Esas No: 2021/16451
Karar No: 2022/15470
Karar Tarihi: 08.11.2022
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2021/16451 Esas 2022/15470 Karar Sayılı İlamı
6. Ceza Dairesi 2021/16451 E. , 2022/15470 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
Eski hale getirme koşullarını değerlendirme yetkisinin Yargıtay'a ait olduğu gözetilerek, sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığın mahkemeye bildirdiği adresine yapılan tebligatın bila tebliğ iade edildiği, akabinde mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ve tebliğ imkansızlığı nedeniyle muhtara tebliğ edildiği görülmüş olup, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30 ve 31. maddelerine göre, sanığın mernis adresinde oturup oturmadığı veya mernis adresinden sürekli olarak ayrılıp ayrılmadığı tespit edilmeden doğrudan aynı Kanun'un 21/2. maddesine göre işlem yapılarak tebliğ evrakının muhtara teslim edilmesi nedeniyle yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmakla, öğrenme üzerine yasal süresinde yaptığı temyiz ve eski hale getirme isteminin kabulü gerekmekle yapılan incelemede;
5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin uygulaması yönünden, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 10. maddesinin infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Oluş ve dosya içeriğine göre, 06.11.2011 günü gündüz vakti saat: 13.30 sıralarında müşteki zincirlikuyu durağından metrobüse bindiği, metrobüsten inerken montunun cebine koyduğu cep telefonunun hırsızlandığı, 13.11.2011 günü cep telefonun ...’dan ele geçtiği, ..., söz konusu cep telefonunu sanık ...’in kendisine satması için verdiğini beyan ettiği, sanık ... her ne kadar suçlamayı kabul etmeyip “....13/11/2011 gün kendi cep telefonum arızalı olduğundan servise götürdüm Fatih’te bulunan Nokia servisine götürdüm servis tamir etti ancak tekrar arıza yaptı daha önce ...’da oturmam sebebiyle tanıdığım ... isimli şahsa cep telefonumun arızalı olduğunu teknik servise göndermem gerektiğini bir ay sonra cep telefonumu geri alabileceğimi söyledim o da bana benim tanıdığım var sana cep telefonu alayım dedi kendisine 100 TL para verdim yanımdan ayrıldı daha sonra tekrar yanıma geldi Nokia marka cep telefonunu getirdi bu cep telefonunun da arızalı olduğunu fark ettim ve götürüp geri vermesi için tekrar kendisine verdim daha sonra polisler benim bulunduğum internet kafeye geldiler olayı burada öğrendim suça konu telefonu ben çalmadım çalıntı olduğunu da bilmiyordum” şeklinde savunmada bulunmuş ise de, söz konusu bahsettiği satışla ilgili herhangi bir belge sunmamış olması dikkate alındığında sanık ...’in eyleminin TCK’nın 142/2-b maddesinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun vasfında ve delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek ... şekilde hüküm kurulması;
2-Kabule göre de;
Hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve SOMUT OLAY BAĞLAMINDA SÜBUTA ERDİĞİ KABUL EDİLEN 5237 sayılı TCK'nın 165. maddesinde tanımı yapılan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. maddesi uyarınca; ''Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.'' hükmü de gözetilerek 7188 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik CMK'nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usule göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 08.11.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.