Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma - Mala zarar verme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2223 Esas 2017/5499 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2223
Karar No: 2017/5499
Karar Tarihi: 23.11.2017

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma - Mala zarar verme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/2223 Esas 2017/5499 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

16. Ceza Dairesi tarafından verilen kararda sanık, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma ve mala zarar verme suçlarından mahkum edilmiştir. Mahkeme, sanığın adli para cezasını ödememesi halinde hapsine karar vermiştir. İncelemeler sonucunda suçun sübutu kabul edilerek sanığın suçunun vasfı tayin edilmiş ve cezaları azaltıcı sebepler de dikkate alınmıştır. Ayrıca, sanık müdafiinin temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK 314/2, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi
- TCK 174/1, 53/1-2-3, 58/9, 63, 52/2-4. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesi
- TCK 152/1-a, 152/2-a, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi
- CMUK 326/son madde
16. Ceza Dairesi         2017/2223 E.  ,  2017/5499 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma, Mala zarar verme
    Hüküm : 1-TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet
    2-TCK"nın 174/1, 53/1-2-3, 58/9, 63, 52/2-4. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/2. maddesi uyarınca mahkumiyet
    3-TCK"nın 152/1-a, 152/2-a, 53/1-2-3, 58/9, 63. maddeleri ve 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca mahkumiyet.

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-Sanık hakkında tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
    Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında, hüküm fıkrasındaki TCK"nın 52/4. maddesi gereğince “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine” ilişkin ihtarat sonuca etkili görülmemiştir.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümleri sanık müdafiinin temyizi ile katılan vekilinin vekalet ücretiyle sınırlı temyizi üzerine yapılan incelemede;
    1)Terör örgütü üyelerinin gerçekleştirmek istedikleri Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçu amaç suç olup örgütün faaliyeti doğrultusunda vahim bir eylem (öldürme, yaralama, yağma ...gibi) gerçekleştiğinde, üyelik suçundan hüküm kurulmayıp geçitli suç nedeniyle amaç suçtan hüküm kurulacağı nazara alındığında,
    Somut olayda; olay, muhafaza altına alma ve olaylı yakalama tutanakları, mağdur otobüs şoförünün beyanı ve teşhisi, otobüste yolcu olarak bulunan tanığın beyanı ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında, mağdurun sevk ve idaresindeki İzmir Büyükşehir Belediyesi ESHOT otobüsünün duraktan bir yolcu alarak hareket ettikten sonra 5037 sokak ile 3736/6 sokağın kesiştiği yere geldiği esnada, sanığın kimliği tespit edilemeyen şahıslarla birlikte otobüsün yolunu keserek önce aracın ön tarafında şoför mahallinin bulunduğu cama, ardından da olay yerinden hızla uzaklaşmaya çalışan aracın arkasından molotof kokteyli attığı, şoför mahalline doğru atılan molotofun aracın camını kırarak otobüsün içerisine düştüğü, molotoftaki yanıcı maddenin araç şoförünün üzerine döküldüğü şeklinde gerçekleşen olayda kimliği tespit edilemeyen diğer şahıslarla birlikte eylem ve fikir birliği içerisinde hareket eden sanığın eyleminin, silahlı terör örgütünün amaçladığı suçu işlemeye elverişli vahamet arz eder nitelikteki kasten öldürmeye teşebbüs ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarını oluşturabileceği nazara alınarak, sanık hakkında iddianamede yer almayan kasten öldürmeye teşebbüs ve Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçlarından dava açtırılması cihetine gidilip, dava açılması halinde her iki dosya birleştirilerek ve ayrıca mala zarar verme suçu yönünden, araçta bulunan mağdurları öldürmeye teşebbüs edildiğinin kabul edilmesi halinde, kasten öldürmeye teşebbüs ve mala zarar verme suçlarının oluşması halinde sanığın TCK"nın 44. maddesi uyarınca sadece daha ağır cezayı gerektiren kasten öldürmeye teşebbüs suçundan sorumlu tutulması gerekeceği gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken delillerin hatalı değerlendirilmesi ve eksik inceleme sonucu suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2)Katılan lehine hükmedilen vekalet ücretinin sanıktan tahsili yerine, hazineden alınarak katılana verilmesine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları ve katılan vekilinin vekalet ücreti yönünden itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu
    sebeplerden dolayı BOZULMASINA, silahlı terör örgütü adına suç işleme suçundan verilen cezanın devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma suçundan verilecek ceza yönünden CMUK’nın 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hak oluşturacağı hususunun dikkate alınmasına, 23.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara