Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/20436 Esas 2022/11386 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/20436
Karar No: 2022/11386
Karar Tarihi: 13.09.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/20436 Esas 2022/11386 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/20436 E.  ,  2022/11386 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇ : Nitelikli yağma
    HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddine

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    1-Sanık ... müdafiileri Av. ... ve ... tarafından verilen 10.01.2022 tarihli temyiz dilekçesi yönünden; sanıklar müdafiilerinin duruşma talepleri ile temyiz istemlerinin 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 291/1. maddesi gereğince yasal süresinden sonra yapıldığının anlaşılması karşısında, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 318. maddesi gereğince REDDİNE,
    2-Sanık ... ile birlikte aynı zamanda diğer sanıkların da müdafii olan Av. ... ...’ın yasal süresinde verdiği 28.12.2017 tarihli temyiz dilekçesine istinaden yapılan temyiz incelenmesinde;
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesi’nin 30.11.2017 tarihli karar başlığında, 5271 sayılı CMK’nın 232/2-b maddesine aykırı olacak şekilde heyet üyelerinin isimleri gösterilmemiş ise de, belirtilen bu eksikliğin mahallinde giderilmesi mümkün görülmüştür.
    5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin 'Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır'', aynı Kanun’un 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanun’un 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanıklar müdafii Av. ... ...’ın temyiz istemlerine hasren yapılan incelemede;
    I-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
    Oluş ve dosya içeriğine göre, olay tarihinde birden fazla kişi tarafından birlikte yağma suçunu gerçekleştiren sanıklar hakkında nitelikli yağma suçunun unsurlarının oluştuğu; anılan sanıklar hakkında hukuki ilişkide taraf olmadıklarından 5237 sayılı TCK’nın 150/1. maddesinin uygulanma şartlarının oluşmadığı yönündeki Hakimler Kurulu’nun takdirinin isabetli olduğu; bu itibarla sanıklar hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlerde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Ayrıca dosyada CMK'nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hallerinin herhangi birinin varlığı da tespit edilememiştir.
    Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanıklar ..., ... ve ... hakkında nitelikli yağma suçundan kurulan hükümlerde ileri sürülen temyiz sebepleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, sanıklar ..., ... ile ... müdafii olan Av. ... ...’ın yerinde görülmeyen temyiz isteminin esastan reddi ile tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
    II-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Katılan ...’nin, olay tarihinden yaklaşık 2 yıl kadar önce toptancılık işi ile uğraşan sanık ...’a gümrüksüz olarak 20.000 TL değerinde şeker sattığı, tanıklar ... ve ...’nin hazırlık aşamasında alınan ifadelerine göre de katılanın 20.000 TL borcu olduğunu kabul ettiği, dolayısıyla katılan ...’nin, sanık ...’dan şeker ücreti olarak 20.000 TL almasına rağmen ürünü sanık ...’a teslim etmediğinin sabit olduğu, yaklaşık 2 yıl boyunca sanık ...’ın ürün teslimi için katılana ulaşmaya çalıştığı ve fakat ulaşamadığı, en son katılanın araç satışı için internete ilan verdiğini görmesi üzerine ve katılanın kendi telefon numarasından çağrılarına cevap vermemesi nedeniyle arkadaşı olan sanık ...’a katılanı arattığı, olay günü katılanın satış ilanı verdiği araç ile ilgili konuşmak üzere tarafların ...’da bir işyerinde buluştukları, buluşma esnasında sanık ...’ın yanında sanık ...’ün de olduğu, birkaç dakika sonra yanlarına sanık ... ile sanık ...’in de geldiği, taraflar arasında yaklaşık 2 yıl önce sanık ...’ın şeker teslimi için katılana verdiği 20.000 TL’nin tahsili amacıyla tartışma yaşandığı, bunun üzerine katılanın masa üzerinde bulunan cep telefonlarını da alarak işyerinden koşarak kaçtığı, işyerinin dışına çıktığı, bu sırada cep telefonlarını düşürdüğü, sanıkların dışarıya kaçan katılanı kovaladıkları, kovalamacanın dışarıda da devam ettiği, tanıklar ... ve ...’nin hazırlık aşamasında alınan ifadelerine göre sanıklardan ...’in katılanın kolundan tutarak kafasına yumruk attığı ve tekme ile vurarak doktor raporuna göre katılanı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaraladığı, sanık ...’ın “ben esnafım, benim bu şahısta 23.000 TL alacağım var,” katılanın ise “benim 20.000 TL borcum var” dediği, sanıklar ... ile ...’ın birlikte katılana hitaben “sen bizim paramızı 1,5 yıldır ödemiyorsun” dedikleri, bunun üzerine katılanın borcunu ödemek için sanıklardan 3 ay vade istediği, sanık ...’ın ise 3 aylık vade süresini kabul etmeyerek 1 ay vade verdiği bunun için de ayrıca senet istediği, cebinden çıkarttığı boş senedi sanık ...’e verdiği ve doldurmasını istediği, sanık ... ile katılanın senedi birlikte doldurmalarının ardından katılana 23.000 TL bedelli senedi imzalattıkları olayda; katılanın yaklaşık 2 yıl önce sanık ...’dan aldığı 20.000 TL'nin aradan geçen zaman dilimi de gözetildiğinde senede yazılan 23.000 TL ile orantılı olduğu, sanık ... ile katılan ... arasında alacak borç ilişkisinin bulunduğu, sanık ...’ın ürün bedelini katılana ödemesine rağmen kendisine ürün teslimatının yapılmadığı, katılanın sanık ...’ı yaklaşık 2 yıldır oyaladığı, sanığın amacının katılana yaklaşık 2 yıl önce verdiği 20.000 TL'nin geri ödenmemesi nedeniyle alacağı tahsile yönelik olduğunun anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin TCK'nın 150/1. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun’un 86/2. maddesinde tanımlanan “hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla kasten yaralama” suçuna uyduğu gözetilmeyerek, yerinde olmayan ve dosya kapsamı ile örtüşmeyen gerekçe ile suç vasfında hata yapılarak TCK'nın 149/1-c maddesi uyarınca ‘nitelikli yağma” suçundan hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii olan Av. ... ...’ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 2. Ağır Ceza Mahkemesine ve kararın bir örneğinin de ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmesine, 13.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara