Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/7219 Esas 2017/5838 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7219
Karar No: 2017/5838

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/7219 Esas 2017/5838 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2016/7219 E.  ,  2017/5838 K.

    "İçtihat Metni"

    TALEP : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2016 tarih 2016/388953 sayılı yazıları ile:
    Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.12.2009 tarihli ve 2009/76 esas, 2009/310 sayılı kararı ile 10 ay hapis cezasına hükümlü ... hakkında, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenen 01.07.2015 tarihli müddetnameye karşı yapılan itirazın kabulüne ve hükümlü hakkındaki infaz rejiminin 5275 sayılı Kanunun 107/2. maddesine göre belirlenmesine dair İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2009/76 esas, 2009/310 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.07.2015 tarihli ve 2015/439 değişik iş sayılı kapsayan infaz dosyası incelendi.
    Dosya kapsamına göre, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 107/4. maddesinde yer alan hükmün "Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuzaltı yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının dörtte üçünü infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler." şeklindeki düzenlemesi karşısında, hükümlü hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan 5237 sayılı Kanunun 220/2. maddesi uyarınca verilen mahkûmiyet hükmünün infazının 5275 sayılı Kanunun 107/4. maddesi gereğince yapılması gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07.11.2016 gün ve 94660652-105-34-11016-2016-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunmuştur.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I- Olay:
    Suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçundan hükümlü ... Fodiyatis"in eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nın 220/2, 62 maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna dair İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince 04.12.2009 tarihinde verilen ve Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 05.05.2014 tarih 3549-3507 sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen cezanın, 5275 sayılı Kanunun 108/1-c maddesi gereğince infazına dair İzmir C. Başsavcılığınca düzenlenen 01.07.2015 tarihli müddetname ile ilgili olarak, hükümlü müdafiinin talebi üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.07.2015 tarih, 2009/76-310 sayılı ek kararı ile özetle; sanık hakkında kesinleşen ilamda, verilen cezanın TCK"nın 58/9 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği hususunda bir tesbit bulunmadığından hükümlü lehine 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince müktesep hak oluşması nedeniyle cezanın 5275 sayılı Kanunun 108/1-c maddesi gereğince çektirilemeyeceği gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verilmiş, Cumhuriyet savcılığının itirazı üzerine İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.07.2015 tarih 439 sayılı kararı ile vaki itiraz reddedilmiştir.
    II- Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    Dairece çözülmesi gereken uyuşmazlık; suç işlemek üzere kurulan örgüte üye olmak suçundan 5237 sayılı TCK"nın 220/2. maddesi gereğince hükümlü ..."in cezalandırılmasına dair temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen hükümde, işbu cezanın 5237 sayılı TCK"nın 58/9. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmediğinden, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi bağlamında infazın 5275 sayılı Kanunun 108/1-c maddesi gereğince yapılıp yapılamayacağına ilişkindir.
    III- Hukuki Değerlendirme:
    Konuyla ilgili yasal düzenlemeler şöyledir:
    Suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular
    Madde 58- (1) Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde,tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez.
    (2) Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı;
    a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl,
    b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adlî para cezasına mahkûmiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl,
    Geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.
    (3) Tekerrür halinde, sonraki suça ilişkin kanun maddesinde seçimlik olarak hapis cezası ile adlî para cezası öngörülmüşse, hapis cezasına hükmolunur.
    (4) Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. Kasten öldürme, kasten yaralama, yağma, dolandırıcılık, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti ile parada veya kıymetli damgada sahtecilik suçları hariç olmak üzere; yabancı ülke mahkemelerinden verilen hükümler tekerrüre esas olmaz.
    (5) Fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişilerin işlediği suçlar dolayısıyla tekerrür hükümleri uygulanmaz.
    (6) Tekerrür halinde hükmolunan ceza, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilir. Ayrıca, mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanır.
    (7) Mahkûmiyet kararında, hükümlü hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağı belirtilir.
    (8) Mükerrirlerin mahkûm olduğu cezanın infazı ile denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması, kanunda gösterilen şekilde yapılır.
    (9) Mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçlu hakkında da uygulanmasına hükmedilir.
    Koşullu salıverilme
    Madde 107- (1) Koşullu salıverilmeden yararlanabilmek için mahkûmun kurumdaki infaz süresini iyi hâlli olarak geçirmesi gerekir.
    (2) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar yirmidört yılını, diğer süreli hapis cezalarına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının üçte ikisini infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler.
    (3) Koşullu salıverilme için infaz kurumunda geçirilmesi gereken süre;
    a) Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde otuzaltı,
    b) Birden fazla müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde otuz,
    c) Bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuzaltı,
    d) Bir müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuz,
    e) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla yirmisekiz,
    Yıldır.
    (4) Suç işlemek için örgüt kurmak veya yönetmek ya da örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan dolayı mahkûmiyet hâlinde; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuzaltı yılını, müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar otuz yılını, süreli hapis cezasına mahkûm edilmiş olanlar cezalarının dörtte üçünü infaz kurumunda çektikleri takdirde, koşullu salıverilmeden yararlanabilirler. Ancak, bu süreler;
    a) Birden fazla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde kırk,
    b) Birden fazla müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde otuzdört,
    c) Bir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla kırk,
    d) Bir müebbet hapis cezası ile süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuzdört,
    e) Birden fazla süreli hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde en fazla otuziki,
    Yıldır. (Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/9 md.) Bu fıkra hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.
    (5) Koşullu salıverilme süresinin hesaplanmasında, hükümlünün onbeş yaşını dolduruncaya kadar infaz kurumunda geçirdiği bir gün, iki gün olarak dikkate alınır.
    (6) Koşullu salıverilen hükümlünün tâbi tutulacağı denetim süresi, yukarıdaki fıkralara göre infaz kurumunda geçirilmesi gereken sürenin yarısı kadardır. Ancak süreli hapislerde hakederek tahliye tarihini geçemez.
    (7) Hükümlü, denetim süresinde, infaz kurumunda öğrendiği meslek veya sanatı icra etmek üzere, bir kamu kurumunda veya özel olarak aynı meslek veya sanatı icra eden bir başkasının gözetimi altında, ücret karşılığında çalıştırılabilir.
    (8) Onsekiz yaşından küçük olan hükümlüler, denetim süresinde eğitimlerine, gerektiğinde barınma imkânı da bulunan bir kurumda devam ederler.
    (9) Hâkim, denetim süresinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklar edinebileceği çevrelerden uzak kalması ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya yanında çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hâkime verir.
    (10) Hâkim, koşullu salıverilen hükümlünün kişiliğini ve topluma uyumdaki başarısını göz önünde bulundurarak; denetim süresinin, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmadan veya herhangi bir yükümlülük belirlemeden geçirilmesine karar verebileceği gibi, denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasını veya belirlenen yükümlülükleri denetim süresi içinde kaldırabilir.
    (11) Bir hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında ceza infaz kurumu idaresi tarafından hazırlanan gerekçeli rapor, hükmü veren mahkemeye; hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemeye verilir.
    Mahkeme, bu raporu uygun bulursa hükümlünün koşullu salıverilmesine dosya üzerinden karar verir. Mahkeme, raporu uygun bulmadığı takdirde gerekçesini kararında gösterir. Bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir.
    (12) Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, hâkimin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararı geri alınır.
    (13) Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde hükümlünün;
    a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren kalan cezasının aynen,
    b) (Değişik: 25/5/2005-5351/8 md.) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla takdir edilecek bir sürenin,
    Ceza infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilmez.
    (14) Denetim süresi yükümlülüklere uygun ve iyi hâlli olarak geçirildiği takdirde, ceza infaz edilmiş sayılır.
    (15) Koşullu salıverilme kararının geri alınmasına;
    a) Hükümlü geri kalan süre içinde işlediği kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm edilirse, hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi tarafından,
    b) Hükümlünün bağlı tutulduğu yükümlülükleri yerine getirmemesi hâlinde koşullu salıverilme kararına esas teşkil eden hükmü veren ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesi veya koşullu salıverilme kararını vermiş olan mahkeme tarafından,
    Dosya üzerinden karar verilir. Bu kararlara karşı itiraz yolu açıktır.
    (16) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap, Dördüncü Kısım, "Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar" başlıklı Dördüncü Bölüm, "Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar" başlıklı Beşinci Bölüm, "Milli Savunmaya Karşı Suçlar" başlıklı Altıncı Bölüm altında yer alan suçlardan birinin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi dolayısıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde, koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.
    Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri
    Madde 108- (1) Tekerrür hâlinde işlenen suçtan dolayı mahkûm olunan;
    a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının otuzdokuz yılının,
    b) Müebbet hapis cezasının otuzüç yılının,
    c) Süreli hapis cezasının dörtte üçünün,
    İnfaz kurumunda iyi hâlli olarak çekilmesi durumunda, koşullu salıverilmeden yararlanılabilir.
    (2) Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz.
    (3) İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez.
    (4) Hâkim, mükerrir hakkında cezanın infazının tamamlanmasından sonra başlamak ve bir yıldan az olmamak üzere denetim süresi belirler.
    (5) Tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde, koşullu salıverilmeye ilişkin hükümler uygulanır.
    (6) Hâkim, mükerrir hakkında denetim süresinin uzatılmasına karar verebilir. Denetim süresi en fazla beş yıla kadar uzatılabilir.
    (7) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Cezanın infazı tamamlandıktan sonra devam eden denetim süresi içinde, bu madde hükümlerine göre kendilerine yüklenen yükümlülüklere ve yasaklara aykırı hareket eden mükerrirler, infaz hâkimi kararı ile disiplin hapsine tabi tutulur. Disiplin hapsinin süresi on beş günden az ve üç aydan fazla olamaz.
    (8) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Çocuğa karşı işlenen bir suçtan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyet hâlinde birinci fıkradaki koşullu salıverilme süreleri uygulanır.
    (9) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Birinci fıkradaki koşullu salıverme süreleri, 26.09.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102"nci maddesinin ikinci fıkrasında tanımlanan cinsel saldırı suçundan, 103"üncü maddesinde tanımlanan çocukların cinsel istismarı suçundan, 104"üncü maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasında tanımlanan reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan, 188"inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçundan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında da uygulanır. 188"inci madde hariç olmak üzere bu suçlardan dolayı hapis cezasına mahkûm olanlar hakkında, cezanın infazı sırasında ve koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içinde, aşağıdaki tedavi veya yükümlülüklerden bir veya birkaçına infaz hâkimi tarafından karar verilir:
    a) Tıbbi tedaviye tabi tutulmak
    b) Tedavi amaçlı programlara katılmak
    c) Suçun mağdurunun oturduğu ve çalıştığı yerleşim bölgesinde ikamet etmekten yasaklanmak
    d) Mağdurun bulunduğu yerlere yaklaşmaktan yasaklanmak
    e) Çocuklarla bir arada olmayı gerektiren bir ortamda çalışmaktan yasaklanmak
    f) Çocuklar hakkında bakım ve gözetim yükümlülüğünü gerektiren faaliyet icra etmekten yasaklanmak
    (10) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Dokuzuncu fıkra hükümleri çocuklar hakkında uygulanmaz.
    (11) (Ek: 18/6/2014-6545/82 md.) Bu maddenin dokuzuncu fıkrasının uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan yönetmelikle düzenlenir.
    (1421 sy.CMUK"UN)
    Davaya yeniden bakacak mahkemenin hak ve mecburiyetleri:
    Madde 326 – (Değişik: 21/5/1985 - 3206/66 md.)
    Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
    Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları
    tespit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir.
    Yargıtaydan verilen bozma kararına mahkemelerin ısrar hakkı vardır. Israr üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymak mecburidir.
    Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 291"inci maddede gösterilen kimseler tarafından temyiz edilmişse yeniden verilen hüküm, evvelki hükümle tayin edilmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
    (5271 sy.CMK"NIN)
    Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri
    Madde 307 – (1) Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
    (2) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin dosyada varolan adreslerine de davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları saptanmamış olsa da duruşmaya devam edilerek dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise, her hâlde dinlenmesi gerekir.
    (3) Yargıtaydan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinin direnme hakkı vardır. (Değişik ikinci cümle: 24.11.2016-6763/36 md.) Direnme kararları, kararına direnilen daireye gönderilir. (Ek iki cümle: 24.11.2016-6763/36 md.) Daire, mümkün olan en kısa sürede direnme kararını inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir. Direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara karşı direnilemez.
    (4) Hüküm yalnız sanık tarafından veya onun lehine Cumhuriyet savcısı veya 262 nci maddede gösterilen kimselerce temyiz edilmişse, yeniden verilen hüküm, önceki hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz.
