Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3484 Esas 2016/5552 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3484
Karar No: 2016/5552

Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3484 Esas 2016/5552 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/3484 E.  ,  2016/5552 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme
    Hüküm : TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaletiyle TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 220/6, 62, 53/1-2-3, 58/6-9, 63. maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükme yönelik olduğu kabul edilerek yapılan incelemede,
    Hükmedilen cezanın süresi itibariyle koşulları oluşmadığından sanıklar ... ve ... müdafiinin duruşmalı inceleme talebinin CMUK’nın 318. maddesi gereğince REDDİNE,
    Sanıklar hakkında kurulan hükümlerde öncelikle temel ceza tayin edilip sonrasında TCK"nın 220. maddesi 6. maddesi gereğince indirim uygulandıktan sonra 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken, yazılı şekilde uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden bozma nedeni yapılmamış; Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının TCK"nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş ve sanıklar ..., ... ve ..."in güvenlik güçlerince kesintisiz takip neticesinde yakalandıklarının 27.11.2011 günlü olay tutanağı ile tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
    Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 01.11.2016 tarihinde zabıt mümzilerinin soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısı tarafından alınan beyanlarının sanıklar hakkında kurulan hükme esas alınmasına rağmen duruşmaya usulüne uygun olarak çağrılıp dinlenmemiş olmalarının CMK"nın 58, 201, 206, 210 ve 217. maddelerine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle hükmün bozulması gerektiği yönündeki sayın üyeler ... ve ..."ın karşı oyları ve oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY:

    Mahkeme, Cumhuriyet savcısının soruşturma aşamasında ifadesini tespit ettiği kolluk görevlilerinin beyanlarına tanık sıfatıyla başvurmamış olmakla birlikte gerekçeli kararda hükme dayanak yapılan deliller arasında "savcılık ifade tutanaklarına" yer verilmiştir.
    CMK"nın 217. maddesine göre karar ancak duruşmaya getirilmiş ve hakim huzurunda tartışılmış delillere dayandırılabilir.
    Sözlülük ilkesi nedeniyle kural olarak tanığın duruşmada dinlenmesi gerekir. Aksi takdirde duruşmada tartışılmayan delil niteliğinde bulunduğundan hükme esas alınamaz. Yargılama aşamasında dinlenmeyen tanığın hükme esas alınması CMK"nın 58. maddesine de aykırılık teşkil edeceği açıktır.
    Bu nedenle mahkeme öncelikle, hükme alması halinde Cumhuriyet savcılığınca ifadesine başvurulan kolluk görevlilerine tanık sıfatıyla dinlemeli ya da sair delillerle maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıktığını kabul etmesi halinde hükümde bu ifadelere delil olarak başvurmamalıdır. Bu yönden CMK"nın 58, 201, 206, 210 ve 217. maddelerine aykırı olan hükmün bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmemekteyiz.

    Hemen Ara