Esas No: 2016/2659
Karar No: 2017/5018
Karar Tarihi: 13.09.2017
Terör örgütünün propagandasını yapma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2659 Esas 2017/5018 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
İtirazla İlgili Mahkeme Kararı : Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 tarih ve 2014/263 Esas, 2015/2 Karar sayılı kararı
İtirazla İlgili Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/2, TCK’nın 62, 50 ve
52. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Suç : Terör örgütünün propagandasını yapma
05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar uyarınca itiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
I. İTİRAZ OLUNAN KARAR
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 tarih ve 2014/263 Esas, 2015/2 Karar sayılı sanıkların mahkumiyetlerine dair hükümlerin bozulmasına ilişkin Dairemizin 07.12.2015 tarih ve 2015/5812 Esas, 2015/4741 Karar sayılı ilamı.
II. İTİRAZ NEDENLERİ
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 02.04.2016 tarih ve KD-16–2015/59960 sayılı itiraz yazısı ile;
Somut olayda; 05.11.2013 günü saat 12:45 sıralarında BDP Mazıdağı İlçe Teşkilatı binası önünde toplanan ve aralarında fesh edilen BDP İlçe Başkanı .... Belediye Meclis Üyeleri, ..."ın da aralarında bulunduğu yaklaşık 65/70 kişilik grubun Hükümet Konağı önünde geçerek grup içerisinde bazı şahısların ellerinde yasadışı PKK/KCK Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan"ın posteri, Pkk ve YPG bayrakları ile üzerinde Abdullah Öcalan"ın resminin bulunduğu ve alt kısmında ise ""Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür"", yine ""Rojava Halk Devrimini Selamlıyoruz"" ve kürtçe olarak yazılmış ""Biz utanç duvarının istemiyoruz ve budan utanç duyuyoruz BDP Mazıdağı İlçe Teşkilatı"" yazılı büyük boy pankartlar ile terör örgütü ve örgüt elebaşısı lehine ""Biji Serok Apo, Dısa Dısa SErhıldan Seroke Me Öcalan, Be Can Be Xune Em Be Teranı Ey Serok"" (Çanımızla Kanımızla Seninleyiz Ey Başkan)"" şeklindeki sloganları atarak Cumhuriyet Meydanına geldikleri, burada bir dakikalık saygı duruşu yaptıktan sonra BDP Mazıdağı İlçe Başkanı Mehmet Şık kürtçe olarak yapılması planlanan ve yukarıda bahsedilen duvarın bir utanç duvarı olduğunu, bu duvarın Berlin Duvarı ile Filistin ve İsrail arasında olan duvarlara benzediğini, Mazıdağı BdP İlçe Teşkilatı olarak bu duvarı sürdüreceklerini, ayrıca Nusaybin Belediye Başkanı ..... başlatmış olduğu eylemde yalnız bırakmayacaklarını beyan ettikten sonra bahse konu grup tekrar Mazıdağı BDP ilçe Teşkilatı önüne gelerek 13:15 sıralarında dağıldıkları, Barış ve Demokrasi Partisi Mazıdağı İlçe Örgütününa düzenlediği izinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında sanıkların üzerinde terör örgütü lideri Abdullah Öcalan"ın posterlerinin bulunduğu bayrağı salladıklarının sabit olduğu;
Sanıkların bu şekilde gerçekleştirdiği eyleminin, yerel mahkemece de kabul edildiği gibi 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinin (b) bendinde, toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında gerçekleşmese dahi, terör örgütünün üyesi veya destekçisi olduğunu belli edecek şekilde örgüte ait amblem, resim veya işaretlerin asılması ya da taşınması olarak unsurları gösterilen terör örgütünün propagandasını yapma suçuna uyduğu, kanunun açık olarak suç saydığı bu eylemin salt yapılan toplantı ve gösterilerde sanığın da içinde bulunduğu grubun herhangi bir şiddete başvurmaması gibi kanunda yer almayan bir gerekçeyle ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından,
Dairemizin bozma ilamına (I) no"lu bozma nedeni yönünden 5271 sayılı CMK"nın 308/3 maddesi gereğince itiraz yoluna başvurulmuştur.
III. İTİRAZIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Sanıklar hakkında Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/263 Esas sayılı dosyasında “terör örgütünün propagandasını yapma” suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinin ikinci cümlesi uyarınca verilen mahkumiyet hükümleri, Dairemizin 07.12.2015 tarih ve 2015/5812 Esas, 2015/4741 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Dairemizin 07.12.2015 tarih ve 2015/5812 Esas, 2015/4741 Karar sayılı ilamında belirtilen I no"lu bozma nedeninde özetle; “Sanıkların herhangi bir slogan attıkları yönünde dosya kapsamında yapılmış bir tespit bulunmadığı gibi örgütün çağrısının da bulunmadığı barışçıl gösteri niteliğindeki olayda yalnızca Abdullah Öcalan"ın resimlerinin bulunduğu poster ve pankartları taşıdıklarının tespit edildiği, topluluğun cebir ve şiddete yönelmeden dağıldığının anlaşıldığı olayda sanıkların kanıtlanan eylemlerinin terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da teşvik edecek nitelikte olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği halde, yasal olmayan gerekçeyle propaganda suçundan mahkumiyet hükmü kurulması” gerekçesi ile mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki ihtilaf konusu, sanıkların sabit olan eylemlerinin terör örgütlerinin cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da teşvik edecek nitelikte olup olmadığı; ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerekip gerekmediği ve dolayısıyla da terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturup oluşturmadığı noktalarında toplanmaktadır.
T.C. Anayasasının 34., İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 20., Birleşmiş Milletler Medeni Siyasal Haklar Sözleşmesinin 21., İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 11., Çocuk Hakları Sözleşmesinin 15. ve 2911 sayılı Kanunun 3. maddesi ile teminat altına alınan ve istikrar kazanmış uygulamaya göre ifade özgürlüğü kapsamında, ifadenin açıklanma yöntemlerinden biri olarak kabul edilen (Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16.09.2014 tarih, 147-376 sayılı ve 10.11.2015 tarih 2015/9-111-381 sayılı kararları vb.) "silahsız ve saldırısız toplanma hakkı", demokratik toplumun gelişmesinde temel değerlerden biri ise de; amacı suç teşkil eden bir toplantı ya da gösteri yürüyüşünün koruma alanı dışında kalacağında (2911 sayılı Kanunun 3. maddesi) ve bir nispi hak olması nedeniyle zorunlu hale geldiğinde meşru amaçlar için (Anayasa’nın 34/2 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11/2 maddesi) müdahaleye tabi tutulacağında kuşku yoktur.
Tüm dosya kapsamına göre; sanıkların terör örgütü lideri olan Abdullah Öcalan"ın resimlerinin bulunduğu poster ve pankartları taşıdıkları somut olayda, sanıkların eylemlerinin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2007/9-69-99 sayılı ve Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 05.06.2002 tarih 5079-6668 sayılı kararlarında da işaret olunduğu üzere TCK"nın 215. maddesinde düzenlenen "kamu düzeni açısından açık ve yakın bir tehlikenin ortaya çıkması halinde suçu ve suçluyu övme" suçunun oluşacağı, bu husustaki takdir ve değerlendirmenin mahkemeye ait olduğu da gözetilerek yapılan incelemede;
Ayrıntıları Dairemizin 09.02.2016 tarih ve 2015/7466 Esas, 2016/1025 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere, olay tarihi ve yeri, sanıkların muhatap kitle üzerindeki etkileri gözetildiğinde, sanıkların sabit olan eylemlerinin terör örgütünün cebir, şiddet ve tehdit içeren yöntemlerini öven, meşru gösteren ya da bu yöntemlere başvurulmasını teşvik eden bir muhteva da içermediğinin anlaşılması karşısında; terör örgütü propagandası suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek;
Sanıklar hakkında TCK’nın 215. maddesinde tanımlanan suçu ve suçluyu övme suçunun unsurları ve cezalandırılma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak, sanıkların hukuki durumunun takdiri yerine, yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde propaganda suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi kanuna uygun bulunmamıştır.
Açıklanan nedenler ile sanıkların sübut kabul edilen eylemlerinin 3713 sayılı Kanunun 7/2 maddesinde unsurları gösterilen terör örgütünün propagandasını yapma suçunu değil, Dairemizin içtihatları ile de kabul edildiği üzere TCK’nın 215. maddesinde düzenlenen suçu ve suçluyu övme suçunu oluşturup oluşturmadığı değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının değişik gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmektedir.
KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının DEĞİŞİK GEREKÇE İLE KABULÜNE,
2- Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 07.12.2015 gün 2015/5812 Esas, 2015/4741 Karar sayılı bozma kararındaki (I) no"lu bozma nedeninin 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3- Sanıklar hakkında TCK’nın 215. maddesinde tanımlanan suçu ve suçluyu övme suçunun unsurları ve cezalandırılma şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılarak sanıkların hukuki durumunun takdiri yerine, yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde terör örgütünün propagandasını yapma suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanıkların temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 16.01.2015 tarih, 2014/263 Esas, 2015/2 Karar sayılı hükmünün BOZULMASINA, Dairemizin 07.12.2015 gün 2015/5812 Esas, 2015/4741 Karar sayılı ilamındaki I no"lu bozma nedeni dışındaki diğer hususların aynen korunmasına, itirazın farklı gerekçe ile kabulüne karar verildiğinden itiraz konusunda karar verilmek üzere dosyanın YARGITAY CEZA GENEL KURULUNA gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.09.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.