Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3256 Esas 2016/4435 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3256
Karar No: 2016/4435

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3256 Esas 2016/4435 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/3256 E.  ,  2016/4435 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Görevi yaptırmamak için direnme, Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama, Toplantı ve yürüyüşlere silah veya 23. maddede belirtilen aletlerle katılma
    Hüküm : 1-TCK"nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollamasıyla 314/2, TMK"nın 5, TCK"nın 220/6-son, 62, 53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2-19.04.2011 tarihli eylem; 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet3-19.04.2011 tarihli eylem; TCK"nın 265/1, 265/3, TMK"nın 5, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet 4-14.07.2012 tarihli eylem; 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK"nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1- ... İl Emniyet Müdürlüğünün 04.01.2013 tarihli ve ... İl Emniyet Müdürlüğünün 17.12.2012 tarihli yazılarına göre, sanığın terör örgütünün faaliyetlerinin deşifre edilmesinde istifade edildiğinin bildirilmesi karşısında, sanığın savunmasında adı geçen emniyet mensupları araştırılıp kimlikleri tespit edilerek, tanık sıfatıyla dinlendikten sonra sonucuna göre sanığın suç kastının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 16.09.2014 tarih, 2014/9-96 Esas, 2014/375 sayılı kararı doğrultusunda, sanığın 2911 sayılı Kanunun 33/1. maddesine uygun olduğu kabul edilen eyleminin mutad ve meşru bir "düşünce ve kanaat açıklama yöntemi" ile işlendiği değerlendirildiğinden, sanığa yüklenen suçun tarihi ve işlenme yöntemi ile temel şekli itibariyle gerektirdiği cezanın süresine göre, hükümden önce 05.07.2012 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi kapsamında düşünce ve kanaat açıklama yöntemiyle işlendiği ve bu nedenle sanık hakkında açılan davaya ilişkin olarak kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3- Kabul ve uygulamaya göre de;
    a- Sanık hakkında öncelikle TCK"nın 314/2. maddesi uyarınca temel ceza tayin edilip sonrasında aynı Kanunun 220/6. maddesinin ikinci cümlesindeki indirim uygulandıktan sonra devamında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince artırım yapılması gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,
    b- Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu TCK"nın 6. maddesine göre silahtan sayılan taş ile işlediği halde TCK"nın 265/4. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
    c- 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklik karşısında, infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde "sanık hakkındaki adli para cezasının ödenmemesi durumunda ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine" dair ihtarat yapılamayacağının düşünülmemesi,
    d- Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı ile TCK"nın 53. maddesindeki bazı düzenlemelerin iptal edilmiş olması nedeniyle bu karar doğrultusunda hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 29.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara