Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : 5237 sayılı TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, 5237 sayılı TCK"nın 62, 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
765 sayılı TCK"nın 102/son ile 5237 sayılı TCK"nın 66/7. maddeleri açık hükmü karşısında, sanığa yüklenen eylemin yurtdışında işlenmesi nedeniyle zaman aşımının söz konusu olmayacağı saptanarak yapılan incelemede;
1- Ceza yargılamasının temel ilkelerinden biri olan “doğrudan doğruyalık/vasıtasızlık" ilkesi gereği, yargılama yapan hakim veya mahkeme, hükme esas aldığı kanıtlarla doğrudan ilişki kurmalıdır. CMK"nın 217/1. maddesinde de bu ilkeye açıkça yer verilerek; “Hâkim, kararını ancak duruşmaya getirilmiş ve huzurunda tartışılmış delillere dayandırabilir. Bu deliller hâkimin vicdanî kanaatiyle serbestçe takdir edilir." denilmektedir.
İncelenen dosyada ise, sanığın ...ülkesinde işlediği iddia ve kabul edilen silahlı terör örgütüne üye olma suçuna ilişkin olarak yurt dışında yargılanıp mahkum edildiğinin öğrenilmesi üzerine hakkında dava açıldığı, sanığa isnad edilen eylemlere ilişkin hiçbir delilin dosya kapsamında bulunmadığının anlaşılması karşısında; ...yetkili mahkemesinin dava dosyasının tamamının onaylı bir örneği getirtilerek dosya kapsamındaki deliller mahkeme huzurunda incelenmeden ve denetime olanak sağlayacak şekilde dosya arasına konulmadan, tüm delillerin mahkemece bizzat değerlendirilmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, ...yetkili mahkemesi tarafından verilen mahkumiyet hükmü ile yetinilerek, CMK"nın 217/1. maddesine muhalefetle eksik araştırma sonucu yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine hükmolunması,
2- Kabule göre de;
Sanığın silahlı terör örgütüne para tahsil etmek amacıyla mağdur ...ya yönelik yağmaya teşebbüs suçuna iştirak ettiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, "silahlı terör örgütünün amacını gerçekleştirmeye yönelik vahamet arz eden yağma fiilini işleme" şeklindeki eylemin, Devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmaya matuf fiil niteliğinde olduğu ve suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nın 125. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince hükmedilen sonuç cezanın süresi yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.