    Bu düzenlemeler ışığında,suçta tekerrür ve özel tehlikeli suçlular kurumlarının hukuki nitelikleri ile usulü kazanılmış hak kavramının birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
    A-) Tekerrür yönünden:
    5237 sayılı TCK’nın “güvenlik tedbirleri” bölümünde düzenlenen ve aynı Kanunun, 7/3 maddesinin gerek sarahati gerekse madde gerekçesinde nitelik olarak “infaz rejimine ilişkin bir norm” olarak vasfı tayin edilen TCK’nın 58. maddesinin, hüküm fıkrasında anılan kanun maddesinin 7. bendindeki emredici düzenleme nedeniyle gösterilmesi zorunlu olup, kural olarak mahkumiyet hükmünde hiç belirtilmemesi halinde 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi gereğince aleyhe temyiz bulunmayan durumlarda usulü kazanılmış hak kapsamında kalacağı kabul edilmekte ise de; hükümde sadece TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi ancak tekerrüre esas alınan mahkeme ilamı ve/veya 5275 sayılı Kanunun 108/3 maddesinde yer alan ikinci defa tekerrür hükümlerinin tatbik edilmesi tesbiti yapılmamış bile olsa, zikredilen normun gerek güvenlik tedbiri (CGK’nın 12.12.2006 tarih 11-301-296 sy.ilamı), gerek infaz rejimi kuralı (CGK’nın 20.05.2014 tarih 2013/6-353, 2014/277 sy, 3. Ceza Dairesinin 25.02.2015 tarih, 4294-7344 sy. ilamları) olması gerekse 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesindeki düzenlemenin koruma kapsamının “ceza tür ve miktarı” ile sınırlı bulunması (CGK’nın 11.02.2014 tarih, 70-57 sy., Dairemizin 12.01.2016 tarih, 2015/1213-2016/124 sy. kararları) karşısında, aleyhe temyiz bulunmayan hükümde verilen hapis cezasının kanuni sonucu olarak uygulanmasında zorunluluk bulunan TCK’nın 58/9. maddesinin infaz aşamasında re"sen nazara alınması mümkün olduğundan ayrıca hükümde gösterilmemesinin 1412 sayılı CMUK’nın 326/son maddesi kapsamında kazanılmış hak oluşturmayacağı gözetilmelidir.
    B-) Özel tehlikeli suçlular yönünden:
    5237 sayılı TCK"nın 58/9. maddesinde, itiyadi suçlu, suçu meslek edinen kişi veya örgüt mensubu suçluların özel tehlikeli suçlu olarak kabul edildiği ve bunlar hakkında da mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına hükmedileceği öngörülmektedir.
    Örgüt mensubu suçlu kavramı, 5237 sayılı TCK"nın 6/1-j maddesinde;"Örgüt mensubu suçlu deyiminden; bir suç örgütünü kuran, yöneten, örgüte katılan veya örgüt adına diğerleriyle birlikte veya tek başına suç işleyen kişi," olarak tanımlanmıştır.Suç işleme eğilimleri ve kişilik özellikleri itibariyle diğer suçlulara nazaran tehlikelilik hallerinin daha yoğun olduğunu kabul eden kanun koyucu hem toplumu bu tehlikeden korumak hem de bu kişileri ıslah ve topluma yeniden kazandırmak amacıyla bunlara özel bir infaz rejimi belirlemiştir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre, TCK"nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi olduğundan CMUK"nın 326/son maddesi kapsamında kazanılmış hak oluşturmaz.
    Diğer taraftan, örgüt mensubu suçlularla ilgili özel düzenleme olan 5275 sayılı Kanunun 107/4 maddesi de nazara alındığında özellikle süreli hapis cezalarının infazı yönünden, hükümde dayanak yasa maddesi gösterilsin ya da gösterilmesin kazanılmış haktan bahsetme imkanı bulunmamaktadır.
    Açıklanan nedenlerle yerinde olan itirazın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
    IV- Sonuç ve Karar:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.11.2016 tarih 2016/388953 sayılı itirazının KABULÜNE, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.07.2015 tarihli ve 2009/76 esas, 2009/310 değişik iş sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesinin 22.07.2015 tarihli ve 2015/439 değişik iş sayılı kararlarının 5271 sayılı CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince BOZULMASINA,
    Dosyanın gerekli işlemler yapılmak üzere mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığını TEVDİİNE, 29.12.2017 tarihinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.


    Hemen Ara