Esas No: 2015/2354
Karar No: 2016/6476
Karar Tarihi: 22.11.2016
Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - silahlı terör örgütünün propagandasını yapma - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/2354 Esas 2016/6476 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, silahlı terör örgütünün propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm :1-5237 sayılı TCK"nın 314/3 delaleti ile 220/6. maddesi yollamasıyla TCK"nın 314/2, 220/6, 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi, TCK"nın 62, 53, 58/7-9 ve 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesi yollamasıyla 32. maddesi, 5237 sayılı TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet (2 kez)
3- Silahlı terör örgütü propagandası yapma suçundan: 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi 1. bendi uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine dair (21 kez)
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından verilen kararlara ilişkin yapılan incelemede;
6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin 1. fıkrasına göre verilen kovuşturmanın ertelenmesine ilişkin kararlar anılan maddenin 4. fıkrası ile CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası 2. cümlesi hükmü karşısında durma kararı niteliğinde ve itiraza tabi olup, temyizi mümkün bulunmadığından, temyiz incelemesine yer olmadığına, gereğinin merciince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
II-Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek suçunundan kurulan hükme yönelik yapılan incelemede;
Sanığın 28.03.2011 ve 29.03.2011 tarihli eylemlerde ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar ettiği anlaşılarak,
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde aşağıdaki husus dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53/1. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, bu itibarla belirtilen hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılması gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlar bütünüyle çıkarılarak yerlerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanmasına" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III-2911 Sayılı Kanun"a muhalefet suçlarından kurulan hükümlere ilişkin yapılan incelemede;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun Dairemizce de benimsenen 11.07.2014 tarih, 2013/9-386 esas, 2014/353 sayılı kararı ile, 2911 Sayılı Kanun"un 32. maddesinin 1. fıkrasındaki dağılın ihtarına rağmen dağılmama halinin düşünce ve kanaat açıklama yöntemi kapsamında görüldüğü anlaşıldığından, sanığa yüklenen suçların tarihleri ve işlenme yöntemleri ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendikleri ve bu nedenle sanık hakkında açılan davalara ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 22.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.