16. Ceza Dairesi 2017/1401 E. , 2017/5006 K.
"İçtihat Metni"TALEP:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.04.2017 tarih ve 2015/24353 sayılı yazısı ile;
Konut dokunulmazlığını ihlal etme ve iftira suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 12.06.2015 tarihli ve 2014/82238 soruşturma, 2015/61105 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09.11.2016 tarihli ve 2016/2961 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, şüpheli hakkında, yeterli delil olmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; 5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada kanuna uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, gazeteci olan şüphelinin, müştekiye ait özel mülke girerek resimlerini çektiği, resim çekemeyeceği söylenince de basın kartının gasp edilerek kollarından sürüklendiği yönünde iftira attığından bahisle şikayetçi olunan somut olayda, şüphelinin 20.04.2016 tarihli savcılık ifadesinde beyan ettiği üzere, görüntülerin orjinal hallerinin temin edilip incelenerek, gerektiğinde uzman bir bilirkişi raporu alınarak, olayın olduğu esnada orda olduğu iddia edilen araç şöförü ve diğer görevliler dinlenerek ve binanın her tarafının binalarla çevrili olduğunun ifade edilmiş olması karşısında, ilgili kamera kayıtları getirtilip incelenerek, toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 09.11.2016 tarihli ve 2016/2961 değişik iş sayılı kararının bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 09.04.2017 gün ve 94660652-105-34-627-2017- KYB sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak dairemize gönderilmiş ise de;
TÜRK MİLLETİ ADINA
Kanun yararına bozma istemine konu kararın niteliğine, tebliğname tarihine, 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. maddesi hükmüne, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 2017/1 sayılı kararındaki iş bölümüne göre, işin incelenmesi Yüksek 8. Ceza Dairesine ait olmakla, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın ilgili Daireye GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.