Esas No: 2016/4601
Karar No: 2016/5868
Karar Tarihi: 18.11.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/4601 Esas 2016/5868 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.05.2016 tarih ve 2016/189188 sayılı tebliğnamesi ve ekindeki Adalet Bakanlığının 02.05.2016 tarihli Kanun Yararına Bozma konulu yazılarında; hakaret ve iftira suçlarından şüpheli .. hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca "...şüphelinin, iftira kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, ayrıca gıyapta hakaret suçu için de en az üç kişinin ihtilatında eylemin gerçekleştirilmesi gerektiği, olayın üç kişinin ihtilatında gerçekleşmediği, bunun dışında kulaktan duyma bilgiler ve duyumlarla hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı..." gerekçeleri ile verilen 12.10.2015 tarih ve 2015/8427 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın "...karardaki gerekçe, savcılığın soruşturma neticesine uygun gelişen kanaat ve takdirine göre yasaya aykırı bir yön bulunmadığı..." gerekçesiyle kesin olarak reddine dair ... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 03.11.2015 tarih ve 2015/1224 D. İş sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozulması talep olunmuştur.
OLAY:
06.10.2015 tarihin de polis merkezine gelerek ..."ün kendisine mesaj atarak tehdit ve hakarette bulunduğunu, mesajın kayıt altına alınmasını istediğini beyan eden .."nın şikayeti üzerine cep telefonuna, ... tarafından gönderilen mesajın 06.10.2015 tarihli "mesaj tespit tutanağı" ile tespit edildiği, ..."ün de şüpheli-müşteki sıfatıyla verdiği 06.10.2015 tarihli kolluk ifadesinde özetle; mesajı kendisinin attığını ancak .."nın da kendisi hakkında "oturduğu yerden para kazandığı", "özel hayatı ile ilgili dedikodu yaptığı", "... amcanın iki kızı dört damatı var" şeklinde sözler sarf ettiğini beyan ederek şikayetçi olduğu anlaşılmaktadır. Soruşturma evresinde bilgi alma tutanağı ile ifadesine başvurulan ...; tarafların birbirlerine hakaret edip etmediğini duymadığını beyan etmiştir. Sadece bu işlemlerin yapıldığı soruşturma sonucunda ... hakkında hakaret ve tehtit suçlarından kamu davası açılmış, .. hakkında ise hakaret ve iftira suçlarından ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Müşteki şüpheli ... 28.10.2015 tarihli dilekçesi ile süresi içinde ifadesini tekrarla ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz etmiş ve dilekçesinde dinletmek istediği yedi adet tanığın isim ve telefonlarını da bildirmiştir.
İtirazı inceleyen ... 2. Sulh Ceza Hakimliği 03.11.2011 tarih ve 2015/1224 D. İş sayılı kararı ile "kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı" gerekçesiyle itirazın kesin olarak reddine karar verilmiştir.
KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNE İLİŞKİN UYUŞMAZLIĞIN KAPSAMI:
Müşteki ..."ün şüpheli ... hakkında hakaret ve iftira uçlarından yapmış olduğu şikayet üzerine ... Cumhuriyet Başsavcılığının "...şüphelinin, iftira kastıyla hareket ettiğine dair delil bulunmadığı, ayrıca gıyapta hakaret suçu için de en az üç kişinin ihtilatında eylemin gerçekleştirilmesi gerektiği, olayın üç kişinin ihtilatında gerçekleşmediği, bunun dışında kulaktan duyma bilgiler ve duyumlarla hakaret suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı..." gerekçesiyle vermiş olduğu ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bahisle reddine ilişkin ... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin yukarıda sayısı belirtilen kararında isabet bulunup bulunmadığına ilişkindir.
HUKUKSAL DEĞERLENDİRME:
Anayasanın 36. maddesinde "herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir." hükmüne yer verilmiştir.
Ceza Muhakemeleri Kanunundaki düzenlemeler ise;
" Madde 160 - (1) Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."
"Madde 170 - (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler."
"Madde 172 - (1) Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir."
"Madde 173 - (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2)İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18.06.2014-6545 S.K./71. md) Sulh Ceza Hakimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz. "şeklindedir.
Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere Cumhuriyet savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Müşteki tarafından doğrudan olaya tanık olduğu belirtilen kişilerin bilgi ve görgülerinin tespiti de bu soruşurma usullerinden birisidir. Kaldı ki; Cumhuriyet savcısı gerçeğin ortaya çıkması için sadece taraflarca gösterilenle yetinmeyip resen tespit ettiği tanıkları da dinlemelidir. Dosyadaki somut olayda; müştekinin dinletmek istediği tanık bulunup bulunmadığı sorularak varsa bu tanıkların dinlenmesi söz konusu olmamıştır.
Bu durumda Cumhuriyet savcısının müştekiden iddialarının ispatına yönelik varsa tanıklarını sorup belirledikten sonra bu kişileri dinleyerek topladığı delillerin kamu davası açmaya yeterli şüphe oluşturup oluşturmadığını değerlendirmesi gerekirken (kaldı ki itiraz dilekçesinde müşteki dinletmek istediği tanıkların isimlerini bildirmiş olmasına rağmen) eksik soruşturma ile verilen kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına kararına yönelik itirazın kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmemiş ve anılan kararın kanun yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ VE KARAR:
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, ... 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 03.11.2015 tarih, 2015/1224 D. İş sayılı kararının Ceza Muhakemesi Kanununun 309/3. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer işlemlerin yapılabilmesi için dosyanın aynı Kanunun 309/4-a maddesi gereğince mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 18.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.