Esas No: 2021/18302
Karar No: 2022/12740
Karar Tarihi: 29.09.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18302 Esas 2022/12740 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/18302 E. , 2022/12740 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Nitelikli mala zarar verme ve görevi yaptırmamak için direnme
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-Sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçuna yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanığın görevi yaptırmamak için direnme eylemini birden fazla kişiye karşı tek bir fiile gerçekleştirmiş olduğu gözetilmeksizin sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 43/2 maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılamıştır.
Sanık hakkında tekerrrüre esas alınan ... 7.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/397 Esas 2007/625 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK'nın 141/1.maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK'nın 58.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
15.04.2020 gün ve 31100 sayılı Resmi Gazate’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10.maddesiyle 5237 sayılı TCK’nın 53.maddesinde yapılan değişikliğin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre sanık ...’nun temyiz istemi yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında nitelikli mala zarar verme suçuna yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, şikayetçi kurumun maddi unsurun gerçekleştiği buna karşılık katılan ve CMK’nın 231.maddesi yönünden mahkemece verilen hükmü lehe temyiz etmekle açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere mağdurun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca suçtan zarar gören şikayetçi ...’nın davaya katılmasına karar verilmekle, sanık ve katılan vekili temyizi üzerine yapılan incelemede;
Sanık hakkında tekerrrüre esas alınan ... 7.Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2006/397 Esas 2007/625 Karar sayılı ilamındaki mahkumiyetin, 5237 sayılı TCK'nın 141/1.maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin olması ve hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 141. maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilip hakkında bahsedilen ilamın esas alınarak TCK'nın 58.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilerek bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hâkimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, sanık ve katılan vekilinin diğer temyiz istemi de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 168 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmuş olması karşısında kamu davasında kendisini vekille temsil ettiren kurum lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekalet ücretine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz istemleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasına “katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre belirlenen 1.500.00 TL maktu vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılan ...’na verilmesine” tümcesi eklenmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.