11. Hukuk Dairesi 2020/2870 E. , 2020/5536 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 05.04.2018 tarih ve 2016/1127 E. - 2018/396 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 07.02.2019 tarih ve 2018/977 E. - 2019/179 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının örme kumaş imalatı ve satışı yaptığını, davalıya örme kumaş satışı yaptığını, davalı şirketin aldığı malların bedelini ödememesi üzerine davalı şirketten olan cari hesap alacağını tahsil etmek için davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibe davalı tarafından itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının borcunun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama,toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraf ticari defterlerinin takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 107.021,55 TL alacaklı olduğu yönünden mutabık olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda davacının davalıya mal satıp teslim ettiği ve icra takip tarihi itibariyle takip tutarınca davalıdan alacaklı olduğunun tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğu, davalı tarafın takibe itirazında, cevap dilekçesinde ve ön inceleme duruşmasında, davacı alacaklıya borcunun olmadığını savunmuş iken yargılamada alınan rapora karşı beyanlarında, satılan bir kısım ürünün ayıplı olduğunu iddia ettiği, 6100 sayılı HMK’nin "Cevap dilekçesini verme süresi" başlıklı 127. maddesinde “Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır.” hükmü; "Süresinde cevap dilekçesi verilmemesinin sonucu" başlıklı 128. maddesinde “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır.” hükmünün yer aldığı, yine aynı kanunun "Ön incelemenin kapsamı" başlıklı 137. maddesinde “Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerinin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir.” düzenlemesinin yer aldığını, "İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi" başlıklı 141. maddesinde “Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.” düzenlemesinin yer aldığı, hal böyle olunca, davalı borçlunun süresinde ayıp savunmasında bulunmadığı gibi, bu savunmanın yukarıda açıklanan iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği yasağı ilkesi karşında dinlenemeyeceği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14.Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 5.482,97 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 30.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.