Esas No: 2015/8278
Karar No: 2016/539
Karar Tarihi: 08.02.2016
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - 2911 sayılı Kanuna aykırılık - Mala zarar verme - Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/8278 Esas 2016/539 Karar Sayılı İlamı
16. Ceza Dairesi 2015/8278 E. , 2016/539 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt
adına suç işleme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Mala
zarar verme, Silahlı terör örgütünün propagandasını
yapma
Hüküm : 1-TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla
314/2, 53/1, 58/9, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddeleri
gereğince mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamenin ilk paragrafı ile "2" ve "3" numaralı bendlerinde açıklanan bozma düşüncelerine iştirak edilmemiştir.
A- Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine aykırılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 2911 sayılı Kanunun 32/1 ve 33/1. maddelerine aykırılık ile örgüt propagandası yapmak suçlarından TCK"nın 58/9. maddesi ile uygulama yapılamayacağının gözetilmemesi,
2- Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1 maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hükümlerdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53/1. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" denilmek suretiyle, ayrıca hüküm fıkrasındaki TCK"nın 58/9. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafın başına "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan" ifadesinin eklenmesi suretiyle diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B- Mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesine gelince;
5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesinde öngörülen "hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir" biçimindeki düzenleme karşısında; dava konusu yapılacak eylemlerin açıkça ve bağımsız olarak iddianamede gösterilmesi gerektiği, sanık hakkında mala zarar verme suçundan yöntemine uygun dava açılmadığı, TCK"nın 265. maddesinde düzenlenen görevi yaptırmamak için direnme suçundan açılan davanın mala zarar verme suçuna dönüşmeyeceği, olay tutanağına göre sanığın "kolluk görevlilerine ve araçlarına" taş atmak şeklindeki eyleminde görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsurları itibariyle oluştuğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek ek savunma hakkı verilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince hükmedilen sonuç cezanın süresi yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 08.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi