Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7112 Esas 2016/4400 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/7112
Karar No: 2016/4400
Karar Tarihi: 28.06.2016

Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/7112 Esas 2016/4400 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2015/7112 E.  ,  2016/4400 K.

    "İçtihat Metni"

    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.09.2015 tarih ve 2015/294206 sayılı yazısı ile;
    Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, gizliliğin ihlali, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve iftira suçlarından şüpheli ... hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/26658 sayılı soruşturması neticesinde verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına itirazın reddine dair ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2014 tarihli ve 2014/255 D. iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre, ""www.sacitaslan.com"" internet sitesinden ... ve eşi ile ilgili haberde ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/120653 soruşturma sayılı dosyasına ilişkin haber yapıldığı iddiası yanında maddi gerçeği araştırılmayan haber yapıldığı, haber verme hakkı kullanılırken kişilerin bilgileri, görüntüleri, sesleri, kamuoyuna sunulacağından habere konu olan kişilerin haklarının ihlal edilmesinin de kaçınılmaz bu nedenle haber verme hakkını kullananların bu fiillerinde kamusal yararın bulunması gerektiği, basın yoluyla yapılan kişilik hakkı ihlallerinden biri olan bir kişinin suçlu ilan edilmesinde kişilik hakkı, üstün nitelikte olan kamusal yararın önüne geçtiği, bu bağlamda gerçeğe aykırılık iddiasının objektif ölçülere dayanılarak değerlendirilmesi ve araştırılması gerektiği gibi anılan haberin doğruluğunun da araştırılmadığı ve kişiyi toplum nezdinde küçük düşürücü nitelik taşıdığı halde yapılan itirazın yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 28.09.2015 tarih ve 94660652-105-34-4390-2015-16531/53004 sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.09.2015 tarih ve 2015/294206 sayılı tebliğnamesi ile bozma talep edilmiş olmakla dosya incelenerek gereği düşünüldü:

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I) Olay:
    Hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal etme, gizliliğin ihlali, adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve iftira suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan şikayet
    üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüphelinin müştekiye karşı söz konusu suçları işlediğine dair herhangi bir emare bilgi ve belgeye rastlanmadığı ve suç unsuru bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki... vekilinin karara itirazı üzerine, ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2014 tarih, 2014/255 değişik iş sayılı kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    II) Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
    Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karara, müşteki vekili tarafından eksik soruşturma yapıldığı gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III) Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanununun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturduğu kanaatine varırsa dava
    açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir. Somut olayda müşteki vekilinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/120653 soruşturma sayılı dosyasında müvekkili hakkında yer alan bilgilerin rızası dışında yayınlandığından bahisle şikayetçi olmuş ise de şikayete konu edilen ....com adlı internet sitesinde yapılan haberin kamuoyunu bilgilendirme ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, kişilik haklarına saldırı ve gizliliğin ihlali niteliğinde bulunmadığının anlaşılması karşısında itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    IV ) Sonuç ve karar :
    HÜKÜM:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    ... 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 06.06.2014 tarihli ve 2014/255 değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.













    Hemen Ara