Esas No: 2017/2244
Karar No: 2017/5886
Karar Tarihi: 14.12.2017
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2244 Esas 2017/5886 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1, TCK"nın 62, 53, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet (İstinaf başvurusunun esastan reddine)
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dosya kapsamından, PKK/KCK’nın hiyerarşik yapısı içerisinde bulunan YDG-H tarafından Şırnak ili Cizre İlçesinde özerklik ilan edildiği ve buna paralel olarak sokakların girişine patlayıcı tuzaklı hendekler kazılıp, barikatlar kurulduğu, kolluk kuvvetlerinin olası müdahalesini bertaraf etmek ve diğer örgüt mensuplarına haber vermek amacıyla mevziler kurularak örgüt mensuplarınca silahlı nöbet tutulduğu, bu nedenlerle 14.12.2015 günü saat 23:00’dan geçerli olmak üzere Şırnak Valiliğince sokağa çıkma yasağı ilan edilerek terör örgütü mensuplarına yönelik operasyonlara başlanıldığı, güvenlik güçleri ile örgüt mensupları arasında çatışmalar yaşandığı, yasak ilanından bir gün önce Cizre ilçesine gelen ve 16.01.2016 tarihinde ateşli silah ile yaralanması neticesinde çatışma bölgelerine yakın Dağkapı mahallesi Nuhnebi camii civarında kimliği belirsiz şahıslarca ambulansa teslim edilene kadar da burada kalan sanığın, ambulansta görevli şahısların yargılama aşamasında doğrulanan kolluk anlatımlarından 2-3 saat önce vurulduğu ve çatışmaların yaşandığı Cudi mahallesinden getirildiği, sağ kol omuz altından yaralandığı, ambulansa getirilmeden
önce damar yolu açılmaya çalışıldığı ancak başarılamadığının tespit edildiği, böylece çatışmalara katıldığının anlaşılması karşısında, meydana gelen vahim eylemlerde fail ya da şerik olduğunun tespiti bakımından, dosya kapsamından mahallelerde vuku bulduğu anlaşılan silahlı saldırı, barikat kurma, hendek kazma, yangın çıkartma, tuzaklama, silahlı çatışma, güvenlik güçlerinin ölüm ve yaralanması olaylarına ilişkin belgeler dosyaya getirildikten sonra, döşenen patlayıcıların, kazılan hendeklerin ve kurulan barikatların yer, konumu ve sanığın eylemlerdeki durumu belirlenerek, patlayıcı döşemesi, güvenlik güçlerine ateş etmesi, kurulan barikatlar başında güvenlik güçleri ve diğer insanların geçişini engelleyecek şekilde silahlı nöbet tutması ve güvenlik güçleri ile çatışmaya girmesi eylemleri vahamet arzeder nitelikte olup devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yöneldiğinden ve sübut bulması halinde TCK"nın 302/2 maddesi gereğince ayrıca araç suçlardan da cezalandırılması gerektiğinden, çatışmaya girmesi nedeniyle asgari seviyede bir kez olmak üzere vahim nitelikteki adam öldürmeye teşebbüs suçundan cezalandırılması gereken sanığın bu suçtan açılan davada beraatine karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, aleyhe temyiz istemi bulunmaması sebebiyle kazanılmış hak oluşturduğu da gözetilerek, sanığın sorumluluğunun belirlenmesi halinde varsa birden fazla mağdur sayısınca öldürmeye teşebbüs suçundan ve yine barikatlar başında güvenlik güçleri ve diğer insanların geçişini engelleyecek şekilde silahlı nöbet tutması nedeniyle vahamet arz eder nitelikteki hürriyeti tahdit suçundan dava açılması sağlanıp, dava açılması halinde her iki dosya birleştirilerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra, sanığın eyleminin üyesi olduğu silahlı terör örgütünün devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırma suçunu oluşturduğu nazara alınıp ayrıca kamu görevlisini ifa ettiği görevinden dolayı öldürmeye teşebbüs etme ve hürriyeti tahdit suçlarının da sübut bulup bulmadığı tespite çalışılarak; TCK"nın 314/2 maddesi ile TCK’nın 302/1. maddesi arasında geçitli/müterakki suç ilişkisi de dikkate alınıp hukuki durumun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten BOZULMASINA, verilen ceza miktarı ile tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanık müdafıinin tahliye talebinin REDDİNE, TCK"nın 302. maddesi yönünden CMK"nın 283 ve 307/4. maddeleri uyarınca sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.