Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/57 Esas 2022/11447 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/57
Karar No: 2022/11447
Karar Tarihi: 14.09.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/57 Esas 2022/11447 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, suça sürüklenen çocuk hakkında yapılan temyiz başvurusunu değerlendirdi. Konut dokunulmazlığının ihlali suçuna yönelik temyiz talebinde, suça sürüklenen çocuğun suçunun zamanaşımı süresinin geçmiş olması nedeniyle hüküm açıklandıktan sonra düşürülmesi gerektiğine karar verildi. Nitelikli yağma suçuna yönelik temyiz talebinde ise suça sürüklenen çocuğun eyleminin yağma suçu kapsamında değil, hırsızlık suçu kapsamında kaldığı, dolayısıyla yağma suçunun oluşmadığı belirtildi. Hırsızlık suçu ile ilgili olarak, malın alınması veya geri alınmasının engellenmesi amacıyla cebir veya tehdit uygulanması gerektiği ifade edilerek, hırsızlık eyleminin tamamlanmasından sonra geri alınan malın yağma suçu oluşturmayacağı açıklandı. Kararda, suça sürüklenen çocuk hakkında uygulanan 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 119/1-c, 31/3. maddeleri, 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı süresi de detaylı bir şekilde açıklandı.
6. Ceza Dairesi         2022/57 E.  ,  2022/11447 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Nitelikli yağma ve konut dokunulmazlığının ihlali
    HÜKÜMLER : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    1-Suça sürüklenen çocuk hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçuna yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
    Suça sürüklenen çocuğa yüklenen ve 5237 sayılı TCK'nın 116/1, 119/1-c, 31/3. maddelerine uyan suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst sınırına göre; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair ilk kararın kesinleştiği 13/03/2014 tarihi ile hükmün açıklanmasına sebep olan ikinci suçun işlendiği 08/01/2015 tarihleri arasında geçen durma süresi de gözetilmek suretiyle; aynı Yasanın 66/1-e, 66/2. ve 67/4 maddelerinde öngörülen 7 yıl 12 aylık uzayan dava zamanaşımının, suç tarihinden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
    2-Suça sürüklenen çocuk hakkında nitelikli yağma suçuna yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, uyulan bozmaya toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre;suçun, suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz istemleri de yerinde görülmemiştir.
    Ancak;
    Katılan ...’ın olaydan hemen sonra sıcağı sıcağına 02.04.2012 tarihinde kollukta verdiği beyana göre, ikametine yaklaştığı sırada tesadüfen yolda karşılaştığı suça sürüklenen çocuk ve arkadaşlarının el arabası üzerinde bir soba taşıdıklarını gördüğü, bu sobanın kendisine ait olduğunu anlamasından sonra suça sürüklenen çocuğa “Soba benim nereye götürüyorsun” demesi üzerine, katılana “Bu soba senin değil şerefsiz” dedikten hemen sonra yanında taşıdığı bıçağı çektiği, temyize gelmeyen diğer suça sürüklenen çocuklar ... ve Hami’nin suça sürüklenen çocuk ...’ın cebinde bıçak olduğunu ancak olay sırasında kullanmadığını savunduğu olayda;
    5237 sayılı TCK da temel yağma düzenleyen 148/1 fıkrası, 765. Sy. TCK 495/1 fıkrasını özünde aynen aktarmasına rağmen 495/2. fıkrasında düzenlenen "Dolaylı yağma " yada "yağmaya dönüşen hırsızlık" denilen hususlara yer vermemiştir. 5237 Sy. TCK 148. maddede düzenlemeye göre mal alma işlemi tamamlanıncaya kadar uygulanan cebir veya tehdit eylemi yağmaya dönüştürmektedir. Malını hırsızlık suçunun tamamlanmasından sonra geri almak isteyen kişiye (mağdura) karşı başvurulan cebir veya tehdit, yağma suçunu oluşturmaz. Bu husus madde gerekçesinde de “ Mal, zilyedin tasarruf olanağı ortadan kalktığı anda alınmış olacağından, bu ana kadar yapılan cebir veya tehdit, hırsızlığı yağmaya dönüştürür. Örneğin evin içindeki eşyayı alıp kapıdan çıkarken mal sahibi ile karşılaşan hırsız, ona karşı cebir veya tehdit kullanacak olursa, yağma suçu oluşur.
    Mal alındıktan yani hırsızlık suçu tamamlandıktan sonra, bunu geri almak isteyen kişiye karşı cebir veya tehdide başvurulması hâlinde, artık yağma suçundan söz edilemez. Hırsızlık suçuna konu malın geri alınmasını önlemek amacına yönelik olarak kullanılan cebir veya tehdit ayrı suçların oluşmasına neden olur. Bu durumda gerçek içtima hükümlerinin uygulanması gerekir" şeklinde açıkça gösterilmiştir.
    Kısaca özetleyecek olursak; malın alınması veya geri alınmasının engellenmesi amacıyla cebir veya tehdit uygulanması gerekir.Hırsızlık eyleminin tamamlanmasından sonra eşyanın veya paranın geri alınması sırasında uygulanan cebir veya tehdit eylemi yağmaya dönüştürmez.
    Hırsızlık açısından, doktrinde kabul edilen ve Yargıtay uygulamalarında da dayanılan "sahip olma teorisi" nin savunduğu gibi Mağdurun hakimiyet alanından çıkıp failin veya üçüncü kişilerin hakimiyet alanına girmesi ile eylem tamamlanır. Hakimiyet alanıda fiziki sınırlardır. Fiziki sınırları belli olan dairenin veya binanın dışına sıcak takip olmaksızın çıkılması ile hırsızlık tamamlanacaktır.
    Somut olaya gelecek olursak katılanın olaydan hemen sonra alınan beyanına göre suça sürüklenen çocuk ve arkadaşlarının sobayı bina içerisinden çıkarırken görmediği el arabası içerisine koyup giderken gördüğü ve dolayısıyla çalınan sobanın hakimiyet alanından sıcak takip olmadan çıkarılmış olduğu, hırsızlık eyleminin tamamlanmış olduğu, bundan sonra tesadüfen karşılaştıklarında kendine ait sobayı geri almak istediği anda uygulanan tehdidin eylemi yağmaya dönüştürmeyeceği, suça sürüklenen çocuk ve arkadaşlarının eyleminin TCK 142/1-b, 116, 151 ve 106/2-a, 125/1 maddesi kapsamında kaldığı gözetilmeden atılı şekilde karar verilmesi;
    Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereği suça sürüklenen çocuğun kazanılmış hakkının korunmasına 14/09/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara