Esas No: 2016/2029
Karar No: 2016/6418
Karar Tarihi: 01.12.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/2029 Esas 2016/6418 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda Patnos Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.10.2015 tarihli ve 2015/844 soruşturma, 2015/746 esas, 2015/160 sayılı iddianamenin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170/3. maddesi yollaması ile 173/1-a maddesi gereğince iadesine dair Patnos Ağır Ceza Mahkemesinin 16.10.2015 tarihli ve 2015/160 sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2015 tarihli ve 2015/558 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Şüpheliler hakkında silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme suçundan açılan kamu davasında atılı suçun terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı ve bahsi konu suçun temadi eden suçlardan olması nedeniyle suçun işlendiği yerin şüphelinin yakalandığı yer olacağından, şüphelilerden ... hakkındaki yakalama kararı da infaz edilmediğinden iddianamenin 5271 sayılı 170/3. maddesi yollaması ile 173/1-a maddesi gereğince iadesine karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Kanunun 174/2. maddesinde yer alan “Suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianame iade edilemez” şeklindeki hüküm gereğince suçun hukuki nitelendirilmesi nedeniyle iddianamenin iade edilemeyeceği gibi, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre görev ve yetki hususlarına ilişkin iddianamenin iadesi kararı verilemeyeceği, keza olaya dahil olduğu anlaşılan ... hakkında kamu davası açılarak kovuşturmasının halen devam ettiği dikkate alındığında, iştirak halinde işlenen suçlarda şüphelinin yakalandığı yerin yetkili yargı merciini değiştirmeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde yapılan itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesinde bir isabet görülmediğinden bahisle, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 07.01.2016 gün ve 94660652-105-04-14494-2015-318/1130 sayılı istemlerine dayanılarak anılan kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince kanun yararına bozulmasına ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.02.2016 gün ve 2016/23035 sayılı tebliğnamesiyle bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
I) Olay:
Şüpheliler ... ve ... hakkında “silahlı terör örgütüne bilerek isteyerek yardım etme” suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Patnos Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 02.10.2015 tarihli ve 2015/844 soruşturma, 2015/746 Esas, 2015/160 sayılı iddianame ile Patnos Ağır Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, Patnos Ağır Ceza Mahkemesi 16.10.2015 gün ve 2015/160 iddianame değerlendirme sayılı kararı ile “şüpheliler hakkında iddianamede anlatılan eylemlerin yardım etme suçunu değil örgüte üye olma suçunu oluşturduğu, yakalama emri düzenlenip bugüne kadar yakalanamayan şüphelilerden ... hakkında iddianame düzenlenmesinde yasal herhangi bir engel olmamasına rağmen, şüphelinin işlediği ileri sürülen örgüte üye olma suçunun temadi eden suçlardan olup suçun işlendiği yerin şüphelinin yakalandığı yer, yetkili mahkemenin ise şüphelinin yakalandığı yer mahkemesi olacağı, temadi eden suç nedeniyle iddianame tanzim edilmesinin CMK"nın 170/3 yollamasıyla aynı Kanunun 174/1-a maddesine aykırılık teşkil ettiği, Cumhuriyet savcılığınca şüpheli ... yönünden dosya tefrik edildikten sonra şüpheli ... yönünden “terör örgütüne üye olma” suçundan iddianame tanzim edilerek mahkemelerine dava açılması gerektiği” gerekçesiyle iddianamenin iadesine karar verdiği, bu karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazın da Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2015 tarihli ve 2015/558 değişik iş sayılı kararıyla reddedilerek sözkonusu kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
II) Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanunun 174/1 maddesinde iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, bu kapsamda Cumhuriyet savcısı tarafından açılan kamu davasında; iddianamede suçun hukuki nitelendirilmesi silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme kabul edilmesine rağmen mahkemece “eylemin terör örgütüne üye olma suçunu oluşturacağı ve temadi eden suç niteliğinde olan silahlı terör örgütüne üye olma suçunda hakkında yakalama emri düzenlenen ve ifadesi alınamayan şüpheli hakkında iddianame tanzim edilmesinin CMK’nın 170/3 yollamasıyla aynı Kanunun 174/1-a maddesine aykırılık teşkil edeceği” gerekçe gösterilerek iddianamenin iadesine karar verilip verilmeyeceğine ilişkindir.
III) Hukuksal Değerlendirme:
Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesi ile sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine göre yapılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun;
170. maddesinde; iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının ayrıntılı olarak belirtildiği, bu madde hükümlerine göre görevli ve yetkili mahkemeye hitaben düzenlenen iddianamede şüpheli, şikayetçi, maktul, mağdur ve suçtan zarar gören ile açıklamasında sakınca bulunmaması halinde ihbarda bulunan kişinin kimlikleri, şüphelinin müdafii, mağdur veya suçtan zarar görenin vekili veya kanuni temsilcisi, şikayetin yapıldığı tarih, yüklenen suç ve uygulanması gereken kanun maddeleri, yüklenen suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi, suçun delilleri, şüphelinin tutuklu olup olmadığı, tutuklanmış ise gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların sürelerinin gösterilmesi gerektiği,
174/1. maddesinde; iddianamenin hangi hallerde iadesine karar verileceğinin düzenlendiği, bu madde hükümlerine göre, aynı Kanunun 170. maddesine aykırı olarak ve suçun sübutuna etki edeceği mutlak sayılan mevcut bir delil toplanmadan veya önödemeye veya uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde önödeme veya uzlaşma hükümleri uygulanmaksızın düzenlenen iddianamenin Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine karar verilebileceği,
170/2. nıaddesinde; soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukuki nitelendirmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu,
174/2. maddesinde; suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği,
Düzenlenmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 174/1. maddesinde iddianamenin iadesi sebepleri gösterilmiş olup aynı maddenin ikinci fıkrasına göre suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine karar verilemeyeceği hukuken şüpheye yol açmayacak şekilde açıktır.
Patnos Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2015 gün ve 2015/844 soruşturma, 2015/746 esas, 2015/160 sayılı iddianamesi incelendiğinde, Cumhuriyet savcısı suçun hukuki nitelendirmesini "şüphelilerin üzerine atılı eylemin “silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme” suçunu oluşturacağı" şeklinde kabul etmiştir. Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre, örgüte yardımı, bir bütün halindeki eylemi bölerek ele almak, icra hareketlerinin başlangıcı, teşebbüsü ve suçun işlendiği yerin buna göre belirlemek gerekir.
Yukarıda belirtilen kanun hükümleri ve soruşturma dosyası kapsamında somut olay değerlendirildiğinde;
5271 sayılı CMK"nın 174/2 maddesine göre “suçun hukuki nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iadesine” karar verilememesi, hakkında yakalama emri düzenlenen ve ifadesi alınamayan şüpheli ..."nın iddianamede anlatılan ve üzerine atılı olan eyleminin “PKK silahlı terör örgütüne katılan ... isimli bayanı, telefonla Patnos"ta ikamet etmekte olan ..."e yönlendirmek” olarak belirtilmesi, şüphelinin eyleminin bu haliyle tamamlanmış ve suçun işlendiği yerin belli olması, keza olaya dahil olan ... hakkmdaki kovuşturmanın halen Patnos Ağır Ceza Mahkemesinde devam etmesi ve iştirak halinde işlenen suçlarda şüphelinin yakalandığı yerin yetkili yargı merciini değiştirmeyeceği hususları birlikte dikkate alındığında CMK"nın 170/2 maddesi uyarınca soruşturma evresinde toplanan mevcut delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu, bu nedenle Cumhuriyet savcısının dava açmasında zorunluluk halinin söz konusu olup, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ile yargılama sırasında sunulacak delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;
İsabet görülmediğinden, anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi uygun görülmüştür.
IV) SONUÇ VE KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının talebinin kabulü ile, Ağrı Ağır Ceza Mahkemesinin 06.11.2015 gün ve 2015/558 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi gereğince Kanun Yararına Bozulmasına,
Diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 01.12.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.