Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/8214 Esas 2016/6282 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8214
Karar No: 2016/6282
Karar Tarihi: 30.11.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/8214 Esas 2016/6282 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/8214 E.  ,  2016/6282 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, Dolandırıcılık
    Hüküm : Sanıkların TCK"nın 220/1, 53/1, 63/1, 54/1 ve 9 kez
    TCK"nın 157/1, 37/1, 52/2, 53/1, 63/1 ve 54/1.
    maddeleri gereğince ayrı ayrı mahkumiyetlerine ve müsadereye

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    I-Sanıklar ... ve ... hakkında suç örgütü kurmak, sanık ... hakkında dolandırıcılık, sanıklar ... ve ... hakkında katılan ... dışında kalan sekiz mağdur-katılana yönelik işlenen dolandırıcılık suçundan yönünden kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
    TCK"nın 220. maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir.
    Örgüt niteliği itibarıyla devamlılığı gerektirdiğinden, kişilerin belli bir suçu işlemek veya bir suç işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgütten değil iştirak iradesinden söz edilebilecektir. Ancak, amaçlanan suçları işlemede kolaylık sağladığı için işlenmesi amaçlanan suçlar açısından hazırlık hareketi niteliğinde olan örgütün varlığı için, amaç suçları işleme zorunluluğu olmadığı da dikkate alındığında, devamlılığın belirlenmesi noktasında yalnız amaç suçların sürekli bir şekilde işlenmesi değil, öncelikli olarak, amaç suçları sürekli biçimde işleme kararlılığının mevcut olup olmadığının araştırılması zorunludur.
    Örgüt soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.
    Somut olayda sanıklar ... ve ...’in samimi ikrarlarında sanık ...’un yöneticiliğinde suç işlemek için bir araya geldikleri, yükleri olduğundan bahisle kamyoncularla temas kurdukları, bu amaçla sahte kimlikle alınmış telefon hattı, kamyonculara verilmek üzere hurda demir ve sahte fiş düzenlemek için fiş defteri temin ettikleri, araç kiraladıkları, eylemli işbirliği içinde oldukları, yönetici konumunda olup eylemlere katılacak kişileri de belirleyen sanık ...’a kazançtan pay verdikleri, pek çok ilde çok sayıda suç işledikleri ve aralarında gevşek bile olsa bir hiyerarşi yapı bulunduğu anlaşılmakla eylemlerinin atılı suç örgütü kurmak suçunu oluşturduğu anlaşıldığından tebliğnamede yer alan bozma düşüncesine, sanıkların suçtan elde ettikleri kazanç miktarı, TCK"nın 157/1. maddesinde yer alan adli para cezasına esas birim gün sayısının alt ve üst sınırlar dikkate alındığında sanıklar hakkında 100 gün karşılığı adli para cezasına hükmeden mahkemenin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından 1. nolu düzelterek onama düşüncesine iştirak olunmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine ancak;
    Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK"nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükümlerdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımların bütünüyle çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanıklar hakkında uygulanmasına" ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II-Sanıklar ... ve ... hakkında katılan ...’a yönelik işlenen dolandırıcılık suçu ve sanık ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak suçundan kurulan hükümlerin incelenmesinde;
    1-Sanık ...’e suç örgütüne üye olmak suçundan TCK’nın 220/2. maddesi gereğince dava açılmış olmasına rağmen CMK"nın 226/2. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden TCK’nın 220/1. maddesi gereğince suç örgütü kurmak suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
    2-Sanıklar ... ve ...’un katılan ...’a yönelik eylemleri nedeniyle savunmalarının alınması için çıkarılan yakalama kararları ekine sehven 20.02.2009 tarihli, içeriğinde bu mağdura yönelik eylemin bulunmadığı iddianamenin konulduğu ve sanıkların katılan ..."a yönelik eylem nedeniyle düzenlenen iddianame okunarak savunmaları alınmadığı halde bu suçtan da mahkumiyetlerine karar verilmesi suretiyle CMK’nın 191/3-b maddesine aykırılık yapılması,
    3-Kabul ve uygulamaya göre, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
    Kanuna aykırı, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara