Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18177 Esas 2022/14197 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/18177
Karar No: 2022/14197
Karar Tarihi: 19.10.2022

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18177 Esas 2022/14197 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Ceza Dairesi’nin 2021/18177 E. ve 2022/14197 K. sayılı kararında, bir sanık hakkında nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümlerin temyiz edildiği ve istinaf başvurusunun esastan reddedildiği belirtilmektedir. Ancak, sanığın ölümü nedeniyle ceza ve infaz ilişkisinin sona ermesi sebebiyle, temyiz dilekçesinde belirtilmemiş olsa da Yargıtay’ın sanığın ölümü halinde hükümde bozma sebebi olarak gördüğü belirtilmiştir. Kanunlar olarak ise, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı CMK) 286/2-a, 288, 289, 294, 298, 302/1-2-3-4-5 maddeleri ile Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı TCK) 64/1 maddesi açıklanmıştır.
6. Ceza Dairesi         2021/18177 E.  ,  2022/14197 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
    SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali
    HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
    I-Sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
    Hükmolunan cezanın miktarı ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizi mümkün olmadığından, sanığın temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
    II-Sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
    5271 sayılı CMK'nın “Temyiz nedeni” başlıklı 288. maddesi uyarınca;
    (1)Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır.
    (2)Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.''
    Aynı Kanun’un “Hukuka kesin aykırılık hâlleri” başlıklı 289. maddesi uyarınca;
    1)Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda ... hallerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
    a)Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
    b)Hakimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hakimin hükme katılması.
    c)Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul olunduğu halde hakimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hakimin hükme katılması.
    d)Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili görmesi.
    e)Cumhuriyet Savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
    f)Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
    g)Hükmün 230. madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
    h)Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması.
    i)Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
    Temyiz başvurusunun içeriği” başlıklı 294. maddesi uyarınca;
    (1)Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır.
    (2)Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.”
    Temyiz isteminin reddi” başlıklı 298. maddesi uyarınca;
    Yargıtay, süresinde temyiz başvurusunda bulunulmadığını, hükmün temyiz edilemez olduğunu, temyiz edenin buna hakkı olmadığını ya da temyiz dilekçesinin temyiz sebeplerini içermediğini saptarsa, temyiz istemini reddeder.Nihayet “Temyiz isteminin esastan reddi veya hükmün bozulması” başlıklı 302. maddesi uyarınca;
    (1)Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtayca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilir.
    (2)Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Bozma sebepleri ilamda ayrı ayrı gösterilir.
    (3)Hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık hâlleri de ilâmda gösterilir.
    (4)Hükmün bozulmasına neden olan hukuka aykırılık, bu hükme esas olarak saptanan işlemlerden kaynaklanmış ise, bunlar da aynı zamanda bozulur.
    (5)289 uncu madde hükümleri saklıdır.
    Yukarıda özetlenen mevzuat hükümleri uyarınca, istinaf sonrası temyiz incelemesi sebebe bağlı olup hukuksal denetimle sınırlıdır. Temyizde kural olarak maddi vaka denetimi, diğer bir ifadeyle sübut denetimi yapılamaz.
    İstinaf sonrası temyizde önemli olan diğer bir konuda, temyiz incelemesinin sebebe bağlı ve sebeple sınırlı olarak yapılmasıdır.
    CMK'nın 298. maddesi uyarınca, temyiz istemi sebep içermiyorsa reddi gerekir. Ancak, CMK'nın 289. maddesinin âmir hükmü uyarınca temyiz dilekçesinde bu maddedeki sebeplere dayanılmasa da, temyiz incelemesi sebebi yapılan husus incelenirken 289. maddede tahdidi olarak sayılan hukuka kesin aykırılık hallerinin tespit edilmesi hâlinde hükmün (varsa diğer sebeplere ilâveten) bu sebeple(de) bozulması gerekir.
    Bu izahattan sonra somut dosyaya gelecek olursak;
    UYAP üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre sanık ...’ın hükümden sonra 11.05.2017 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK’nın 64/1. madddesi ‘Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tâbi eşya ve maddî menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.’’, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi ise, ''Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir.'' şeklinde düzenlenmiştir.
    Görüldüğü üzere, sanığın veya hükümlünün ölümü, ceza ve infaz ilişkisini sona erdiren doğal bir sebeptir. Çağdaş ceza hukuklarında suç faili olabilmek için iki şarta ihtiyaç vardır. Bunlardan birisi insan olmak, diğeri ise hayatta bulunmak yani sağ olmaktır. Ölüm ikinci şartı ortadan kaldırdığından, ölen kimsenin suçun faili sayılmasına ve dolayısıyla ölen kişi ile devlet arasında ceza ve infaz ilişkisi kurulmasına, kurulmuş ise sürdürülmesine imkan yoktur.
    Kısacası sanığın ölümü halinde bir yargılama şartı ortadan kalkmış olup, temyiz dilekçesinde belirtilmese ya da CMK’nın 289. maddesinde düzenlenen hukuka kesin aykırılık halleri veya temyiz kanun yolunu düzenleyen diğer maddeler arasında bozma sebebi olarak düzenlenmese de temyizde hukukilik denetimi yapan Yargıtayca sanığın ya da hükümlünün ölümü halinde hükmün bu sebepten bozulabileceği kanaatine varılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle;
    UYAP üzerinden alınan nüfus kayıt örneğine göre, sanık ...’ın hükümden sonra 11.05.2017 tarihinde öldüğünün anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 64. ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri gereği kamu davasının düşürülmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2-a maddesi uyarınca yeniden incelenmek ve hükümlerin verilmek üzere dosyanın ... 3. Asliye Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesine gönderilmesine, 19.10.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara