Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2270 Esas 2017/5862 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2270
Karar No: 2017/5862
Karar Tarihi: 14.12.2017

Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2270 Esas 2017/5862 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2017/2270 E.  ,  2017/5862 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
    Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5/1 ve TCK"nın
    62, 58/9, 53 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    (İstinaf başvurusunun esastan reddi)

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
    Temyiz edenin sıfatı,başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
    Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    1-13.04.2016 günü saat: 14.00 sıralarında Diyarbakır Sur İlçesinde Sur Kaymakamlığınca görevlendirilen Evin Genel Görünümü ve Evden Alınan Eşyaların Tespit Komisyonu görevlileri ile birlikte yapılan kontroller esnasında apartman boşluğunda yakalanan ve hakkında “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan yakalama emri olduğu anlaşılan sanıkta ele geçirilen ve kendi el ürünü olduğu anlaşılan günlük şeklindeki dokümanların tetkikinden ve dosya kapsamından; sokağa çıkma yasağı boyunca Sur ilçesinde bulunan sanığın çatışmalara katıldığı ve nöbet tuttuğunun anlaşılması karşısında, meydana gelen vahim eylemlerde fail ya da şerik olduğunun tespiti bakımından, mahallelerde mayın ve patlayıcı madde döşenmesi olaylarının ve silahlı çatışmaların vuku bulup bulmadığı, hususları ilgili birimlerden sorulup varsa bu olaylara ilişkin belgeler dosyaya getirildikten sonra, gerçekleştiğinin tespiti halinde olay mahalline döşenen patlayıcıların, kazılan hendeklerin ve kurulan barikatların yer, konumu ve sanığın eylemdeki durumu belirlenerek, güvenlik güçleri ile çatışmaya girmesi, kurulan barikatlar başında güvenlik güçleri ve diğer insanların geçişini engelleyecek şekilde silahlı nöbet tutması, eylemlerinin vahamet arzeder nitelikte olduğu ve devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yöneldiği gözetilerek, silahlı çatışmanın gerçekleşmiş olması halinde mağdur sayısının belirlenemediği durumda asgari seviyede birer kez olmak suretiyle gerçekleşen amaç suça elverişli öldürmeye teşebbüs ve hürriyeti tahdit eylemlerinden dolayı dava açılması sağlanıp, dava açılması halinde her iki dosya birleştirilerek tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra, sonucuna göre sanığın eyleminin üyesi olduğu silahlı terör örgütünün devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırma, hürriyeti tahdit ve güvenlik güçleri ile çatışmaya girerek kamu görevlisini ifa ettiği görevinden dolayı kasten öldürmeye teşebbüs suçlarını oluşturması halinde TCK"nın 314/2 maddesi ile TCK"nın 302/1. maddesi arasında geçitli/müterakki suç ilişkisi de dikkate alınıp hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ve suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2-Kabul ve uygulamaya göre de; suç tarihinin gerekçeli karar başlığında “13.04.2016” yerine “14.04.2016” olarak yazılması,
    Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten BOZULMASINA, CMK"nın 283 ve 307/4. maddesi uyarınca sanığa eyleminden dolayı TCK"nın 302. maddesi uyarınca ceza verilmesi halinde kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara