Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2728 Esas 2020/5547 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2728
Karar No: 2020/5547
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2728 Esas 2020/5547 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı şirket ile uzun süreli ticari ilişkisi bulunan davacı şirket, hesap ve fatura kontrolünde tutarsızlıklar fark eder. Davalının tutumu zarara uğratmak ve haksız menfaat sağlamak amaçlıdır. Davacı şirket, fazla bedel için haklı saklı kalmak suretiyle, 1000 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ister. Davalı tarafından düzenlenip davacıya tebliğ edilen faturalara TTK'nın 23/2. maddesi uyarınca 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmediği için davacının fatura içeriği kabul edilmiş sayılacaktır. Davacı tacir olduğundan TTK'nun 20/2. maddesi uyarınca ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği ve aradan uzun zaman geçtikten sonra böyle bir talepte bulunmasının hukuksal dayanağı olmadığı belirtilerek, davacının istinaf başvurusu reddedilmiştir. Kanun maddeleri: TTK md. 21/2, TTK md. 23/2, TTK md. 20/2.
11. Hukuk Dairesi         2020/2728 E.  ,  2020/5547 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İzmir 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.05.2017 tarih ve 2015/1039 E- 2017/576 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce verilen 14.12.2018 tarih ve 2017/1556 E- 2018/1771 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı şirketin, davalı şirket ile uzun sürece yayılan ticari ilişkisi bulunduğu, bu kapsamda davalıdan periyodik olarak çok çeşitli ve miktarlı elektrik malzemesi satın aldığını, 2015 yılı Mayıs ayında geçmişe yönelik olarak hesap ve fatura kontrolünde, çok sayıda ve çok çeşitli ürünlerin bedellerinin kısa süre içinde büyük farklılıklar ile faturalara yansıtıldığının fark edildiğini, davacı şirket satın alma sorumlusu tarafından ürün birim bedellerinde yapılan tutarsızlığın fark edilemediğini ve fatura bedellerinin onaylanarak imzalandığını, bu hususun gizlendiğini, davalı şirketin bu tutumunun davacı şirketi zarara uğratmak ve haksız menfaat temin etmek amacı ile gerçekleştirdiğini, davalının fazlalığın vade farkından kaynaklandığı savunmasının da arada bir anlaşma olmadığından yerinde olmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklı saklı kalmak sureti ile şimdilik 1.000,00 TL bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
    Davalı vekili, faturaların uzun vadelerle ödeme yapılmasından dolayı davacının da rızası ile vade farkı konularak fatura düzenlendiğini, ödemelerin bir yıla yayıldığını, davacının en son verilen toptan malın bedelini ödememek için bu yola başvurduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece, yapılan yargılama neticesinde, davacı şirkete teslimi konusunda ihtilaf olmayan faturalar yönünden teslimden itibaren yasal süresi içinde herhangi bir itirazda bulunulmadığı ve faturaların teslimden itibaren TTK md. 21/2"ye göre içeriğinin kabul edilmiş sayılması gerektiği, davacının zarara uğratmak ve dolandırmak kastı ile hareket ettiği yönünde davalı aleyhine suç duyurusunda bulunulduğu görülmüş ise de, bu konuda Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma sonucunda iddia edilen eylem yönünden bir delil elde edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı tarafından düzenlenip davacıya tebliğ edilen dava konusu faturalara TTK"nun 23/2.maddesi uyarınca 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmediğinden davacının fatura münderecatını kabul etmiş sayılacağı, davacının anılan faturayı defterlerine kaydederek fatura bedellerini de ödediği, davacı tacir olduğundan TTK’nun 20/2.maddesi uyarınca ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, itiraz etmediğinden münderecatı kesinleşmiş olan faturayı kendi defterine işleyip ödeyen davacının aradan uzun zaman geçtikten sonra böyle bir talepte bulunmasının hukuksal dayanağı olmadığı, davalının savunmasında yer alan uzun süre vadeli mal verilmesi nedeniyle farklı fiyat uygulamasının da uzun süredir yapıldığı, davacının buna ve faturalara bir itirazı bulunmadığı, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilemesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 01.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara