Esas No: 2016/1724
Karar No: 2016/5469
Karar Tarihi: 03.11.2016
Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/1724 Esas 2016/5469 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Çocuk Mahkemesi
Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Hüküm : TCK"nın 267/1, 31/3.. maddeleri gereğince mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1- Suça sürüklenen çocuğun, hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendisini beyanına göre teyzesinin oğlu ... olarak tanıtması karşısında, ..."in gerçek ve hayatta bir kişi olması halinde TCK"nın 268. maddesi yollamasıyla 267/1. maddesine uyan suçun, hayali kişi olması halinde ise aynı Kanunun 206/1. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine yalan beyanda bulunma suçunun oluşacağı gözetilerek ..."in gerçek ve hayatta olan bir kişi olup olmadığı araştırılıp, yaşayan gerçek kişi olması durumunda katılma hakkı da bulunduğundan davadan haberdar edilerek suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre de;
a- Gerekçeli karar başlığında suç adının “Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” yerine “iftira” olarak yazılması,
b- Suça sürüklenen çocuk hakkında uygulama maddesinin TCK"nın 268/1. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 267/1. maddesi yerine, doğrudan anılan Kanunun 267/1. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
c- Hırsızlığa teşebbüs suçunun şüphelisi olarak yakalandığı sırada mağdura ait kimlik bilgilerini kullanan suça sürüklenen çocuğun, kovuşturma başlamadan önce gerçek kimliğini açıkladığının anlaşılması karşısında, hakkında TCK"nın 269/2. maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
d- Suç tarihinde onbeş yaşını doldurup onsekiz yaşını tamamlamadığı anlaşılan çocuk hakkında sosyal inceleme raporu alınmadığı gibi alınmamasının gerekçesinin de kararda gösterilmeyerek 5395 sayılı Kanunun 35/3. maddesine muhalefet edilmesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 03.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.