Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1440 Esas 2017/5014 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/1440
Karar No: 2017/5014

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1440 Esas 2017/5014 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bir iftira davasında sanık, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 267/1, 43/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası almıştır. Ancak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gerekçesiyle kararın yeniden incelenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu nedenle, Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Ancak bu karar, Yargıtay 8. Ceza Dairesi'nin yaptığı açıklamaya uygun olarak dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 267/1, 43/2 ve 62. maddeleri belirtilmiştir.
16. Ceza Dairesi         2017/1440 E.  ,  2017/5014 K.

    "İçtihat Metni"


    TALEP:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2017 tarih ve 2017/23953 sayılı yazısı ile;
    İftira suçundan sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/1, 43/2 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 4 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bursa 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2016 tarihli ve 2016/334 esas, 2016/725 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.10.2016 tarihli ve 2016/975 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre; Kanun yoluna ilişkin olarak benzer bir olay sebebiyle, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 22.11.2016 tarihli ve 2016/9543 esas, 2016/10644 karar ve Yargıtay 21. Ceza Dairesinin 07.02.2017 tarihli ve 2016/1691 esas, 2017/533 karar sayılı ilâmlarında da belirtildiği üzere, süre tutum dilekçesinde gerekçeli kararın tebliğini isteyen tarafa gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi gerektiği, somut olayda sanık müdafiinin yüzüne karşı verilen karara karşı, sanık müdafii tarafından 30.09.2016 havale tarihli dilekçe ile kararın kendisine tebliğinden sonra itiraz gerekçelerini bildireceklerini belirterek itiraz dilekçesi verilmiş olunması karşısında, gerekçeli kararın tebliğ edilerek, gerekçeli itiraz dilekçesi süresi içerisinde gönderilmez ise dosyanın merciine gönderilmesi gerektiği cihetle, gerekçeli karar tebliğ edilmeden doğrudan incelenmek üzere itiraz merciine gönderildiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 10.04.2017 gün ve 94660652-105-16-1620-2017-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak Dairemize gönderilmiş olmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    KARAR:
    Kanun yararına bozma isteminin; TCK"nın 267/1. maddesinde düzenlenen iftira suçuna ilişkin olması karşısında, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa, 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi hükmüne, 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararındaki iş bölümüne göre, işin incelenmesi Yüksek 8. Ceza Dairesine ait olmakla, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara