Esas No: 2015/8658
Karar No: 2016/6549
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/8658 Esas 2016/6549 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yasal koşulları bulunmadığından sanık müdafilerinin duruşmalı inceleme taleplerinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 318. maddesi uyarınca reddine karar verilip incelenerek gereği görüşüldü:
1-Müdafilerinin sanık hakkında "resmi belgede sahtecilik" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanık müdafilerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine;
Ancak:
T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hüküm fıkrasından TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin olan tüm kısımların çıkartılması ile yerine "TCK"nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı da gözetilmek suretiyle uygulanmasına” ibaresi yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Müdafilerinin, sanık hakkında "dolandırıcılık" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a)Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olayda sanığın, kiracısı olduğu katılana birlikte otobüs alma yönünde ortaklık teklifinde bulunduğu, ortaklık teklifini kabulü üzerine, peşinat olan 68,000 Euroyu katılandan alıp satın aldığı otobüs karşılığında firma yetkilisine verdikten sonra geri kalan miktarı otobüs sahibine ödeyememesi üzerine, aldığı para yerine önceden doğan bu borcuna karşılık katılana suça konu senedi, sahte olarak düzenleyip verdiğinin iddia ve kabul edildiği olayda;
Sanığın beyanlarının basit yalan sınırlarını aşan hileli davranış olarak değerlendirilemeyeceği, suça konu senedin de önceden doğan borca karşılık olarak katılana verildiği, dolayısıyla dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı,
b)Kabule göre de;
T.C. Anayasa Mahkemesi"nin TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 03.11.2016 günü oybirliği ile karar verildi.