Esas No: 2021/18235
Karar No: 2022/14597
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18235 Esas 2022/14597 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/18235 E. , 2022/14597 K.Özet:
Ceza Dairesi, nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme suçlarından sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yapılan istinaf başvurusunu değerlendirmiştir. Mala zarar verme suçu nedeniyle verilen cezanın miktarı ve türü göz önünde bulundurularak istinaf başvurusunun esastan reddedilmesine karar verilmiştir. Ancak, nitelikli hırsızlık suçundan verilen cezanın alt sınırının beş yıldan fazla olması nedeniyle sanık için zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden yargılamanın devam ettirilmesi, savunma hakkının kısıtlanması anlamına gelmektedir. Bu nedenle, sanığın temyiz istemi kabul edilerek, hükmün BOZULMASINA ve dosyanın yeniden incelenmek üzere Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5271 Sayılı CMK'nın 286/2-a, 288, 294, 298, 301, 304/2 maddeleri
- 5237 Sayılı TCK'nın 37/2, 38/2, 43/1 maddeleri
- İHAS 6, 2709 Sayılı Anayasa'nın 36. maddeleri
- 5271 Sayılı CMK'nın 150/3, 196/2 maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Nitelikli hırsızlık ve mala zarar verme
HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
I-)Sanık hakkında mala zarar verme suçlarından kurulan mahkumiyet hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararına yönelik yapılan incelemede:
Hükmolunan cezanın miktarı ve türü gözetildiğinde, 5271 sayılı CMK'nın 286/2-a maddesi uyarınca, ilk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararlarının temyizleri mümkün olmadığından, sanığın temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nın 298. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak REDDİNE,
II-)Sanık hakkında nitelikli hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddi kararının incelemesine gelince:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır'', aynı Kanunun 294. maddesinin ''temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir'' ve aynı Kanunun 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek sanığın temyiz dilekçelerinde gösterdiklerei sebeplere yönelik yapılan incelemede;
Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasamızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı CMK’nın çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır.
Ücretsiz müdafii yardımından yararlanma hakkı da, savunma hakkının alt başlıklarından birini oluşturmaktadır.
Anayasamızın 90. maddesi uyarınca, iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin "Adil Yargılanma Hakkı" başlıklı 6. maddesinin 3. fıkrasının 'c' bendi hükmü uyarınca, "Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir müdafi veya eğer bir müdafi tayini imkânından mahrum bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından seçilecek bir müdafiinin yardımından ücretsiz yararlanmak." adil yargılanma hakkının gereği ve doğal sonucudur.
Kişi ağır bir ceza tehdidi ile karşı karşıya olup ta avukatı yoksa, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerine saygılı olan Devletimizin, onu ücretsiz avukat yardımından yararlandırma yükümlülüğü vardır.
Bu düşüncelerden hareketle kaleme alınan 5271 sayılı CMK'nın 150/3. fıkrası uyarınca "Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda..." müdafii görevlendirilmesi zorunludur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen (örneğin; 14.10.2021 günlü, 2021/2-35 esas ve 2021/473 sayılı kararında olduğu gibi) içtihatları uyarınca, suçun temel şeklinin cezası beş yıldan fazla olmamasına rağmen sanığa tatbiki istenen daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl dikkate alındığında şüpheli veya sanık beş yıldan fazla bir ceza ile cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya olup ta avukatı yoksa şüpheli veya sanığa (mahkemesince) zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerekir.
Aynı şekilde Dairemize göre;
Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl olmamakla birlikte, 5237 sayılı TCK’nın 37/2, 38/2. maddelerinde düzenlenen iştirak hükümleri uyarınca faile verilecek cezada yapılacak artırım sonucunda veya somut olayda olduğu gibi TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması hâlinde şüpheli veya sanık beş yıldan fazla bir ceza ile cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya olup ta avukatı yoksa şüpheli veya sanığa (mahkemesince) zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
TCK'nın 142/2-h ve 43/1. maddelerinde öngörülen ve zincirleme biçimde işlenen nitelikli hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK'nın 304/2. maddesi uyarına yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere dosyanın ... 2. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine, 26/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.