Esas No: 2022/6824
Karar No: 2022/13234
Karar Tarihi: 06.10.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2022/6824 Esas 2022/13234 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2022/6824 E. , 2022/13234 K.Özet:
Sanık, dolandırıcılık suçundan açılan davada hırsızlık suçundan 2 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Sanığın temyizi üzerine Yargıtay, dolandırıcılık suçu işlendiği gerekçesiyle hüküm bozmuştur. Yargıtay, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253. maddesi uyarınca, uzlaştırma işlemleri tamamlandıktan sonra sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Kararda, TCK'nın 157/1-b ve 53/1, 58/6 maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddeleri açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
Sanık ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığınca dolandırıcılık suçundan düzenlenen iddianame ile açılan davada, ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 gün ve 2013/696 (E), 2015/425 (K) karar sayılı kararı ile sanığın değişen suç vasfı uyarınca 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 53/1, 58/6. maddeleri gereğince hırsızlık suçundan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına hükmedilmiştir. Kararın sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kararın onanması görüşüyle tebliğname düzenlenerek dosya ilgili daireye gönderilmiş, Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 02.10.2018 tarih ve 2017/5182 (E) ve 2018/12892 (K) Karar sayılı ilamı ile 02/10/2018 tarihinde oy birliği onanmasına karar verilmiştir.
Bu karara karşı sanık ...; 08.02.2022, 14.03.2022 ve 25.03.2022 tarihli dilekçeler ile özetle; halen Ödemiş Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunduğunu, itiraza konu bu dosyada hırsızlık suçundan ceza aldığını, benzer suçlar işlediğini, bunlarla ilgili daha sonra TCK 157/1 maddesi kapsamında cezalar alıp uzlaşmadan faydalandığını, eyleminin dolandırıcılık olduğunu, suç vasfının düzeltilmesi gerektiğini belirterek itiraz talebinde bulunması üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 01.07.2022 tarih ve 2022/61971 sayılı yazısı ile özetle, “Olay günü sanık ...'in, müştekinin kasiyer olarak çalıştığı A 101 isimli markete geldiği, 12/09/2013 tarihli fotoğraf teşhis tutanağına göre müştekinin olay günü işyerine gelen ve alış veriş yaparak cebinden para çıkartan ancak parayı kendisine vermeden para üstü alan ilk eşgalini verdiği şahsın ... olduğunu net olarak teşhis ettiğine ilişken beyanı nazara alındığında sanık ...'ın 3,00 TL değerinde alışveriş yapıp kasaya geldiğinde 200,00 TL parayı müştekiye uzattığı, müştekinin bozuk parası olup olmadığını sorduğu, sanığın "yok" demesi üzerine müştekinin 197,00 TL para üstünü hazırladığı, bu kez sanığın bozuk para istemediğini söyleyerek müştekiden verdiği 200,00 TL parayı 100,00'er TL yapıp geri vermesini istediği, markette bulunan başka bir şahsın müştekiye soru sorması nedeniyle kafası karışan müştekinin, ilk önce 200,00 TL'yi daha sonra da 2 adet 100,00 TL parayı sanığa verdiği, sanığın 100,00 TL paranın bir tanesini müştekiye vererek 93,00 TL para üstü alarak marketten ayrıldığı, gün sonunda kasada müştekinin beyanına göre 193 TL açık çıktığı, bu durumun 12/09/2013 tarihli kamere izleme tutanağı ile de sabit olduğu, sanığın, basit bir yalanı aşan, başından beri mağdurun iradesini fesada uğratma amacıyla, ısrarlı ve kararlı bir şekilde devam eden, bir kaç kez para uzatıp geri almak ve mağdurun çevresindeki müşterilerin sayısının artmasını da gözetip bu durumu fırsat bilerek başka konulardan konuşmak suretiyle, mağduru yanıltacak ve kandıracak yoğunluktaki, ustaca planlayıp sergilediği hileli davranışları sonucunda, müştekinin iradesini sakatlayarak isnat edilen suçu işlediği, sanığın eyleminin TCK'nun 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunu oluşturacağı, bu nedenle hırsızlık suçundan verilen mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiğinden” ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 gün ve 2013/696 (E), 2015/425 (K) sayılı kararına ilişkin Yargıtay (Kapatılan) 13. Ceza Dairesinin 02.10.2018 tarih ve 2017/5182 (E), 2018/12892 (K) Karar sayılı ilamı ile 02/10/2018 kararın ONANMASINA itiraz edilmiştir. ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2015 gün ve 2013/696 (E) ve 2015/425 (K) sayılı sayılı kararının bozulması talebi ile dosya Daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 01.07.2022 tarih ve 2022/61971 sayılı yazısı itiraz istemi yerinde olduğundan KABULÜ ile;
Dairemizin ... hakkındaki 02/10/2018 tarihli ve 2017/5182 Esas, 2018/12892 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK yeniden yapılan incelemede;
Sanığın mağdurdan alışveriş yaparak 200 TL verdiği, müştekinin bozuk parası olup olmadığını sorduğu, sanığın "yok" demesi üzerine müştekinin 197,00 TL para üstünü hazırladığı, bu kez sanığın bozuk para istemediğini söyleyerek müştekiden verdiği 200,00 TL parayı 100,00'er TL yapıp geri vermesini istediği, markette bulunan başka bir şahsın müştekiye soru sorması nedeniyle kafası karışan müştekinin, ilk önce 200,00 TL'yi daha sonra da 2 adet 100,00 TL parayı sanığa verdiği, sanığın 100,00 TL paranın bir tanesini müştekiye vererek 93,00 TL para üstü alarak marketten ayrıldığı ve sanığın bu şekilde 193 TL fazla para aldığı olayda sanığın eyleminin TCK'nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçu kapsamında kaldığı gözetilerek yapılan incelemede;
Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK'nın 157/1. maddesinde tanımı yapılan dolandırıcılık suçunun uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı Kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi uyarınca sonuç ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının korunmasına, 06.10.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.