İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/5661 Esas 2016/7365 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/5661
Karar No: 2016/7365
Karar Tarihi: 15.12.2016

İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/5661 Esas 2016/7365 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara göre sanık, infaz kurumuna yasak eşya sokma suçundan mahkum oldu. Sanığın suçu, admli emanette kayıtlı alet bulundurmak olarak kabul edildi. Ancak, suçun niteliği, TCK’nın 297. maddesinin ikinci fıkrasının \"her türlü saldırı ve savunma aracı...\" kapsamında kalıp kalmadığı tartışmalıdır. Yeni düzenleme, sanığın cezalandırılmasına dayanak oluşturan maddeyi daha lehe yaptırım öngördüğü için TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri gereğince zorunluluk bulunmaktadır. Ayrıca, tekerrür hükümleri uygulanamayacak olmasına rağmen kararda çelişki vardır. Kararda geçen kanun maddeleri şöyledir: TCK’nın 297/1, 62/1, 53/1, 54, 58, 5237 Sayılı TCK’nın 297. maddesi, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ikinci fıkrası “b” bendi, 6763 sayılı Kanunun 20. maddesi, TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddesi.
16. Ceza Dairesi         2016/5661 E.  ,  2016/7365 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma
    Hüküm : TCK’nın 297/1, 62/1, 53/1, 54, 58. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    1-Sanığın infaz kurumunda taşınması, bulundurulması ya da kullanılması bizzat suç teşkil etmeyen adli emanette kayıtlı aleti bulundurmaktan ibaret eyleminin, hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 20. maddesi ile yeniden düzenlenen, 5237 Sayılı TCK’nın 297. maddesinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ikinci fıkrası “b” bendinde sayılan “her türlü saldırı ve savunma aracı...” kapsamında kalıp kalmadığının tartışılmasında, anılan fıkranın sanığın cezalandırılmasına dayanak oluşturan 5237 sayılı TCK’nın 297/1 maddesine göre daha lehe yaptırım öngörmesi nedeniyle TCK’nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanunun 9. maddeleri gereğince zorunluluk bulunması,
    2- Sanık hakkında tekerrür hükümleri uygulanmasına rağmen hükmün 1-c bendinde şartlar oluşmadığından tekerrür hükümlerin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmek suretiyle çelişkiye neden olunması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 15.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara