Esas No: 2021/18977
Karar No: 2022/13860
Karar Tarihi: 17.10.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18977 Esas 2022/13860 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/18977 E. , 2022/13860 K.Özet:
Ceza Dairesi tarafından verilen bir kararda, sanığın nitelikli hırsızlık suçu işlediği kabul edildi. Müdafinin temyiz istemi esastan reddedildi ancak zorunlu müdafi olarak atanan avukatın ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi hukuka aykırı bulunduğu için karar bozuldu. Kararın düzeltilerek onaylandığı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na dosyanın iadesine karar verildi. Kanun maddeleri ise şu şekilde detaylı olarak açıklandı: 5271 sayılı CMK'nın 288, 294 ve 301. maddeleri, TCK'nın 142/2-h ve 143. maddeleri, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri ve 5320 sayılı Yasanın 13. maddesi. Ayrıca, T.C. Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi de kanun maddelerine dayanak olarak gösterildi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
HÜKÜM : istinaf isteminin esastan reddi
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanık müdafinin temyiz isteminin sanığın askerlik vazifesini yaptığı için zararı karşılamaya fırsatı olmadığını ve kendisine Baro tarafından görevlendirilen müdafiinin ücretinin sanıktan tahsil edilmemesi gerektiğine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebebe yönelik yapılan incelemede;
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdiri ile Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
28.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca sanığa isteği üzerine atanan müdafinin zorunlu müdafii olarak kabulü gerekmekle; T.C. Anayasası'nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK'nin 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafii ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usûl ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik’in 8. maddesi gereğince, baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretlerin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, ... şekilde zorunlu müdafi ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hükmün yargılama giderleri ile ilgili fıkrasından “E)Yargılama sırasında yapılan ve sanığa kendi talebine istinaden yargılama aşamasında görevlendirilen müdafii ücreti olan 364.- TL müdafii ücreti yargılama giderinin sanıktan tahsiline” ibaresinin çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 17/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.