Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi

Suç : Terör örgütüne üye olmak
Hüküm : 1-5237 sayılı TCK"nın 314/2. maddesi, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi, TCK"nın 62/1, 53/1, 58/9 ve 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet (Sanıklar ..., hakkında ayrı ayrı)
2-Terör örgütüne üye olmak: 5271 sayılı CMK"nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat (Sanık ... hakkında)

Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik yapılan incelemede;
Terör örgütüne üye olmak; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir. Suçun oluşabilmesi için örgütle organik bağ kurulması, süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetlerin bulunması aranmaktadır.
Tüm aşamalarda suçlamayı kabul etmeyen sanığın örgüt hiyerarşisi içerisinden yer aldığına dair yeterli delil ve faaliyetlerinin de süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk düzeyinde bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bu yönde bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda sanığa yüklenen suça ilişkin yeterli delil elde edilemediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükmün ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında terör örgütüne üye olmak suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik yapılan incelemede;
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde aşağıdaki hususlar dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar ve sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1-3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi uyarınca silahsız terör örgütü kabul edilen Hizbut Tahrir örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyet kararı verilirken B, C, D, E, F, G, H başlıklı hükümlerin birinci maddelerinin "terör örgütüne üye olmak suçu" ve "3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/2. maddesi uyarınca" şeklinde olması gerekirken mahkemece "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" ve "TCK"nun 314/2 Maddesi" şeklinde yazılması,
2-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, bu itibarla belirtilen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan B, C, D, E, F, G, H başlıklı hükümlerin birinci maddelerinden, "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" ve "TCK"nun 314/2 Maddesi" ibareleri çıkarılarak yerlerine "terör örgütüne üye olmak suçu" ve "3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/2. maddesi uyarınca" yazılması ve hüküm fıkralarından TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlar bütünüyle çıkarılarak yerlerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-Sanık ... hakkında örgüt üyeliği suçundan verilen mahkumiyet kararına yönelik yapılan incelemede;
Sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Örgüte üye olmak; örgüte katılmayı, bağlanmayı, örgüte hakim olan hiyerarşik gücün emrine girmeyi ifade etmektedir.
Örgütü yönetmek ise; örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde örgütün amacına uygun biçimde işleyişini sağlayan, örgüt üyelerine görev veren ve genel stratejiyi belirleyen kimselerdir. Örgüt yöneticisi olmak için örgütün kurucusu olmak gerekmez. Yöneten kavramı içerisine sadece lider girmez. Örgütün bir lideri lakin birden fazla yöneteni olabilir. Yöneteni tespitte örgütün hiyerarşik yapısı, organizasyon şeması ve kişilerin yüklendikleri görevler önemlidir. Fail hiyerarşik olarak örgüt mensuplarının üzerinde bulunuyor, geniş bir alanda; iş bölümü yapabiliyor, örgütün üyeleri üzerinde sevk ve idarede bulunuyor, örgütsel faaliyetlerin organizasyonunda, icrasında, harekete geçiren, engelleyen veya durduran olarak rol oynayabiliyor, bu faaliyetleri denetleyebiliyor ise, yönetici olarak kabul edilmelidir.
Somut olayda; alınan mahkeme kararları üzerine yapılan teknik takipler, iletişim tespit kayıtları, arama tutanakları, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre; Hizb-ut Tahrir örgütünde Nakib (Bölge sorumlusu) olarak görev yapan, il sorumlularına talimat veren, rapor alan, altında bulunan il sorumlularının yerlerini değiştiren sanığın; örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde örgüt amacına uygun biçimde işleyişini sağladığı anlaşılmakla, eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/1. maddesinde düzenlenen terör örgütü yöneticiliği suçunu oluşturduğu gözetilmeden, delillerin değerlendirilmesinde ve suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması;
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
a-3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi uyarınca terör örgütü kabul edilen Hizbut Tahrir örgütüne üye olmak suçundan mahkumiyet kararı verilirken A başlıklı hükmün birinci maddesinin "terör örgütüne üye olmak suçu" ve "3713 sayılı Kanunun 7/1. maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/2. maddesi uyarınca" şeklinde olması gerekirken mahkemece "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olmak" ve "TCK"nun 314/2 Maddesi" şeklinde yazılması,
b-Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 10.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.