Esas No: 2016/6888
Karar No: 2016/7131
Karar Tarihi: 14.12.2016
Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/6888 Esas 2016/7131 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
Hüküm : TCK"nın 292/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Bursa 1. İnfaz Hakimliğinin 04.01.2016 tarihli sanığın kapalı ceza infaz kurumuna iadesine dair kararın sanığa 14.01.2016 günü tebliğ edildiği, sanığın 23.01.2016 tarihine kadar polis merkezine giderek denetimli serbestlik gereği imzalarını atmaya devam ettiği, sanığın yazılı savunmasında, imza atma yükümlülüğünü yerine getirmeye devam ettiğini, 26.01.2016 günü imza atmak için karakola geldiğinde dosyasının kapandığı söylenerek denetimli serbestlik şubesine ordan da infaz bürosuna yönlendirildiğini, bunun üzerine kendiliğinden infaz bürosuna geldiğini beyan etmesi, UYAP kayıtlarında da sanığın savunmasını doğrular biçimde 27.01.2016 günü kapalı ceza infaz kurumuna alındığının anlaşılması karşısında, TCK"nın 293. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Gerekçeli kararda suç tarihinin "17.01.2016" yerine "2016" olarak yazılması,
3-Sanık hakkında TCK"nın 292/1. maddesi uyarınca uygulama yapılırken bu hükme yollama yapan 5275 sayılı Kanunun 105/A-8. maddesinin gösterilmemesi,
4-Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK 52/4 maddesi gereğince ihtarat yapılması,
5-TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, üye ..."in etkin pişmanlık şartlarının bulunmadığı yönünden muhalefeti ile 14.12.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY:
Tutuklu veya hükümlüler açısından etkin pişmanlık 5237 sayılı TCK"nın 293. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de, bu hükmün uygulanabilmesi için, teslim olgusunun “kendiliğinden” gerçekleşmesi gerektiğine, eğer teslim olgusu özgür irade ürünü değilse, failin etkin pişmanlık hükmünden yararlanamayacağına yer verilmiştir.
Etkin pişmanlıktan söz edebilmek için, fail özgür iradesiyle yetkili makamlara giderek ya da bulunduğu yeri yetkili makamlara bildirerek teslim olacağını belirtip teslim olmalıdır. Yani, yakalanması değil, bizzat özgür iradesiyle kendiliğinden teslim olması gerekir. Bizzat özgür iradesiyle teslim olmayıp yakalanan fail hakkında, kanuni objektif koşullar mevcut olmadığından etkin pişmanlık hükümleri uygulanamaz.
Somut olayda, sanık, karakoldaki imza dosyasının kapanması hususunda bilgilendirilmek için yönlendirildiği infaz bürosunda yakalandığını, bir başka deyişle bizzat özgür iradesiyle kendiliğinden teslim olmadığını 03.05.2016 tarihli yazılı savunmasındaki “Karakolda beni denetimli serbestlik bürosuna gönderdi. Bende denetimli serbestlik bürosuna gittim. Bürodan bana adliyenin içindeki infaz bürosuna git, onlar sana gereken bilgiyi verecek dediler. Bende oraya başvurunca beni tutukladılar. Şaşkınlıkla neye uğradığımı anlayamadım.” şeklindeki sözleriyle açıkça ifade etmiştir. Dolayısıyla, infaz bürosuna bizzat özgür iradesiyle teslim olmak için değil, kapanan infaz dosyası hakkında bilgi almak üzere gittiğinde yakalanan sanık hakkında, kanuni objektif şartlar mevcut olmadığından etkin pişmanlık hükmünün uygulanma koşulları oluşmamıştır.
Bu nedenle; yerel mahkemenin, sanık hakkında TCK’nın 293. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağını kararda tartışmamasında bir isabetsizlik bulunmadığı görüşüyle sayın çoğunluğun (1) nolu bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.