Esas No: 2016/4279
Karar No: 2016/5237
Karar Tarihi: 27.10.2016
Silahlı terör örgütüne üye olma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/4279 Esas 2016/5237 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma
Hüküm : TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62, 53/1-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1. GENEL AÇIKLAMA
Türk Ceza Hukuku bakımından terörün tanımı ve hangi suçların terör suçu sayılacağı 3713 sayılı Kanunda gösterilmiştir. Kanunun 1. maddesinde gösterilen terör tanımına göre bir eylemin terör eylemi sayılabilmesi için;
a- Eylem, cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerini içermelidir,
b- Eylemle, Anayasada belirtilen,
-Cumhuriyetin niteliklerini,
-Siyasî, hukukî, sosyal, laik ve ekonomik düzenini değiştirmek,
-Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak,
-Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek,
-Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek,
-Temel hak ve hürriyetleri yok etmek,
-Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amaçlanmalıdır.
c- Eylemi gerçekleştiren failler bir örgüte mensup olmalıdır,
d- Eylem suç teşkil etmelidir.
Bu genel terör tanımı dışında, 3713 sayılı Kanunun 3. maddesinde doğrudan terör suçları ve 4. maddesinde de, işlenme bağlamına göre; dolayısıyla terör suçları gösterilmiştir.
TCK"nın 314. maddesi bakımından, bir oluşumun, bir yapılanmanın silahlı terör örgütü sayılabilmesi için;
a- Hiyerarşik yapıya, sıkı bir disipline, eylemli bir işbirliğine sahip olan ve en az üç kişiden oluşan, yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaç suçları işlemeye elverişli bir örgüt mevcut olmalıdır.
b- Bu örgüt, Türk Ceza Kanununun ikinci kitap, dördüncü kısım, dördüncü ve beşinci bölümlerde yer alan suçları "amaç suç" olarak işlemek üzere kurulmuş olmalıdır,
c- Bu örgüt silahlı olmalıdır.
2-ÖRGÜTÜN YAPISI
El Nusra (Nusret Cephesi ) Fetih El Şam Cephesi adlı örgütün dosya kapsamına göre; ilk olarak Ocak 2012 yılında Suriye"de El Cevlani liderliğinde kurulmuş, 9 Nisan 2013 tarihinde yaptığı açıklamada, El Kaide terör örgütü lideri Eymen El Zevahiri"ye bağlılık yemini etmiş, 13 Haziran 2013 tarihinde ise Nusret Cephesinin (Dairemizce silahlı terör örgütü olduğu kabul edilen) El Kaide terör örgütü genel komutanlığına bağlı bulunduğunu açıklamıştır.
Kurulduğu Ocak 2012 tarihinden bu yana Suriye Rejimine karşı savaşan El Nusra Cephesi (ENC) bünyesinde barındırdığı El Kaide ideolojisini benimseyen ve Suriye"li olmayan yabancı elemanlarını bir arada tutabilmek ve El Kaide"den gelen fınans kaynaklarını korumak amacıyla bu örgüte bağlı olarak faaliyet göstermektedir.
Ancak Rusya"nın 2015 yılında Suriye"ye yönelik askeri müdahalesi ve Temmuz 2016 tarihindeki İdlip"e (Suriye) yönelik hava saldırısı sonrasında bölgedeki diğer muhalif gruplarla çıkan gerginlik sonunda El Kaide örgütünden ayrılma konusunda karar alınarak “Jabhat Fateh Al Sham/Fetih El-Şam Cephesi (FEC)” adlı yapı kurulmuştur.
Bu ayrılık kararının amacı Emniyet Genel Müdürlüğünce;
“Yeni bir isimle tamamen entegre olmaksızın muhaliflerin çatısı altına girme,
-Ilımlı bir üslupla örgüte Suriyelilerin katılımını sağlama, uygun şartların oluşması halinde El Kaide gündemine/söylemine geri dönme,
-Suriye içerisinden ve diğer muhalif gruplardan yeni muhalifler temin etme, tabanını ve etki alanını genişletme,
-El Kaide olan bağını en azından görünürde ayrıştırarak Rusya Federasyonu ve Uluslararası koalisyon tarafından daha yoğun şekilde hedef alınma ihtimalini azaltma gibi saiklerin gözetildiği düşünülmektedir” şeklinde açıklanmaktadır.
Nitekim, El Kaide terör örgütü ve çatışma bölgeleri ile irtibatlı gruplara yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda yakalanan şahısların ifadelerinde; Nusret Cephesi"nin Suriye"de rejim karşıtı silahlı faaliyet yürüten bir grup olduğu, liderinin El Cevlani olduğu, askeri ve lojistik konularında faaliyet yürüttüğü, El Kaide terör örgütüne bağlı olarak savaştığı beyan edilmiştir.
Amacı Suriye"de El Kaide terör örgütü himayesi altında şer"i esaslara dayalı bir devlet kurmak olan örgütün ideolojik alt yapısı, temel felsefesi ve harekat tarzı selefilik mezhebinden gelmektedir.
Eleman ihtiyacını genellikle Suriyeli sünni/Arap şahıslar ile bu örgüte destek veren, bazı müslüman ülkelerde ve Avrupa"da yaşayan müslüman şahıslardan karşılayan El Nusra örgütü silah gücünün büyük çoğunluğunu Irak Silahlı Kuvvetlerinden ve az bir oranda da Suriye"de ele geçen silah ve mühimmatlardan sağlamaktadır. Ekonomik kaynakları şeffaf olmayıp, fidye için adam kaçırmak ve tarihi eser kaçakçılığından gelir elde ettiği belirlenen örgütün El Cezire bölgesinde petrol kuyuları, işlenmiş pamuk ve sanayi bölgelerini ele geçirmesi dikkat çekicidir.
3- BİRLEŞMİŞ MİLLETLER GÜVENLİK KONSEYİ İLE BAKANLAR KURULU KARARLARI
El-Kaide ve Usame Bin Laden"le bağlantılı olan, terörizmin finansmanına destek sağlayan kişi ve kuruluşların faaliyetlerine engel olunması amacıyla BM Güvenlik Konseyi’nin BM Şartı"nın 7. bölüm uyarınca aldığı 1267, 1333, 1390, 1455, 1526, 1671 (2005) ve 1735 (2006) sayılı kararları çerçevesinde faaliyet gösteren BMGK Yaptırımlar Komitesi’nce tüm ülkeleri bağlayıcı nitelikte listeler yayınlanmaktadır. Anılan BMGK kararları tüm ülkelere söz konusu listede yer alan kişi, şirket ve kuruluşların tüm hak ve alacakları ile mal varlıklarının dondurulması, ülkelere girişlerinin ve topraklarından transit geçişlerinin yasaklanması, doğrudan veya dolaylı olarak silah ve askeri malzeme temini, satış ve transferinin önlenmesi yükümlülüğü getirmektedir. Bu listeler Bakanlar Kurulu Kararnameleri olarak yayımlanarak mevzuatımıza dahil edilmektedir. Bu kapsamda;
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi El Kaide Yaptırımlar Komitesi tarafından 15.04.2014 tarihinde yayınlanan El Kaide Yaptırımlar Listesi incelendiğinde;
El Nusra örgütünün “El Kaide ile bağlantılı gruplar” başlığı altında yer aldığı 30.05.2013 tarihinde değişiklik yapıldığı, örgütün diğer adları ve güncellemeler kısmında; “p) Jabbat al-Nusrah, q) Jabher al-Nusrah, r)Al-Nusrah Front, t)Al-Nusrah Front for the people of the levant, (güncellemeden önceki isimleri) p)Jabbet al- Nusrah, q)Jabhet al-Nusrah, r) Al-Nusrah Front (El Nusra Cephesi)” (güncellemeden sonraki isimleri) ibarelerinin bulunduğu,
“El Kaide ile bağlantılı şahıslar” başlığı altında, Qdi.317 Name: 1: ABU MOHAMMED, 2: AL-JAWLANİ isimli ile kayıtlı şahsın diğer adının “...” olduğu, 18.05.2015 tarihinde güncellenen listede halen (Orijinal metin: www.un.org/sc/committees/1267/changes_newlist_format.shtml) söz konusu isimlerin bulunduğu anlaşılmıştır.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK), 1267(1999), 1988 (2011) ve 1989 (2011) sayılı kararlarıyla listelenen kişi, kuruluş ve organizasyonların tasarrufunda bulunan malvarlığının dondurulmasına ilişkin kararına istinaden, 30.09.2013 tarih ve 2013/5428 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının ekindeki listede “AL-NUSRAH FRONT FOR THE PEOPLE OF THE LEVANT” adı altında belirtilmiş ve 10.10.2013 tarih 28791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
4- ÖRGÜTÜN ÜLKEMİZE YÖNELİK EYLEM VE FAALİYETLERİ
El Nusra Cephesi (ENC) yanlısı radikal selefi unsur ve gruplar ile ilgili alınan istihbarı bilgilerde;
Ülkemizin çeşitli illerinde adı geçen örgüte silah temini için yandaş unsurlardan para toplamaya çalıştıkları, Afganistan, Pakistan ve Suriye’deki çatışmalarda hayatını kaybeden şahısların ailelerine maddi yardım sağladıkları ayrıca mensupların gelirlerinden alınan paylar oranında El Nusra Cephesi (ENC)’ye para aktarıldığı, İlim, Kültür ve Dayanışma dernekleri adı altında faaliyetlerini yürüttükleri, mescitler oluşturarak dini içerikli eğitim ve yönlendirmelerde bulundukları, Çatışma Bölgeleri’yle irtibatlı bazı şahısların Ülkemizden Suriye’ye illegal yoldan sınırı geçmek isteyen şahıslara aracılık ettikleri, Twitter Sosyal Paylaşım Sitesi’nde Selefılik, El Kaide ve El Nusra Cephesi (ENC) adına propaganda faaliyeti yürüterek çatışma bölgelerinde faaliyet gösteren şahıslara (Türk Selefi Grubu) ait fotoğrafların paylaşıldığı bilgilerine ulaşılmıştır.
Ülkemizde El Nusra bünyesinde faaliyet gösteren şahıslara yönelik 2015 yılında yapılan operasyonlarda (8) şahıs yakalanmış, bunlardan (5)’i tutuklanmış,(3)’ü savcılıktan serbest bırakılmıştır. 2016 yılında yapılan operasyonlarda ise (17) şahıs yakalanmış, bunlardan (4)’ü tutuklanmış, (2)’si Adli Kontrol Kararı ile serbest bırakılmıştır.
Yine örgüt üyelerinin ülkemizden eleman temin etme amacıyla ve özellikle 15 yaşından küçük kız çocuklarını ailesinden habersiz olarak ikna ederek Suriye"ye götürmeye çalıştıkları iddiasıyla ilgili yapılan soruşturmalar sonucunda açılmış davalar bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu eylemler, El Nusra Cephesi örgütü tarafından vatandaşlarımıza karşı ve dolayısıyla ülkemize karşı gerçekleştirilmiştir.
Bu kapsamda dosyada bulunan İçişleri Bakanlığının bilgi notu yazısında da belirtildiği üzere;
Ülkemizde Fetih El Şam Cephesi - El Nusra Cephesi, FEC/ENC adı altında herhangi bir silahlı eylemine rastlanmayan örgütün, ülkemizde birçok vatandaşımızın ölmesine sebep olan El Kaide terör örgütüne biatını açıkça ilan eden ve El Kaide Liderinin Suriye’deki temsilcilerinin ENC olduğunu ortaya koyan beyanları, Suriye"de savaşmak üzere ülkemizden eleman ve maddi yardım toplaması bu kapsamda küçük çocukları ikna yöntemiyle Suriye"ye götürerek vatandaşlarımızın can güvenliğini ihlal etmesi, ülkemizden Suriye"deki çatışma bölgelerine illegal yoldan sınırı geçmek isteyen şahıslara aracılık etmeleri yanında ülke dışında fidye için adam kaçırmak, tarihi eser kaçakçılığı ile cebir şiddet içeren eylemleri göz önüne alındığında, El Nusra (Nusret Cephesi)/Fetih El Şam Cephesi’nin El Kaide terör örgünün bir kolu olarak kurulduğu ve silahlı bir terör örgütü yapılanması olduğu değerlendirilmiştir.
5- SONUÇ
Sanıkların örgüte mensubiyeti bakımından tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay günü her iki sanığın ... Bulvarı üzerindeki üst geçitte Emniyet ve MİT’e ait binaları karşıdan alacak şekilde fotoğraflarını çekerken kolluk tarafından şüphelenilerek yakalandıkları, sanıkların ev ve üst aramalarında ele geçen eşyaların incelenmesi sonrası sanık ..."in cep telefonunda yapılan incelemede kendisinin fotoğraflarının yer aldığı, bu fotoğraflarda kendisinin tek ya da toplu olarak başka kişilerle birlikte olduğunun görüldüğü, sanığın tek başına örgüte ait kamplarda elinde silahla eğitim yaparken ve ayrıca diğer örgüt üyeleri ile birlikte ateşlenen füzenin düzeneğini birlikte kontrol ettiklerinin anlaşıldığı, sanık ..."a ait görüntü ve kayıtların incelenmesinde; El-Nusra"ya ait bayrak ve bu örgüte ait silahların toplu halde gözüktüğü, yine sanık ..."ın kolluk beyanına göre ..."da diğer örgüt üyeleri ile birlikte örgüte ait sözde derslik adı verilen yerde ve civarında birlikte çekilen fotoğraflarının ve sanık ..."in MİT bölge müdürlüğü ile Emniyete ait çeşitli binaların önünde çekilmiş fotoğraflarının bulunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Örgütün amacı, stratejisi, yapılanması, faaliyetleri ve amaç suçu işlemeye matuf vahamet arzeden eylemleri itibariyle 3713 sayılı Kanunun 4928 sayılı Kanun ile değişik 1. maddesinde tarifini bulan cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, ekonomik düzeni değiştirmek, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini bozmak amacıyla kurulmuş terör örgütü niteliğinde olduğu, örgütün nitelik ve niceliğine ve amaç suça yönelik gerçekleştirilen silahlı eylemlere göre; örgütün silahlı olduğu, amaç suça elverişli eylemlerde bulunduğu anlaşılmış,
Uluslararası casusluk yapma ve devlet güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme suçlarından beraatlerine karar verilen sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve mahkemeleri tarafından silahlı terör örgütü olarak kabul edilen El-Kaide"nin bir kolu olarak kurulan ve halen bu örgüte bağlılığını devam ettirdiği anlaşılan El Nusra (Nusret Cephesi)/Fetih El Şam Cephesinin üyesi oldukları yönündeki mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1. maddesinde terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek,
Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemler olarak tanımlanmış ve bundan hareketle silahlı terör örgütünün de bahse konu eylemleri gerçekleştirerek Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla meydana gelen teşekkül olarak kabul edilmesi, yine 5237 sayılı TCK’nın 314. maddesinde yazılı silahlı örgüt suçunun ise TCK"nın Devletin güvenliğine karşı suçlar ve Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar başlıklı dördüncü ve beşinci bölümlerinde yazılı suçları işlemek amacı ile kurulan silahlı örgütleri kapsaması karşısında;
6- KARAR...
Dosya kapsamı gözetilerek mahkemenin takdir ve değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmemekle tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 27.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.