Esas No: 2021/18433
Karar No: 2022/15220
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/18433 Esas 2022/15220 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/18433 E. , 2022/15220 K.Özet:
Ceza Dairesi'nin 2021/18433 E. ve 2022/15220 K. numaralı kararında, bir nitelikli hırsızlık suçuyla ilgili olarak, sanığın temyiz başvurusunun esastan reddine karar verildiği belirtilmiştir. Ancak, mahkeme kararında savunma hakkının kısıtlanmasına ilişkin bir hüküm olduğu gerekçesiyle sanığın temyiz istemi kabul edilmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kararda, savunma hakkının adil yargılanma hakkının bir parçası olduğu, ücretsiz müdafii yardımından yararlanma hakkının da bu hakkın bir alt başlığı olduğu belirtilmiştir. Kanunlar arasında yapılan atıflarla, suçun temel şeklinin cezası beş yıldan fazla olmayan suçlar dahi olsa, nitelikli hallerde cezanın daha ağır olabileceği ve sanık veya şüpheli bu durumda avukatı yoksa zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kararda, bu nedenle yargılamanın savunma hakkının kısıtlanmasına neden olacak şekilde devam etmesinin hatalı olduğu belirtilmiştir.
Kanun maddelerine ilişkin detaylı açıklamalar ise şu şekildedir:
- 5271 sayılı CMK'nın 288. maddesi: Temyiz, hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır.
- 5271 sayılı CMK'nın 294. maddesi: Temyiz istemi yaparken, hükmün neden dolayı bozulması istendiği gösterilmelidir. Temyiz sebebi hükmün hukuki yönüyle ilgili olabilir.
- 5271 sayılı CMK'nın 301. maddesi: Yargıtay, temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile usule ilişkin noksanlar hakkında inceleme yapar.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Nitelikli hırsızlık
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK'nın 288. maddesinin ''Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır'', aynı Kanun’un 294. maddesinin ''Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir'' ve aynı Kanun’un 301. maddesinin ''Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek, sanığın temyiz isteminin gerekçesiz olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Adil yargılanma hakkının en önemli başlıklarından birini oluşturan savunma hakkı, temel bir insanlık hakkı olarak İHAS 6. ve 2709 sayılı Anayasamızın 36. maddeleriyle 5271 sayılı CMK’nın çeşitli hükümlerinde güvence altına alınmıştır.
Ücretsiz müdafii yardımından yararlanma hakkı da, savunma hakkının alt başlıklarından birini oluşturmaktadır.
Anayasa'mızın 90. maddesi uyarınca, iç hukukun bir parçası olan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil Yargılanma Hakkı" başlıklı 6. maddesinin 3. fıkrasının 'c' bendi hükmü uyarınca, "Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir müdafi veya eğer bir müdafi tayini imkânından mahrum bulunuyor ve adaletin selameti gerektiriyorsa, mahkeme tarafından seçilecek bir müdafiinin yardımından ücretsiz yararlanmak." adil yargılanma hakkının gereği ve doğal sonucudur.
Kişi ağır bir ceza tehdidi ile karşı karşıya olup ta avukatı yoksa, insan hakları ve hukuk devleti ilkelerine saygılı olan Devletimizin, onu ücretsiz avukat yardımından yararlandırma yükümlülüğü vardır.
Bu düşüncelerden hareketle kaleme alınan 5271 sayılı CMK.'nın 150/3. fıkrası uyarınca "Alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda..." müdafii görevlendirilmesi zorunludur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen (örneğin; 14.10.2021 günlü, 2021/2-35 esas ve 2021/473 sayılı kararında olduğu gibi) içtihatları uyarınca, suçun temel şeklinin cezası beş yıldan fazla olmamasına rağmen sanığa tatbiki istenen daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl dikkate alındığında şüpheli veya sanık beş yıldan fazla bir ceza ile cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya olupda avukatı yoksa şüpheli veya sanığa (mahkemesince) zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerekir.
Aynı şekilde Dairemize göre;
Daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâl olmamakla birlikte, 5237 sayılı TCK’nın 37/2, 38/2. maddelerinde düzenlenen iştirak hükümleri uyarınca faile verilecek cezada yapılacak artırım sonucunda veya somut olayda olduğu gibi TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması hâlinde şüpheli veya sanık beş yıldan fazla bir ceza ile cezalandırılma tehdidiyle karşı karşıya olup ta avukatı yoksa şüpheli veya sanığa (mahkemesince) zorunlu olarak müdafii görevlendirilmesi gerekir.
Açıklanan nedenlerle;
TCK'nın 142/2-h ve 43/1. maddelerinde öngörülen ve zincirleme biçimde işlenen nitelikli hırsızlık suçunun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddeleri uyarınca sanığa zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devam edilerek aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’ın temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün öncelikle bu nedenle CMK'nın 302/2. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, CMK’nın 304/2-a maddesi gereğince dosyanın gereğinin ifası için ... 9. Asliye Ceza Mahkemesine, karardan bir örneğin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 03.11.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.