliye Mahkemeleri 20.07.2016 tarihinde faaliyete başlamıştır.) 05.08.2017 tarihinden sonrası Dairemize göre temyiz süresine gelince; Bilindiği üzere; 05.08.2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7035 sayılı Kanunla değişik 5271 sayılı CMK'nın 291. maddesi uyarınca, temyiz süresi yedi (7) günden onbeş (15) güne çıkartılmıştır. Buna mukabil, 5320 sayılı Kanun'un 5560 sayılı Kanunla değişik 8. maddesi uyarınca, istinaf mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar verilen kararlar hakkında, bu kararlar kesinleşinceye kadar 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin 4 ilâ 6 fıkraları hariç, 305 ilâ 326. maddeleri uygulanır. Diğer bir ifadeyle, 20 Temmuz 2016 öncesinde verilen kararlar, bu kararlar kesinleşinceye kadar doğrudan temyize tâbidir. 1412 sayılı CMUK'un 310/1. maddesi uyarınca, temyiz süresi bir haftadır. Kanunyoluna başvurma hakkı, savunma hakkı ve adil yargılanma hakkı ile erişim hakkının en önemli alt başlıklarından birini oluşturmaktadır. Bu hakkın yaygın ve etkili bir biçimde kullanılabilmesi için herkes tarafından kolayca anlaşılabilecek basit ve yalın yöntemler belirlenmeli ve sürelerin de mümkün olduğunca yeknesak olması görüşü benimsenmelidir. Ceza Muhakemesinde “Derhal yürürlük ilkesi” geçerlidir. 7035 sayılı Kanunla temyiz süresi yedi günden onbeş güne çıkartılmıştır ve sanık lehinedir. Kaldı ki, sonradan yürürlüğe giren kanun önceden yürürlükte olan kanunu zımnen ilga edebilir. Bir kısım kararlar yönünden yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'un 310. maddesi 7035 sayılı Kanunla zımnen ilga edilmiştir. Bu düşüncelerden hareketle, 7035 sayılı Kanunla eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK.'nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler, “Bu (7035) Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ve sonrasında verilen kararlara uygulanır.” denilmek suretiyle, doğrudan ya da istinaf sonrası ayırımı yapmaksızın, 7035 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren verilen bütün kararların onbeş (15) günlük yeni temyiz süresine tâbi olduğu açıkça vurgulanmıştır. Özetlenecek olursa; 05.08.2017 öncesinde verilen kararlarda, yokluğunda kala zımnen ilga edilmiştir. Bu düşüncelerden hareketle, 7035 sayılı Kanunla eklenen geçici birinci maddesiyle; 5271 sayılı CMK.'nın 291. maddesinde yapılan değişiklikler, “Bu (7035) Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ve sonrasında verilen kararlara uygulanır.” denilmek suretiyle, doğrudan ya da istinaf sonrası ayırımı yapmaksızın, 7035 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren verilen bütün kararların onbeş (15) günlük yeni temyiz süresine tâbi olduğu açıkça vurgulanmıştır.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, usulüne uygun şekilde tefhim edilen kararda sanığın temyiz süresinin, kararı temyize hakkı olan diğer süjelerle eşit biçimde ve tebliğden itibaren on beş (15) gün olduğu ve 06.07.2021 tarihinde ... 2. Asliye Ceza mahkemesi tarafından sanığın yüzüne verilen kararın 12.08.2021 tarihinde süresi içinde verdiği, 5271 sayılı CMK'nın 331/4 maddesi kapsamında, adli tatile rastlayan sürelerin işlemeyeceği, tebligat adli tatilden önce yapılmış ve sürenin sonu adli tatil içine denk geliyorsa, temyiz süresinin, adli tatilin bitiminden itibaren üç gün uzatılmış sayılacağı, bu nedenle sanık ...'ın 12.08.2021 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğunun anlaşılması karşısında;
Dairemize göre; 5271 sayılı CMK'nın 38, 291 ve 331(4) maddeleri uyarınca sanığın temyiz başvurusu süresinde yapılmış olduğundan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dairemizin anılan kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmaması nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 22.06.2022 tarihli ve 2022/2408 sayılı itiraz istemi yerinde görülmemiş olduğundan İTİRAZIN REDDİ, ile 5271 sayılı CMK’nın 308/2. fıkrası uyarınca Dairemizin 02/06/2022 gün ve 2022/1858 Esas, 2022/8416 Karar sayılı kararı ile ilgili itirazı incelemek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine, 06.07.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.