Esas No: 2015/3571
Karar No: 2016/4396
Karar Tarihi: 29.06.2016
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2015/3571 Esas 2016/4396 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282/1, 62, 52. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 2.000,00 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına dair ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2012 tarihli ve 2005/1050 Esas, 2012/462 sayılı kararını kapsayan dosyada, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 30.10.2014 tarih, 2013/14306 Esas, 2014/10739 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; sanığa atılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282. maddesinde düzenlenen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için öncül suç için öngörülen hapis cezasının alt sınırının 1 yıl veya daha fazla olması gerekmekte olup, sanığın gerçeğe aykırı belge ile gümrük idaresini yanıltıp vergilerini eksik ödemek suretiyle ithalat yaparak elde ettiği kazancı akladığı kabul edilmiş ise de; kaçakçılık suçuna ilişkin öncül suçun düzenlendiği kanunda suçun yaptırımının adli para cezası olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında, unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığından bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 18.02.2005 gün ve 94660652-105-34-0934-2015/4337/12942 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.03.2015 tarih ve 2015/3571 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmıştır
TÜRK MİLLETİ ADINA
I- Olay:
....... ... Sanayi Ticaret Limited Şirketinin yetkili müdürü olan sanık... ve şirketin ithalat işlemleri ile ilgili yurtdışı yazışma ve görüşmelerini yapan diğer sanık kardeşi ..."ın ... ve... Gümrük Müdürlüklerine gerçeği yansıtmayan düşük kıymetli faturalar ibraz etmek suretiyle röntgen filmleri ithalatı yaptıkları, ödenmesi gereken gümrük beyannamelerinin tescil edildiği tarihler itibariyle 20.092,36 TL tutarındaki Gümrük Vergisini ödemeyerek elde ettikleri kara parayı şirket bünyesinde tutarak ithalat konusu röntgen filmlerini iç piyasada ortalama olarak 8-11 kat yüksek birim fiyattan satarak gümrük vergilerini eksik ödemek suretiyle elde ettikleri kara parayı da satış faturalarındaki birim fiyat içerisine yansıtarak satış hasılatı olarak tahsil ettikleri ve bir sonraki ithalatın finansmanında kullandıkları, elde ettikleri kara parayı bu şekilde akladıkları ve olaya yasal bir görünüm süsü verdikleri böylece üzerlerine atılı suçu işlediklerinin 27.07.2005 tarih 173/5 sayılı araştırma ve inceleme raporundan anlaşıldığı, sanıkların 4208 sayılı Kanunun 7/2. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istenilmiş, sanıkların ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/1050 Esas, 2012/462 sayılı kararıyla mahkumiyetlerine karar verilmiş, kararın temyizi üzerine Yargıtay Yüksek 9. Ceza Dairesince sanıklardan ..."ın temyiz talebinin reddine karar verilirken sanık ... hakkında kurulan hüküm "TCK"nın 282. maddesinde düzenlenen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için öncül suç için öngörülen hapis cezasının alt sınırının 1 yıl veya daha fazla olması gerekmekte olup, sanığın gerçeğe aykırı belge ile gümrük idaresini yanıltıp vergilerini eksik ödemek suretiyle ithalat yaparak elde ettiği kazancı akladığı kabul edilmişsede; kaçakçılık suçuna ilişkin öncül suçun düzenlendiği kanunda suçun yaptırımının adli para cezası olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında, unsurları oluşmayan suçtan sanığın beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi"" gerekçesiyle bozulmuştur. Hakkında kurulan hüküm temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen sanık ... hakkında ise kanun yararına bozma talebinde bulunulmuştur.
II- Kanun yararına bozma istemine ilişkin uyuşmazlığın kapsamı:
Türk Ceza Kanununun 282/1. maddesinde düzenlenen suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçunun oluşabilmesi için malvarlığı değerinin sağlandığı öncül suç için öngörülen cezanın alt sınırının 1 yıl hapis cezası olması gerektiği cihetle ( 5918 sayılı Kanun ile anılan maddede yapılan değişiklikle öncül suç için öngörülen hapis cezasının alt sınırı 6 ay olarak belirlenmiştir) somut olayda sanıkların işlediği ve malvarlığı değerini elde etmelerini sağlayan eylemin uygun bulunduğu suç için öngörülen cezanın alt sınırına göre atılı Türk Ceza Kanununun 282/1. maddesinde düzenlenen suçun oluşup oluşmayacağına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Sanık ..."ın kardeşi diğer sanık ..."la birlikte ithal ettikleri röntgen filmlerinin değerini düşük gösteren faturalar ve sahte gümrük beyannamelerini gümrük idaresine ibraz edip 20.092,36 TL tutarındaki Gümrük Vergisini ödemeyerek sahtecilik suçu işlemek suretiyle haksız yarar sağladıkları daha sonra hileli işlemlerle malvarlığı değerlerini akladıkları anlaşılan olayda eylemlerinin suç tarihinden sonra yürürlüğe giren ve lehe olan 4926 sayılı Kanunun 3/c maddesi yollamasıyla 4/c maddesine uygun bulunduğu, kaçakçılık suçunun yanısıra aynı eylem nedeniyle ... ve sanık ... hakkında ... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2004 tarih ve 2004/85 sayılı iddianamesiyle sahtecilik suçundan da dava açıldığı ve ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/69 Esas, 2009/317 sayılı ilamıyla mahkumiyet kararı verildiği, kararın Yargıtay Yüksek 11. Ceza Dairesince 08.04.2013 tarihinde onanarak kesinleştiği, TCK"nın 282. maddesi kapsamında öncül suç niteliği taşıyan sahtecilik suçuna ilişkin suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıkların lehine olan 765 sayılı TCK"nın 342/1. maddesinde düzenlenen suç için öngörülen hapis cezasının alt sınırının ise iki yıl hapis cezası olması karşısında, sanığa atılı "suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama" suçunun oluşacağı cihetle sanığın TCK"nın 282/1. maddesinden mahkumiyetine karar veren ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
IV- Sonuç ve Karar:
... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.05.2012 tarihli ve 2005/1050 Esas, 2012/462 sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görülmediğinden REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.