Esas No: 2017/2664
Karar No: 2017/5788
Karar Tarihi: 19.12.2017
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2664 Esas 2017/5788 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Terör örgütü propagandası yapma, görevi yaptırmamak için direnme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
Hüküm : 1-3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK"nın 31/3, 62/1, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-2911 sayılı Kanunun 32/2 maddesi atfıyla TCK"nın 265/1, 265/3, 265/4, 31/3, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
3-2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK"nın 31/3, 62, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
4-TCK"nın 174/1, 174/2, 31/3, 62/1, 52/2-4, 51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet
5-TCK’nın 314/3 ve 220/6 maddeleri yollaması ile 314/2, 220/6-son, 31/3, 62, 51/1-3, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
29.04.2015 tarihli celsede 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkındaki duruşmanın 5271 sayılı CMK"nın 185. maddesi gereğince kapalı yapılması gerekirken açık yapılması telafisi mümkün olmadığından ve görevi yaptırmamak için direnme suçundan hüküm kurulurken, 5237 sayılı TCK"nın 265/4. maddesi gereğince yapılan artırım nedeninin “suçun silahla işlenmesi” yerine “varsayılan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak işlenmesi” şeklinde belirtilmesi sonuca etkili bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış; 2911 sayılı Kanunun 33. maddesine muhalefet suçundan açılan kamu davasında zamanaşımı süresince her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Görevi yaptırmamak için direnme, 2911 sayılı Kanuna aykırılık, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçları açısından suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, ancak;
1-Hükmün esasını oluşturan, dosya kapsamında bulunan, ıslak imzalı olmayan ve elektronik imzalı olduğu belirtilen kısa kararda tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi suçu ile silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan verilen erteli hapis cezaları açısından TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca 2 yıl denetim süresi belirlendiği halde gerekçeli kararda ve uyapta bulunan elektronik imzalı olan kısa kararda 2 yıl 6 ay süre ile denetim süresi belirlendiğinin belirtilmesi suretiyle hükümde çelişki yaratılması,
2-Dairemizce de benimsenen ve ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 01.06.1999 tarih ve 137/146 sayılı ve benzer nitelikteki içtihatlarında açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225. maddesi gereğince hükmün konusunun, iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil olduğu, iddianamede bir olayın açıklanması sırasında başka bir fiilden bahsedilmesi o konuda da dava açıldığı anlamına gelmeyeceği, somut olayda suça sürüklenen çocuk hakkında mahkumiyet hükmü kurulan terör örgütü propagandası yapma suçundan açılan bir kamu davası olmadığı gözetilmeden ek savunma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
3-Suça sürüklenen çocuğa atılı TCK’nın 174. maddesinde düzenlenen tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi suçu açısından hapis ve adli para cezası yaptırımlarının birlikte öngörüldüğü, kanunda hapisle birlikte öngörülen adli para cezasının gün sayısının alt sınırının gösterilmediği hallerde aynı Kanunun 52/1. maddesi gereğince asgari haddin beş gün olduğu nazara alındığında; alt sınırdan uzaklaşılmadığı belirtilerek hapis cezası asgari hadden tayin edildiği halde aynı gerekçe ile adli para cezası belirlenirken alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle fazla ceza tayini,
4-Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi suçundan kurulan mahkumiyet hükmünde netice adli para cezası belirtilirken rakamla 5.000,00 TL olduğu belirtilmesine rağmen parantez içinde yazı ile “dörtbin” yazılması suretiyle çelişki yaratılması,
5-Tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi suçu ile silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan verilen hapis cezalarının miktarı, suça sürüklenen çocuğun daha önce hürriyeti bağlayıcı ceza almamış olması, cezanın caydırıcılığı bakımından cezasının ertelenmesi durumunda bir daha suç işlemeyeceği yönünde mahkemede olumlu kanaat uyandırması gerekçeleri ile ertelendiğinin belirtilmesine rağmen, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yönelik değerlendirme yapılırken silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan kurulan hükümde “verilen cezanın miktarı ve niteliği şartları oluşmadığından, ceza verilmekle birlikte askıda bırakarak cezanın caydırıcılık unsurunun sağlanamayacağının değerlendirildiği”; terör örgütü propagandası yapma, görevi yaptırmamak için direnme, toplantı ve gösteri yürünüşüne katılarak ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar etmek suretiyle direnme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri açısından ise “verilen cezanın miktarı, mahkemede başkaca dava dosyalarının olması, tekrar suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaat oluşmaması, ceza verilmekle birlikte askıda olacak olmasının caydırıcılık unsurunu gerçekleştirmeyeceği” şeklinde çelişkili ve yasal olmayan gerekçeler ile CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi ve silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçundan verilen hapis cezasının kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ertelendiğinin belirtilmesine rağmen hükmün gerekçe kısmında şartları oluşmadığından cezanın ertelenmesi hükümlerinin uygulanmadığının belirtilmesi suretiyle çelişki yaratılması,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 19.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.