Esas No: 2020/190
Karar No: 2021/4916
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2020/190 Esas 2021/4916 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, mirasbırakanları ..."nun maliki olduğu ... parsel sayılı taşınmazını 1986 yılında tesis ve cami yapılması şartıyla davalı vakfa bağışladığını, ancak davalı vakfın 26 yıldır hiçbir yapı inşaa etmediği gibi taşınmazı başkasına devretme eğiliminde olduğunu, bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazın davacıların mirasbırakanı tarafından 1986 yılında kayıtsız ve şartsız olarak davalı vakfa hibe edildiğini, ayrıca hak düşürücü sürenin de geçtiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece, “...Somut olaya gelince, bağışlamanın üzerinden bu kadar süre geçmesine rağmen mescid, tesis ve ünitelerin yapılmadığı, mirasbırakan ve eşinin isminin verilmediği, öte yandan belediyeden gelen cevaba göre de dava konusu taşınmazın imar planında otopark vs. alanında kaldığı anlaşılmaktadır. Böylesi bir durumda artık mükellefiyetin yerine getirilemeyeceği açıktır. Her ne kadar mahkemece akitten itibaren hak düşürücü sürenin geçtiği kabul edilmişse de (818 sayılı Yasanın 246. maddesi) sözü edilen süre mükellefiyetin yerine getirilemeyeceğinin anlaşıldığı tarihten başlayacaktır. Bu durumda dava konusu taşınmazın imar planında taşınmaz otopark vs. olarak bırakıldığı gözetildiğinde hak düşürücü sürenin geçtiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmesine ve hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece "...mahkemece verilen Direnme kararının yerinde olmadığı anlaşıldığından, temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"na, gönderilmesine..." karar verilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca “...mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararında yer verilmeyen ve dolayısıyla Özel Daire tarafından da incelenmeyen yeni bir delile dayalı, yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Bu nedenle, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir..." gerekçesiyle Dairemize gönderilmiştir.
Karar, bir kısım davacılar Özlem Türkmen v.d. vekili ve ... v.d. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 17.06.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden bir kısım davacılar ...v.d. vekili Avukat ... geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden bir kısım davacılar ... v.d. vekili Avukat ve temyiz edilen davalı Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili Avukat ve diğerleri gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği
ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen ilk karar Dairece, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilerek davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm bir kısım davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 4027 parsel sayılı taşınmazın mirasbırakan ... tarafından 17.09.1986 tarihinde kayıtsız ve şartsız davalı ... Eğitim ve Kültür Vakfına bağışlandığı, mirasbırakanın 12.08.1989 tarihinde ölümü üzerine geride mirasçı olarak davacıların kaldığı, geri çevirme ile getirtilen kayıtlardan, yerel mahkemenin karar tarihinden sonra, davalı ...’nın 695 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname gereğince 24.12.2017 tarihinde kapatılmasına karar verildiği ve dava konusu taşınmazın 29.12.2017 tarihinde “OHAL Kapsamında Devir” suretiyle Vakıflar Genel Müdürlüğüne devredildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan, Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve Hazineye devredilen kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanallarının “Devir işlemlerine ilişkin tedbirler” 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5. maddesinde düzenlenmiştir.
675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 16/1 maddesinde “20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanaları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17.08.2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15.08.2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır” hükmüyle “Dava ve takip usulü” belirlenmiştir.
Somut olaya gelince; mahkemece, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; davalı ...’nın Kanun Hükmünde Kararname ile kapatıldığı ve davanın 08.10.2010 tarihinde açıldığı sabit olup, 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 5. maddesi ve 675 sayılı KHK’nin 16/1. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, bu gerekçe ve sonucu itibarıyla davanın reddine karar verilmesi doğru olduğuna göre ve bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bir kısım davacıların değinilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün değiştirilen bu gerekçe ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.