Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2125 Esas 2021/3095 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2125
Karar No: 2021/3095
Karar Tarihi: 29.06.2021

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2020/2125 Esas 2021/3095 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2020/2125 E.  ,  2021/3095 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :...Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı birleşen davada davacı İMZA İthalat İhracat Makine İnş. Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -
    Asıl dava eser sözleşmesinin feshi sebebiyle sebepsiz zenginleşme hükümlerince ödenen bedelin iadesi, birleşen dava eser sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle müspet ve menfi zararın tazminine ilişkindir.
    Asıl davada,davacı yüklenci, davacıya ait “Aziz Hafriyat” firması ile davalı firma arasında “kırma eleme tesisi” projesi kapsamında 09.05.2015 tarihli teklife uygun olarak sözleşme akdettiğini, toplamda KDV dahil 180.000,00 TL ödeme yapılmasının kararlaştırıldığını, 50,000,00 TL peşin bedelin davalı şirketin belirttiği banka hesabına her biri 25.000,00 TL olmak üzere 29.05.2015 ve 01.06.2015 tarihlerinde iki parça halinde ödediğini, ancak davalı şirket tarafından süresinde sözleşmeye uygun bir teslimatın gerçekleştirilmediğini, davalı şirketin malın üretim ve teslimine yönelik ifasını yerine getirmemesi nedeniyle 17.08.2015 tarihinde ihtarda bulunulduğunu, ancak davalının ihtarnameye uymayarak borcunu ifa etmediğinden sözleşmenin feshi nedeniyle davalıya makine teslimi için ödenen toplam 50.000,00 TL tutarındaki bedel ile 17.08.2015 tarihli ihtarname için yapılan 141,21 TL tutarındaki masrafın davalıdan tahsili talep ve dava etmiştir.
    Davalı, savunmasında davanın reddini istemiştir.
    Birleşen davada davacı iş sahibi, davalıya 09.05.2015 tarihinde kırma eleme tesis teklifi gönderdiğini ve taraflar arasında anlaşma imzalandığını, sözleşme bedelinin 180.000,00 TL+KDV olduğunu, 50.000,00 TL peşinatın şirket hesabına yatması ile işe başlanacağını ve davalı tarafından bu bedelin yatırılması ile sözleşmenin geçerlilik kazandığını, zamanında ürünleri ürettiklerini ve hazır hale getirdiklerini ve bunu davalıya yazı ile bildirildiğini, davalının ürünleri teslim almak için araç gönderdiğini ancak nakit ödemesi gereken 35.000,00 TL yi şirketin hesabına yatırmaması ve taahhüdünde olan üç adet çeki teslim etmemesi üzerine ürünü teslim etmediğini belirterek öncelikle davanın birleştirilmesi, davalının taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki edimlerini tam ve eksiksiz yerine getirmemiş olmasına rağmen haksız ve tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih etmesi sonucunda sipariş verilen ürünlerin üretiminden, kâr kaybından, kur farkından ve depolama nedeni ile uğradığı zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10. 000,00 TL’nın sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen karara karşı süresi içinde davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosyanın ikmalen gelmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 27. HD’nin 02.06.2020 tarihli ve 2020/316 E.-2020/515 K. sayılı ilamı ile davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği görülmüştür.
    İşbu karara karşı davalı-birleşen davada davacı vekilinin süresinde temyiz kanun yoluna başvurduğu görülmüştür.
    Asıl davada davacı iş sahibi yapmış olduğu kısmi ödemenin iadesini istemekle sözleşmeden dönme iradesini koymuştur. Davalı da birleşen davada sözleşmeye bağlı olarak çıkan zararlarını talep etmekle sözleşmede fesih iradesini ortaya koymuştur. İki tarafın karşılıklı iddiaları değerlendirilerek öncelikle fesih konusunda hangi tarafın haklı olduğunun değerlendirilmesi gerekir. Bunun için de aralarında yapılan sözleşmede malın üretilmesi ve hazır edilmesi ile ödeme konusundaki karşılıklı yükümlülüklerin dikkate alınması, hangi tarafın temerrüde düşerek edimi ifa etmediğinin belirlenmesi ve bu husus açıklığa kavuşturulduktan sonra davalı-birleşen davada davacı tarafın talebinde ileri sürülen zarar kalemlerinin değerlendirilmesi gerekir. Her ne kadar bu konuda rapor alınmış ise de rapor yeterli olmadığı gibi davalı-birleşen davada davacının bu husustaki itirazları da 6100 sayılı HMK’nun 281. maddesi gereği karşılanmadan reddedilmiştir.
    Mahkemece yapılacak iş; yukarıdaki ilkeler dikkate alınarak davalı-birleşen davada davacının itirazları değerlendirilmek üzere rapor veya ek rapor almak ve sonucuna göre karar tesisinden ibaret olmalıdır. Mahkemece bu husus üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile karar verilmesi sebebiyle kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ:Temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı-birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğin ise bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, 29.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara