Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/16997 Esas 2022/11508 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/16997
Karar No: 2022/11508
Karar Tarihi: 15.09.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/16997 Esas 2022/11508 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2021/16997 E.  ,  2022/11508 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kamu malına zarar verme
    HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    Sanık hakkında kamu malına zarar verme suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonunda 5237 sayılı TCK’nın 32/1, 57/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/3-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi altına alınmasına karar verilmiş, ayrıca kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilmiştir. Bu karar süresinde sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Katılan vekilinin sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, sanık müdafiinin de sanığın beraat etmesi gerektiğine yönelik sair temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
    Katılan lehine hükmedilen maktu avukatlık ücretine gelince;
    5271 sayılı CMK’nın 324/1 maddesi uyarınca avukatlık ücretinin yargılama giderlerine dahil olduğunda ve aynı Kanunun 325. maddesi uyarınca, ceza veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi halinde ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması veya ertelenmesi hallerinde bütün yargılama giderlerinin sanığa yükletileceği hususları, her türlü tartışmadan varestedir.
    Ancak;
    CMK'nın 327. maddesi uyarınca, hakkında beraat veya ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen kişi sadece kendi kusurundan ileri gelen giderleri ödemeye mahkum edilebilir. Bu kişinin ödemek zorunda kaldığı giderler, Devlet Hazinesince üstlenilir.
    Aynı Kanunun 328. maddesi uyarınca, karşılıklı hakaret hâllerinde taraflardan biri veya her ikisi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, bunlardan birinin veya her ikisinin giderlerini karşılamaya mahkûm edilmelerine engel olmaz.
    329. maddesi uyarınca, suç uydurma ve iftira gibi hallerde iftirada bulunduğu sabit olan sanık bu nedenle yapılmış olan giderleri ödemeye mahkûm edilir. Diğer bir anlatımla yargılanmasına neden olduğu kişinin davasındaki yargılama giderlerini de ödemeye mahkum edilir. Nihayet CMK’da bağlantılı suçlarda ve kanunyollarına başvuru sonucunda yargılama giderleri konularında da ayrıntılı düzenlemeler mevcuttur.
    Özetle ifade etmek gerekirse, CMK'nın yalnızca 325. maddesinden hareket etmek yerine, 324 ilâ 330. maddelerinde düzenlenen yargılama giderlerine ilişkin hükümler başta olmak üzere bütün mevzuat hükümleri ve ceza yargılamasına egemen olan ilkeler ışığında birlikte değerlendirilmesi hâlinde, akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve hakkında koruma ve tedavi altına alınma güvenlik tedbirine karar verilen sanık aleyhine, ayrıca kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilip edilemeyeceği konusunda daha sağlıklı bir sonuca ulaşılabilir.
    Dairemiz çoğunluk görüşüne göre,
    İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda mahkûmiyet, beraat, düşme, ceza verilmesine yer olmadığına ve (mükerrer dava nedeniyle) red kararları temyizi kâbil nihai kararlar olup, bu kararların hangi hallerde verilebileceği, CMK'nın 223. maddesinde ayrıntılı olarak açıklanmıştır.
    CMK m. 231’de düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve 223. maddesinde düzenlenen durma kararları ise nihai karar (hüküm) olmayıp itiraza tabidir.
    Kural olarak, ancak mahkûm olan sanığa yargılama giderleri yükletilir. Düşme ve red kararlarında sanığa yargılama gideri yükletilemez. Beraat ve ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi halinde, sanığa sadece kendi kusurundan ileri gelen yargılama giderleri yükletilebilir.
    Karşılıklı hakaret suçunda ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık ya da sanıklar yargılama giderine mahkûm edilebilir.
    Somut olay bağlamında ifade etmek gerekirse, CMK'nın 223/3-a. maddesi uyarınca sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verilir. Kuşkusuz bu halde fiil suç olmaya devam eder ve TCK'nın 32/1 ve 57. maddeleri uyarınca koruma ve tedavi altına alınma (güvenlik) tedbirine de hükmedilir. Ancak bu durumda asıl karar bir mahkûmiyet değil, ceza verilmesine yer olmadığına dair karardır. Daha açık bir ifadeyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiğinde, mahkûmiyet hükmünün sonuçlarının otomatik olarak doğacağı kabul edilemez. Söz gelimi denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak işlenen bir suçtan akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve ayrıca koruma ve tedavi tedbirine karar verilmişse, bu hüküm önceden açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına dayanak yapılamaz. Aksine bir yorum, başta “masumiyet karinesi” olmak üzere ceza muhakemesine esas egemen olan bir çok ilkeye aykırılık teşkil eder.
    Bu ilkelerden birisi de "istisnai düzenlemelerin sanık aleyhine genişletici yoruma tabi tutulamaması"dır. Kural olarak, hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilen sanık yargılama giderinden sorumlu tutulamaz. Yalnızca kendi kusurundan ileri gelen yargılama giderinden sorumlu tutulabilir (İstisna). Eğer kanun koyucu, akıl hastalığı nedeniyle hakkında ceza verilmesine yer olmadığına ve ayrıca koruma ve tedavi altına alma kararı verilen sanığın yargılama giderinden sorumlu tutulacağını düşüncesini kabul etseydi, karşılıklı hakaret suçlarında olduğu gibi buna dair istisnai bir düzenleme yapardı.
    Sonuç olarak Dairemiz çoğunluk görüşüne göre, akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve koruma ve tedavi altına alınmasına karar sanık hakkında, ayrıca kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilemez.
    Açıklanan nedenlerle;
    Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle 5237 sayılı TCK’nın 32/1, 57/1 ve CMK’nın 223/3-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği, katılanın davada kendisini vekil ile temsil ettirmesinin sanığın kendi kusurundan ileri gelen yargılama gideri olarak kabul edilemeyeceği halde sanık aleyhine kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine maktu avukatlık ücretine hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin ve sanık müdafiinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasına " Katılan kurum kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde öngörülen 1.800 TL vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine" fıkrasının çıkartılması suretiyle diğer yönleri incelenmeyen hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15/09/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

    KARŞI OY :

    Kusurluluğu etkileyen sebepler failin algılama ve irade yeteneği üzerinde etkide bulunurlar ve fiilin hukuka aykırılığını değil failin haksızlık teşkil eden fiilden dolayı kınanabilmesini engellerler. Bu tür eylemler (şahsi cezasızlık sebepleri, cezayı kaldıran şahsi sebepler, kovuşturma şartları, objektif cezalandırma şartları, akıl hastalığı gibi) fiilin hukuka aykırılığı üzerinde hiçbir etkiye sahip değildir. Yani fiil hukuka aykırı olmaya devam etmektedir. Ancak bu şahsi cezasızlık ve benzeri durumlar nedeniyle faile yaptırım uygulanmamaktadır. Ancak fiil hukuka aykırı olmaya devam ettiği için başka yaptırımlar öngörülebilir. Mesela yaş küçüklüğü nedeniyle cezalandırılamayan suça sürüklenen çocuğa tedbir kararı uygulanabilmektedir. Akıl hastasına TCK 57. madde uyarınca güvenlik tedbirine hükmedilmektedir. Kısaca kusur yüklenemeyen kişiye ceza verilmesede hukuka aykırı ve konusu suç teşkil eden bir fiil vardır ve suç olmaya devam etmektedir.
    Akıl hastası olan ve bu nedenle ceza ehliyeti olmadığı anlaşılan kişiye TCK 32. maddesi uyarıca Ceza Verilmesine Yer Olmadığına karar verilip TCK 57. madde uyarınca güvenlik tedbirine hükmedilmek gerekmektedir.
    CMK Madde 325;”... Cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi hâlinde, bütün yargılama giderleri sanığa yüklenir...." şeklindedir.
    Madde gerekçesinde ise ; "...Yargılama giderinin haksız çıkan tarafından ödenmesi ilkesi ışığında sanığa yükletilmesi, ceza yargılamasının mahkûmiyet veya buna eş bir hükümle sonuçlanmış olmasına bağlıdır.
    Sanığın ceza veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi, hükmün geri bırakılması, cezanın veya davanın ertelenmesine karar verilmesi hâllerinde 377 nci maddenin son fıkrasında açıklanan tercüman giderleri ayrık olmak üzere tüm yargılama giderleri hükümlüye yükletilir. Ancak kamu davasının gerekli kılmadığı veya yanlışlıkla yapılan işlemlerin giderlerinden hükümlünün sorumlu tutulmaması gerekir..." şeklinde ilgili bölüm açıklanmıştır.
    5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Madde 13; "... Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile, avukatlık ücret tarifesinden ayrık olarak, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargılama giderlerinden sayılır ...” şeklinde düzenleme yapmıştır.
    Yani CMK 325/1. fıkrası “güvenlik tedbirine “ mahkum olan kişiye yargılama giderlerinin yükleneceğini açık açık düzenlemiş, gerekçesinde de bu durum ayrıntılı olarak açıklanmıştır. müdafilik ücretleri yargılama gideri kabul edilip akıl hastası olması nedeniyle güvenlik tedbirine hükmedilen faile yargılama giderlerinin yükletilmesi kanuni bir zorunluluktur.
    Yerleşik Yargıtay Uygulamaları da böyledir. Mesela YCGK 2020/3-254 Esas, 2020/388 karar sayılı ilamı; "...Akıl hastası olan sanık hakkında işlediği sabit olan kasten yaralama suçundan ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olmakla birlikte sanık hakkında aynı zamanda TCK’nın 57/1. maddesi uyarınca akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerine hükmedildiğinden CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin sanığa yükletilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak sanığın işsiz olduğunu ve herhangi bir geliri olmadığını beyan etmesi, dosya kapsamına göre sanığın mali imkânlara sahip olduğuna dair herhangi bir belirleme yapılamaması, müdafi talebi olmayan sanığa CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca istemi aranmaksızın zorunlu olarak müdafi atanması karşısında; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesi hükmüne göre bu durumdaki bir sanığın müdafi yardımından ücretsiz faydalanması gerekmekte olduğundan, zorunlu müdafi ücretinin yargılama gideri olarak sanığa yükletilmesinde isabet bulunmamaktadır....” şeklinde ve aynı yöndedir.
    4. Ceza Dairesi Esas : 2014/16337 Karar : 2017/28698 ; "...Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan sanık …'ün, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gözetilmemiş ise de, karşı temyiz olmadığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.... ”;
    18. Ceza Dairesi 2015/33211 E.- 2017/5703 K.sayılı ilamında; "...Hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanan sanığın, CMK’nın 325/1. maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği gözetilmemiş ise de, aleyhe temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı...";
    3. Ceza Dairesi 2014/33778 E.- 2015/7398K.; "...1)Sanık hakkında 32/1. maddesi uyarınca akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verilmeden önce, delillerin tartışılıp, değerlendirilmesi sureti ile suçun sübutu hakkında bir karar verilmesi gerektiği, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin kabul edilmesi halinde, sanık hakkında 32/1. ve uygulanabileceğinin gözetilmemesi,
    2)Kabule göre; 5271 sayılı CMK’nın 325/1. maddesi gereğince akıl hastalığı nedeniyle koruma ve tedavi altına alınmasına yönelik güvenlik tedbirine hükmedilen sanığın yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi..."... şeklindedir.
    15. Ceza Dairesi: 2013/23042 Esas, 9. Ceza Dairesinin 2013/14736 E.- 2014/8153 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir. 
    Yukarıda izah edilen hususlar ışığında akıl hastalığı nedeniyle TCK 57. madde uyarınca "güvenlik tedbirine" mahkum olan sanığa yargılama giderinin yükletilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve Yerel Mahkemenin kararının doğrudan onanması kanaatiyle sayın çoğunluğun "düzeltilerek onanması" kararına muhalifiz.


    Hemen Ara