Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6495 Esas 2016/174 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/6495
Karar No: 2016/174
Karar Tarihi: 11.01.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/6495 Esas 2016/174 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/6495 E.  ,  2016/174 K.
"İçtihat Metni"

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Suç uydurma
Hüküm : TCK"nın 271/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca
mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Sanığın 05.05.2011 günü saaat 23:00 sıralarında kardeşi ile birlikte geldikleri, kardeşinin cinsel ilişkiye girmek için dosyada ifadeleri bulunan kadınlara para vermesine rağmen çıkan tartışma nedeniyle amacına ulaşamadığı, parasını geri isteyince kadınların yanında bulunan ve şikayetten vazgeçme nedeni ile haklarında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilen şahıslar tarafından tokatlandığı, kardeşinin evli olması ve çevreden olayın duyulması endişesi ile onun azmettirmesi üzerine polis merkezine gelerek; isimli kadınla birlikte olmak için plakalı aracına bindiğini, sanayi içine girdiklerinde araçtaki diğer kadın ve erkek şahısla beraber üçünün üzerine saldırıp cebindeki 200 TL"yi gaspettiklerini beyan ettiği, her ne kadar olayın anlatımında değişikler yapmış ise de özünde kardeşinin parasının alınması ve tokatlanması olayını şikayet etmek amacı ile hareket ettiği, sanığın bu iddialarının bir kısmının maddi vakıalara dayanması da dikkate alındığında; eyleminin suç işlemediğini bildiği kimseye suç atmak biçiminde olmadığı gibi işlenmemiş bir suçun yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar etme niteliğinde de olmayıp Anayasanın 74. maddesi ile garanti altına alınan "şikayet hakkı" niteliğinde bulunduğu cihetle, unsurları itibari ile oluşmayan suçtan beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
2- Dosyada bulunan 05.05.2011 tarihli tutanak başlıklı belge içeriğine göre, ./..



sanığın polis merkezine yaptığı başvuru sırasında, muhatap oldukları isimli bayan ile yanındaki şahısların plakalı araçta bulunduklarına dair iddialarının muhatabı olan kişilerin belirlenebilir olması nedeni ile eyleminin iftira olarak kabulü gerekirken suç vasfında hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle TCK"nın 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "seçenek yaptırımın" ibaresinin "seçenek tedbirin" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının "a" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi "seçenek yaptırım", diğer bentlerde düzenlenen hususların ise "seçenek tedbir" niteliğinde olduğu; TCK"nın 50/6 maddesinin, hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarını düzenlediği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesi gereğince adli para cezasını içeren ilamın Cumhuriyet Başsavcılığına verileceği ve infazın bu maddeye göre, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacağı hususları gözetilmeden, infazı kısıtlayacak şekilde sanık hakkında hükmedilen adli para cezasına ilişkin olarak TCK"nın 50/6 maddesinin uygulanması,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 11.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





Hemen Ara